Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıb] Cumhun>et Matbaaulık ve Gazeteulık Turk \nonım Şırkelı adına
Nadır Nadı 0 Gend Ya\ın Muduru Hasan Cemal. Mucssese Muduru
Emınr l^ıklıgıl. >a7i Ijlcrı Nfuduru Ok«y Goımsın. # Haber Merleeı
Muduru ^alçin Ba\«r. Savta Duzem ^oneımenı AJı 4£V. # Temsılater
ANkARA \hnn-l Tu. I/MİR Hüunrf Ç«tuıluıya, * D \ \ A Çraa Yıgenoglu
I, Pobtıka L<W Bajtaaıpç. Dış Haberler bıtaı ftücı. Ekonomı Ongu T.rtuuı. 1; Smdıka Şuknn KMma. kultur Otal Uacr.
Egılım Gma) ^«fauı. Haber Arastırma knm Betkıa, Yun Habalen Nccdcf Dogan. Spor Danışmam ^MuMjdır Yaratauu.
Dızı laaiar Keran Ç»kşfc»n. Aıusıırma Satn AJpo, Dujellme AMnfeh Vuıa. # kooıdına'or \hmel Korafeu. 9 Malı Isler
Eral Eıkm. 0 Muhasebe BufcM Varr • Butçe Planlama Sr>p OnuntKşratfcl • Reklam Vs» Toran. • Ek Yayınlar Hulys
Mıyol 9 Idare H M I H Ganr # Istame (MCT Çdik, 0 Bılgı tşlem N d Inal 0 Personel Sngl Bosunao|jlu.
Bosm .r l « m Cumhun*! Mabaaokk w Gaattalık TAŞ Türk O a * Cad 39/41 * g
HJ34 Isı PK 24*-lsunbul Td. 512 05 05 <20 hal. Tte. 22246 Fn. (1) 526 «0 72 #
Burolor A â K Z.ya Gokjlp Blv Inkıiap S. No 19/4. Tö 133 I) 4M7. Tefeı. 42344 FK. (4) 133
0' 6S • t m r H Zı>a Blv 1352 S i 3 ld 13 12 30, TUoc 52359 Fax (51) 19 53 60
lıunu Cad 119 S No ! Ka 1 Td 19 37 52 (4 ha). Tetoc 62155, Fu. (71) 19 37 52
13 MAY1S 1990 Imsak- 3 57 Guneş 5 42 Öğle: 13.05 Ikjndı 17.00 Akşam. 20 19 Yatsı 21 56
Soyluluğun imzası: Hermes
Scherrer'den Meksika
desenli bir tayyor.
Zengin harcı bir fanlezi.
Ama bir Scherrer takı
alınabilirdı belki de.
Sevilen bir modacıya aksesuarlarda ulaşmanın
mutluluğu... Bir eşarp, bir kemer, bir tişört, bir
çanta, bir kolye... İşe biraz renk, biraz şıklık, biraz
"Haute Conture" katar. Şık bir muthıluk verir
insana. "Bir Dior'um var, bir Chanerim, bir
Hermes 'im..."
NECLÂ SEYHUN
Ne kuyruktu o oyle?. Gıt gıt bıtmez. Taksiyle Saınt-Honore boyunca ilerlerken kuyruğu
sonundan yakalamıştık. Başı neredeydi bu İcuymğun?.. Bunca insan sabu heykelleri gibi
bekleşerek neye ulaşmaya çabalıyorlardı böyle?..
Duşunup duruyordum. Buralarda bir tiyatro, bir sergi falan da yoktu ki...
—Neyin kuyruğu bu boyle?" dedim şoföre.
Hermes'in kuyruğu olsa gerek, diye cevapladı sorumu.
—Bedava mı \eri>orlar?..
Guldü.
Kuyruk gerçekten de Hermes'e ulaşıyordu. Biraz daha ilerleyince gordük. Ama kuyruk öyle uzun,
ilerleme öyle yavaştı ki, bedava bile verseler, zordu doğrusu.
