16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 4 MAYIS 2020 İSVEÇ’TE ‘PARKLARINIZIN KEYFINI SÜRMEK IÇIN DIŞARI ÇIKIN’ AFIŞLERI ARTIK GÖRÜLMEZ OLDU Özgürlük ve sorumluluklar Sağlık sistemi, Almanya’dan dört, Japonya’dan ise altı kat daha düşük yatak sayısı ile otuz yıldır dallanıp budaklanmış hastane özelleştirmeleri ve bütçe kesintilerinin bedelini ödüyor. Hastaneler, tıp merkezleri, huzurevlerinde malzeme, eğitimli sağlık çalışanı kıtlığı yaşanıyor... V G IOLETTE OARANT* Diğer Avrupa ülkelerinin aksine İsveç, Covid19 salgınını durdurmak için zorlayıcı olmayan bir yöntem tercih etti. Hükümet, teması ve dolaşımı kısıtlama önerilerinin yanı sıra tam tecridi tavsiye ettiyse de bunu zorunlu yapmadı. “Parklarınızın keyfini sürmek için dışarı çıkın”. Stockholm sokaklarında baharı karşılamak için asılı afişler dünyanın geri kalan çok sayıda ülkesinde tecrit altındaki 4 milyar kişiyi kışkırtıyormuş gibi durabilir. Mart ayının son günlerinde Abrahamsberg metro istasyonu en yoğun olduğu saatte boş... Her şey ya da neredeyse her şey işlemeye devam ederken bir ay içinde kamu ulaşım araçlarının kullanım sıklığı üçte iki oranında azaldı. Bir sonraki metronun gelişini duyuran kırmızı ışıklı panoda sürekli “Mecbur olmadıkça bir yerlere gitmeyin” mesajı paylaşılıyor. Karşı tarafta bir otobüs durağa yaklaşıyor. Mavi plastik eldivenli otobüs şoförü yolculara arka kapıdan binmeleri için işaret ediyor. Şoför koltuğunun arkasına çekili bir bant ile ikiye bölünmüş otobüste dikiz aynasından seyrek sayıdaki yolcuları dikkatle takip ediyor. Uzaktan çalışmaya teşvik İsveç başkenti, Kamu Sağlığı Kurumu’nun tavsiyelerini uygulamaya koyarak koronavirüsün yayılmasını durdurmak üzere ritmini yavaş yavaş düşürüyor. 29 Mart’tan beri 50’den fazla sayıda kişinin bir arada bulunması yasak. Lise ve üniversiteler için uzaktan eğitim ve çalışma “teşvik ediliyor”. Ancak kamuya açık kuruluşlar faaliyetlerini sürdürüyor, ilkokullar, kütüphaneler, spor salonları. Bar ve restoranlar her bir müşteri için oturacak yer ve gerekli sosyal mesafeyi öngörmek zorunda. Havuzlarda olağan cankurtaran yokluğu genel kuralı da beraberinde getiriyor: Herkes boğulmamak için olduğu gibi virüsü geçirmemek ya da virüse yakalanmamak için de sorumluluklarını yerine getirmeli. 1 Nisan tarihinde Sağlık ve Sosyal İşler Bakanlığı resmi talimatını bir kez daha hatırlattı: “Sosyal mesafenizi koruyun ve şahsi sorumluluklarını İsveç, Covid19 salgınına karşı teması ve dolaşımı kısıtlamayla birlikte tam tecridi tavsiye etti. Ama bunu zorunlu yapmadı. zı yerine getirin”. Normal zamanlarda bu ilke toplum genelinde son derece iyi oturmuş bir kuraldır ve basit bir nezlede dahi bir akşam yemeği daveti nezaketen iptal edilir ya da çalışmaya işe gidilmeden evden devam edilir. İsveçliler toplu ulaşım araçlarında ve kamuya açık yerlerde sosyal mesafeyi korumaya alışıklar. Evden bilgisayardan çalışma da aslında adetleri arasında yer alıyor. Yüzde 90 oranındaki günlük internet kullanıcı sayısı ile İsveç “tam dijitalleşmeye” doğru çılgın bir yarış içinde, ki bu da aslında tavsiyelerin aktarılmasını hatta Kamu Sağlığı Kurumu tarafından gerçekleştirilen, insanların bir yerden bir yere gidişleri ile ilgili anonim verilerin denetimini kolaylaştırmakta. İnternet, keyiften online idari işlemlere ve eve teslimata kadar her işlem için her koyun kendi bacağından asılır yaklaşımını destekliyor. Normal zamanlarda zararlı kabul edilen bu durum son günlerde faydalı gibi görünüyor. Yarını düşünmek... Kurumlarına güven duyan İsveçliler bu stratejiyi destekliyor. Tam tecrit uygulanmayacak zira tam tecrit Anayasa’nın her İsveç vatandaşı na taahhüt ettiği “Ülke içinde dolaşma özgürlüğü ya da ülkeyi terk etme özgürlüğü” maddesine aykırı olurdu. “Yarını düşünmek önemli, zira geriye dönüp özgürlüklerimize ve çok değer verdiğimiz temel haklarımıza saygı duymayı başarıp başaramadığımıza bakacağız” diye vurguluyor Lund Üniversitesi kamu hukuku profesörü Titti Mattssonii. Okulları ve sınırlarını kapayan komşu ülkelerinden farklı olarak İsveç, barış döneminde olağanüstü hal ilan etme yetkisi veren istisnai bir çerçeveye sahip değil. Bu durum yetkililerin şubat ayında harekete geçmesine engel olmadı. Bilim insanlarının Science dergisinde salgını doğrulamaları ile birlikte, kamu güvenliği ya da sosyal hizmetler uzman doktorları Kamu Sağlığı Kurumu adına neredeyse her gün basın açıklaması yapıyorlar. Uzman doktorlara, ülkenin bilim insanları ve diğer partilerin başkanları ile istişare eden sosyal demokrat Başbakan Stefan Löfven de eklendi. Risk altındaki kişiler, 70 yaş üstü kişiler ya da solunum sorunu olan kişiler gibi, sosyal temaslarını sınırlandırmaya ve açık hava alanlarda gezmeye teşvik ediliyorlar. Alışveriş ihtiyaçlarını gönüllüler gerçekleştiriyor. Huzurevlerinde yakın ziyaretleri yasaklandı. 