Bir Hermes eşarbı... Bin eşarbın içinden seçilir. Öylesine kendine özgun. Üstünde atlar, av
kuşları, dizginler, gemler, uzengiler, koşumlar, eğerler... Av boruları, oklar, silahlar.
Aynı turküyu soylüyor Hermes bunca yıl sonra bile. Hep aynı turküyü. Baba Hermes bu
koşumlann asıllannı yapmakla başlamıştı işe. Saraçtı. O zamanlar "Tüfek icat ohıp mertlik
bozulmamış" daha. Jnsanlar, otomobi)lerle değil, arabalarla geziyorlar bulvarlar boyu. Atın soylu
kişilerin yaşamında büyük yeri var. Atlı gezintiler, av partileri... Soylular için at sporundan güzeli
yok. O zamanlar bu koşumları, bu eğerlerı yapıyordu işte Hermes. Zamanırun gözdesi.
Ama gel zaman git zaman otomobiller - >• -.
arabalan, atları alaşağı etmiş. O zaman
Hermes dümeni kırmış. Seyahat çantaları,
valizler uretmeye başlamış böylece.
1937'de deri işçiliğine ıpek eşarplar da
katılıyor. 1945'te kravatlar. Ardından kadın
\e erkek hazır giyim, parfumler... Daha
sonra da ev için dekoratif eşya ve sofra
takımları...
Hepsinde o eski havadan bir esinti...
Desenlerde geçmişi yaşatmak. Dun olduğu
gibi bugün de Hermes janrında tek. 0nun
imzası bir kalitenin, bir şıklığın, bir
soyluluğun sirhgesi gene de. Onun için
tutuluyor böylesine. Onun için peynir
ekmek gibi satıyor, hele hele eşarpları.
Biraz dişini sıkarsa insan bir eşarp alabilir
Hermes'ten belki. Ama bir seyahat seti, bir
sofra takımı, bir Hermes giysi için, dişleri
dokmecesıne sıkmak gerek.
Sevilen bir modacıya aksesuarlarda
ulaşmanın mutluluğu... Bir eşarp, bir
kemer, bir tişort, bir çanta, bir kolye... işe
biraz renk, biraz şıklık, biraz "Haute
Conture" katar. Şık bir mutluluk verir
insana. "Bir Dior'um var, bir Chanerim,
bir Hermes'im..."
"O denli onemli bu?" diyenlere cevap bu kuyruklar. Demek kı bazıları için çok önemli. Orneğin
Chanel bir giysi bugun çok gozde. Ne var ki fıyatı akıllara ziyan.
Ama Coco Chanel'ın o ünlu sırt sırta iki "C")i kupeJeri, zincirli kemerleri, kapitone çantaları
karşıdan kapılıyor.
Armani'nin, Thirererev Muglere'in, Gaultier'nin bir tişörtune "ulaşılabiliyor." Bir Dior şal
alınabiliyor, bir Scherrer takı luksune katlanabiliyor bir hayranı. Bir Hermes kuyruğuna
katılıyor.
Evet, sevilen bir modacıya ulaşmanın mutluluğu bu. Ve luksü ve de sabrı... Hazreti Eyub'ü
kıskandınrcasına!..
İ
Lacrobt'dan alınabüecek şey, ancak bir aksesnardır hcrhalde.
Bir Dior elbist.
Siyah ipck krepten
horoz tuyleri ile suslü.
"AJabilmek" pek
çok kişi için olanaksız.
Ama belki bir
Dior şala ulaşılır.
Yatçıların
ortak sorunu
marina azlığı
MERİH AK
MARMARİS — Bodrum,
Marmaris, Kuşadası, Göcek,
Fethıye gibi marina merkezle-
rıne gelen yat sayısındakı hızlı
artış birçok sorunu beraberin-
de getirdı. Hızla gelışen >dt
turızmi sektöriı, Turizm Ba-
kanlığı'ndan gereklı ılgıyı go-
rememekten yakınıyor. Turk-
ıye'nın yatçılık konusunda bu-
yuk bir potansıyele sahip ol-
duğunu belırten yat ışleimecı-
lerı gerekli yatırımlarla yatları
kolaylıkla Turk kıyılarına çe-
kebıleceklerını soyluyorlar
Denizın yoğun olarak kir-
lenme>e başlaması, ilgıyı Do-
ğu Akdenız'e kaydırırken tu-
nzm şırketlerını ve ulkelen >at
tunzmı konusunda çalışmalar
yapmaya zorluyor Kara tunz-
mının yanı sıra yat turızmın-
de de buyuk potansiyel oldu-
ğunu dıle getiren turizmcıler
kıyılarımızın bu alan için en
ıyı şekılde kullanılması gerek-
tiğıni söyluyorlar.
Yatçılık sektorunde çalış-
malar >apan Doğan Tugay,
"Bizde birçok \iikumlulukkr
varken komşumuz Yunanis-
tan'da denizciliği geliştirmek
amacıyla birçok kolajlık sağ-
lanmış. Mesela bunlar cirola-
nndan çok az bir payı de\le-
te vergi olarak verirler. Çeşit-
li vergilerden muaf olmalan
nedeniyle de pazara istedikleri
fiyatla kolaylıkla giriyorlar"
diye konuştu.
Turkı>e"de yat turizminın
1970'h >nllarda başlayarak hız-
la yayıJdığını dile getiren yat
turizmcılerı, Turk kıyılarının
buyuk ilgi gorduğunu söylu-
yorlar. Yatları ıle birhkte çe-
şitli etaplar halınde geze geze
Turkiye'ye dek gelen tunstle-
re yeterlı hızmetın verıleme-
mesinden yakınan işletmecı-
ler, kıyıların uzun olmasına
karşın gerçek anlamda hızmet
verebılen marınanın az olma-
sından yakınıyorlar.
Yeterli marinanın bulunma-
masının yatçıların teknelenni
Turkıye'de bırakmalarını en-
gelledığını belırten ışletrneci-
ler, bu potansıyelin komşu ul-
kelere kaydığını ve buyuk do-
viz kayıplarının yaşandığını
da söyluyorlar Yatçılık konu-
sunda olumsuzluklann bir an
önce ortadan kaldınlması ge-
rektığıni ıste>-en işletmecıler,
Turizm Bakanlığı'nın gereklı
ilgıyı gostermemesınden de
yakınıyorlar.
43. Uluslararası CannesFilm Şenliği 'alışılmadık'hızıyla sürüyor
2. Dünya Savaşı'nın yansımaları43. Cannes şenliği çok hızlı başladı. Bunun en
önemli nedeni programın zengin olması.
Şenliğin toplam süresinin 11 günle sınırlanması
da tempoyu yükseltiyor.
MEHMET BASUTÇU
CANNES — Kurosawa'nın
duşlerınden gerçeklere hemen dö-
nuverdik. Cannes Şenliği çok hızlı
başlayıverdi çunku. Ana bolum,
"Alön Palmiye" adayları Clint
Eastwood ve Andrzej VVajda ile
bırlıkte hız kazanırken yan bö-
lumler de hafta sonunu bekleme-
den perdelennı açıverdıler.
"AJışılmadık bu hız nereden
geliyor" sorusunun iki yanıtı var.
Her şeyden once, progranu zengin
bir şenlik yaşıyoruz. Aslında, ay-
lar öncesınden belliydi böyle ola-
cağı. Değışık seçıcılerden ve seçı-
cı kunülardan gelen olağan yakın-
malar bu yıl hayli azahnıştı. Ger-
çek ve zor bir seçim yapabümenin
tadına uzun bir aradan sonra ye-
niden vanyordu herkes. Sonra yü-
dan yıla bırer gün kısalan şenliğin
toplam suresi, sonunda on bir gu-
ne ınmışıı... Kısacası. kımsenin yi-
tırecek zamanı yok artık. Can-
nes'a henüz yeterince ısınamadan,
koşturmaya başlayıverdik...
Kurosawa'nın çevre kırlenme-
sinden, nukleer teknolojinin teh-
likelerinden, savaş olasılığııun ya-
rattığı tedirginliklerden söz eden
gerçekçi düslerinden sonra Clint
Eastwood ile duşler ve gerçek
dunyalar arasında mekık dokuyup
duıduk. Polonya sinemasının us-
tası Andrzej VVujda ise bizleri acı
gerçeklerin göbefine, Varşova ge-
tosuna, sıyah-beyaz çekilmış gu-
zel bir film eşliğınde götttruverdı.
Belki de tkinci Dünya Savaşı-
nın gerçeklen ya da savaşın değı-
şik yansımaları, ana bdlümde su-
nulan her uç filmde de karşımıza
çıkıyordu. Afrika'ya film çekme-
ye ve fil avlamaya gıden Clint
Eastvvood da yıllar once "Kuller
ve Elmas" adlı filmınde işlediğı
İkincı Dunya Savaşı'na yeniden
dönuş yapan VVajda da —iki Al-
manya'nın bırleşmek uzere oldu-
ğu şu gunJerde— Nazızm'ın yarat-
tığı ınsanlık suçlarının unutulma-
ması gerektiğini, her bin kendine
özgu bir bıçimde anımsatıyordu.
Şenliğin en eskı bölumu olan
"Eleşüntıenlerin Haftası"nın (Sa-
maıne de la Critique) açılışı genç
bir Ingıliz yonetmemn, otuz yaşın-
daki Pbilip Ridley'm "Yansıyan
Ten" (The Reflectıng Skin) adlı ılk
filmiyle yapıldı. Kanada'da çeki-
len bu filmde, kuçuk bir çocuğun
zor bir mizansen çalışmasımn al-
tından da başanyla kalkıyor.
"YönebDenkrin On Beş Gttnü"
(Quinzaıne des Realisateurs) yan
bölumunun açılışında ise Batı top-
lumJannda öİum cezasının yeni-
den konulmasını dileyenlerin ses-
lerinı yukseltmeye başladıkları bir
gözleriyle, uçs>uz bucaksız tarlalar
ortasındaki birkaç çiftlıkte otu-
ranların gizemli ve durağan bir
görunum ardında surdurdüklerı
yaşamın, aslında nasıl için ıçın
kaynadıgına tanık oluyonız. Rid-
ley, teknik açıdan kusursuza yakın
olaa bu Tılmde, ayrıca, ruhbilim-
sel dram, polisiye, fantastık gibi
değişık turler arasında gıdip gelen
dönemde, ölüm cezasına karşı ta-
\u alan Italyan yönetmen Gianni
Amdio'nun etkıleyici filmi "Açık
Kapılar"ı (Porte Aperte) izledik.
Yan bölumlerın en yenısi oian
"Belirii Bir Bakış" (Un Certain
Regard) bölumunun açılışında
başka bir ılk film. tanınmış ttal-
yan kadın oyuncu Monica Vitti-
nin yönettiğı 'Gizli Skandal"
(Scandalo Segreto) sunuluyordu.
Ancak Fılmin başlaması ndan sa-
atler önce şenlik sarayı kapısında
kuyruklar oluştuğu ıçın meraklı-
ların bir bölumu salona giremi-
yordu. Olsun, acı-tatlı bir ltalyan
komedisı olduğu söylenen "Altın
Kajnera" adayı bu film, kuşkusuz
yakında sınemalarda dağıtıma gı-
recektir. O zaman ızleriz... Evet,
bazı "genç" yönetmenler dığerle-
nne oranla daha şanslı oluyorlar.
Kameranın önunden ardına geçen
unlu oyuncular listesine, bu yıl
Monica Vıttı ile Ben Gazzara da
katılıyorlar.
Festival bileti için
rası Istanbul Festivali'nin biletleri Ataturk Kultiır Merkezi (AKM) gişelerinde dun sa-
bah salılmayu başlandı. Festivalin tiryakileri, istedikleri programlara bilet bulabilmek
için, onceki gece AKM omındeki çimlerin uzerine, kaldınmlara şiltelerini ve uyku tu-
lumlannı serip gişelerin açılmasını beklediler. Gitar çalıp şarkı soyleyen, kâğıt oyna-
yıp alkollu içki alan yuzlerce kişi Turkiye'de genelde futbol maçlarına ozgu olan bilet
kuyrugunu sanatsal etkinliklere taşıdılar. 15 haziran aksamı Gürer Aykal yonetimin-
deki "Cnmhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası"nın konseriyle başlayacak olan 18. Ulus-
lararası tstanbul Festivali, 25 temmuz akşamı, "Batı Vakasının Hikâyesi" adlı Brod-
way müzikaliyle kapanacak. Bu yılki festivalin agır topları arasında Leningrad Senfo-
ni Orkestrası. Tanita Tikaram, Carlos Sanlana, B.B. King, Jobn Mc Laughin, Bran-
ford Marsailas, Dave Brubeck ve Martha Graham Dans Toplulugu sayılıyor. (Fotoğ-
raflar. Fual Kozluklu)
Bu arada festivalde kimı üzttcü
haberler de duyuluyordu. îlk gû-
nun en acı haberi, uzun yıllar "Le
Monde" gazetesmde sinema ya-
zılarını okuduğumuz Louis Mar-
corelles'ın ölüm haberiydi. Şenli-
ğin acüış gecesınde Monaco'da bir
dostun evinde kalan Marcorelles,
ertesi sabah, odasında, kalp yeter-
sizliğinden ölmuş olarak bulunu-
yordu.
Yaşamı boyunca genç yö-
netmenlerın, sanat ve deneme tü-
ru sınemanın ve değişık öncü
akımların savunuculuğunu yap-
nuş olan Louıs Marcorelles'in ölü-
mu Cannes'daki eleşürmenler ara-
sında derin uzuntü yarattı. Louıs
Marcorelles, ayrıca, Cannes Şen-
liği'nin en eski yan bölumu olan
"Eleştirmenlerin Haftası"nın 1962
yılındaki kurucuları arasında da
bulunmuş ve bir süre bu bölumü
yönetmişti.
Bugün Anneler Günü
Anneye
sevgî saygı
Haber Merkezi — Bugun An-
neler Gunu. Her yıl mayıs ayının
ikincı pazarı butun dûnyada "An-
neler Gunu" olarak kutianıyor.
Bugun annenize hıçbır şey veremi-
yorsanız uzulnıeyin. Bir buket kır
çıçeğıyle, bir opucukle "sevjpnizi"
sunun Dunyalar onun oiacaktır.
Amasya'nın Yenıçeltek Kömür
Işletmelerı'nde geçen şubat ayın-
da meydana gelen gnzu patlama-
sında yaşamını yitıren ışçilenn an-
neleri Turkıye'de "yılın anntsi" se-
çildıler.
Anneler Gunu nedeniyle Turk
Anneler Derneği, Türk Kadınlar
Bırlıği, belediyeler, Turk Kadını-
nı Tanıtma ve Guçlendirme Vak-
fı ıle çok sayıda kadın derneği, bir
dızı program duzenledi
Istanbul'da Turk Anneler Der-
neği başkanı ve uyeleri, sabah
Taksım'dekı Ataturk Anıtı'na çe-
lenk koyacaklar ve lstıklal Marşı
eşliğınde saygı duruşunda buluna-
caklar. Daha sonra Darülaceze^
dekı annelen zıyaret edecekler.
Gazıosmanpaşa ve Kâğıthane be-
lediyelen, gunu çeşıtlı etkınüklerle
kutlayacaklar. Umraniye Belediye-
sı'nın annelere armağanı olan
"Başak Çocuk F.vi" de törenle açı-
lacak.
Istanbul Buyükşehir Beledıye
Başkanı Prof. Nurettin Sozen,
Anneler Günu dolayısıyla yayım-
ladığı mesajda, tum anneleri kut-
ladı.
Işçi emekli
• ANKARA (Cumburivet
Bürosu) — SSK'dan ayük
alan dul ve yetimlere
ayhklan, 15 Haziran 1990
tarihinden ıtibaren Türkiye
tş Bankası yerine Ziraat
Bankası şubelerinden
ödenecek. Ziraat Bankası
şubelerinden yaşlılık aylığı
alan bazı işçi emeklilerinin
aylık ödemeleri de aynı
tarihten başlayarak Türkiye
Vakıflar Bankası, Türkiye
Emlâk Bankası ve Türkiye
Halk Bankası şubelerince
yapılacak. Emekli, dul ve
yetimler, mayıs aylıklarını
eski banka şubelerinden
alacaklar. Ancak Türkiye Iş
Bankası ve Ziraat
Bankası'ndan aylık alan
emekli, dul ve yetimler,
yeni banka şubelerini; 15
mayıstan itibaren mayıs
aylıklarını alırken veya
daha sonrakı gunlerde eski
şubelerine asılan ilanlardan
ve SSK Bölge ve Sigorta
müdurluklerinden
öğrenebilecekler.
The European
1 ınilvon basıldı
• Dış Haberler Servisi —
Avrupa'da lngilizce olarak
basılan The International
Herald Tribune, The Wall
Street Journal Europe ve
Financial Times
gazetelerine bir yenisi daha
eklendi. The European,
Ingiltere, Fransa,
F.Almanya ve Macaristan'da
basılarak tüm Avrupa'da
dağıtılacak olan haftalık
The European gazetesı,
cuma günu piyasaya çıktı.
600 bini Ingiltere'de olmak
üzere, toplam bir milyon
adet basılan renkli gazete,
üç bölümden oluşuyor. Ana
haberler, iş dünyası ve spor
ile yaşam eki Elan. Toplam
64 sayfa olan gazete
tamamen renkli sayfalardan
oluşuyor.
Düzeıı
Laboratuvarı
• ÎSTANBUL (AA) —
Türk Eğitim Vakfı (TEV)
Mütevelli Heyeti Başkanı
Vehbi Koç, "Istanbul
Düzen Laboratuvan"nı
hizmete açtı. Koç, açılış
töreninde "ebediyete intikal
eden Dr. Orhan Birman,
memleketin kalkınmasında
eğitimin önemine inandığı
için mal varlığını
vakfımıza bağjşlamıştır.
Vasiyeti üzerine vakfunız
Düzen Laboratuvarı ile bir
anlaşma yaparak bu
hizmeti gerçekleştirliştir"
"Sokaklarda
resiırf
• tstanbul Haber Servisi
— Beşıktaş Beledıyesi ile
Winsor-Newton Sanat
Boyaları işbirliği ile
gerçekleştirilen
"Sokaklarda Yapılsa
Resımler" gösterisi dun
başladı. Ortaköy Iskele
Meydanı'nda yapılan
gösteriye 12 sanatçı katıldı.
Gösterınin amacının
gunden gune kaybolan
kentsel dokunun
korunması olduğunu
belirten sanatçılar, bu tür
sokak gösterilerinin çeşitli
etkinliklerle
sürduruleceğini belirtti.
Mandela
onur konuğu
• tZMİR (UBA) — Izmir
Büyukşehir Belediye Meclisi
tarafından alınan kararla
Uluslararası İzmir Fuan'mn
açıhşına onur konuğu
olarak Afrika Ulusal
Kongresi Başkan Yardımcısı
Nelson Mandela çağrıldı.
40. yılında
1950'nin
yorurnu
• tsUnbuI Haber Servisi
— DYP Kadıköy llçe
BaşkanlığYnca Kadıköy
Belediyesi Kültür ve Sanat
Merkezi'nde duzenlenen
"40. Yıhnda 14 Mayıs
1950'nin Yorumu" adlı
panel dün yapıldı. Panele
Dışişleri eski Bakanlanndan
Ihsan Sabri Çağlayangil,
Içişleri eskı Bakanlanndan
Hıfzı Oğuz Bekata ve
gazeteci yazar Taha Akyol
katıldı. Çağlayangil, tek
parti iktidarına son veren
"14 Mayıs 1950"
seçimlerinin herkes
tarafından yanhş
yorumlandığını söyledi.
Çağlayangil, "Bu seçimler
sonunda CHP halkın
kendine tokat attığını, DP
beyaz ihtilal yaptığını, halk
ise zengin olacağını
zannetti" dedi. Hıfzı Oğuz
Bekata da 14 mayıs
seçimlerinin
"demokratikleşme yolunda
bir adım" olduğunu
kaydetti.