60 bin kişi işten çıkarıldı Mart ayı başında Pandemi ile Mücadele Ulusal Grubu kuruldu ve testler yapılmaya başlandı. Tarama testi sayısı (her 10 bin kişiden 75’ine) Fransa’nınkinden çok daha üstte olsa bile, diğer kuzey ülkelerine oranla çok daha düşük, özellikle de nisan ortasında her on kişiden birine test yapılan İzlanda’ya oranla çok düşük. Haftalar birbirini takip ederken mağaza kasaları önüne plastik cam panolar yerleştirildi, kasa önündeki ve reyonlardaki zemine şeritler yerleştirilerek bekleme sıraları oluşturuldu. Orada da antibakteryel jel, tuvalet kâğıdı, pirinç ve maya kıtlığı yaşandı. Kültürel faaliyetler iptal edildi, kimileri web sitelerinde yeniden hayat buldu. Göl kenarında yürüyüşte bir öksürük tüm kafaların size dönmesi için yeterli. Genelde maaşlarını aldıkları cumartesi akşamı dışarı çıkan Stockholmlular artık evlerindeler. Mart ayı başından bu yana yaklaşık altmış bin kişi işten çıkarıldı ve yüz bin kadar kişi de geçici işten çıkarma durumu yaşadı. Bu kadar kısa sürede böylesine büyük bir artış 1992 yılından beri gözlemlenmemişti. Hükümet bu yıl işsizlik oranını yüzde 6.8’den yüzde 9’a, hatta yüzde 13’e çıkacağını tahmin ediyor. İsveç her şeyin düzen ve güzelden ibaret olduğu istisnai bir ülke değil elbette. Stefan Löfven’e göre, “Ülke kötü hazırlandı. Stratejik rezervleri Soğuk Savaş’tan bu yana yavaş yavaş boşaldı.” İsveç sağlık sistemi, Almanya’dan dört, Japonya’dan ise altı kat daha düşük yatak sayısı ile bin kişiye düşen 2.2 yatak ile otuz yıldır dallanıp budaklanmış hastane özelleştirmeleri ve bütçe kesintilerinin bedelini ödüyor. Hastaneler, tıp merkezleri, huzurevleri malzeme ve eğitimli sağlık çalışanı kıtlığı yaşarken Stockholm’de ordu ve sivil ihtiyatlar nisan ortasına kadar şu ana kadar henüz kullanılmayan sahra hastaneleri kuruyor. Sürü bağışıklığı tartışması Sayıları çok olmamakla birlikte birçok kişi, diğer kuzey ülkelerindeki bilançoyu dikkate alarak ülkede tam tecrit için sesini yükseltti. Nüfusa oranlandığında 20 Nisan’da İsveç’in bildirilen ölüm oranı Danimarka’daki ölüm oranının iki, Finlandiya’nınkinin ise on katı idi. Ancak bu oran Fransa’nın rakamlarına oranla iki kat, İspanya’nınkine oranla ise üç kat daha düşük. Öte yandan 10 Nisan’dan bu yana yeni vaka sayısı ve yoğun bakıma giren yeni hasta sayısı hissedilir oranda azaldı. “Hayır, İsveç’in stratejisi sürü bağışıklığı değil.” 4 Nisan tarihinde yapılan İsveç Kamu Sağlığı Kurumu’nun basın toplantısında, komşu ülkelerdeki sonuçlar arasındaki farkla ilgili soru yağmuruna tutulan şef epidemiyoloji uzmanı Anders Tegnell, durumu etkisini göstermedeki gecikme olarak sundu. Ancak Finlandiya televizyonundan bir gazeteciye ise şöyle söyledi: “Tüm ülkelerin sürü bağışıklığına bel bağladığını düşünüyorum. Çünkü ancak çok sayıda kişi bağışıklık kazanırsa yayılma oranı da sürdürülebilir bir şekilde kendiliğinden azalacaktır.” Uzlaşı kültürü bu maratonda kendini hissettiriyor. Tarihe geçecek bir olay ise sol partinin katılımı olmadan destek verdiği sosyal demokratlar ve çevrecilerden oluşan azınlık hükümetinin üç ay boyunca artırılmış yetkiler elde etmiş olması. 18 Nisan tarihinden bu yana hükümet Covid19 krizini günlük olarak kontrol etmek için yönetmelikler yardımıyla devreye giriyor, parlamentonun ancak sonradan etkisi olabiliyor. Kararname ile yönetme biçimi mutlak güç olarak algılanmamalı: “Bir virüse karşı yasa koymak imkânsız” diye açıklama yapan Stefan Löfven halkı “sağduyuya” davet ediyor. Kriz uzun sürecek ve bu süre zor olacak”. Nisan başından bu yana meşhur “Parklarınızın keyfini sürmek için dışarı çıkın” afişleri ise sokaklarda görülmez oldu. (*) Gazeteci, Stockholm. Çeviri Sedef Atam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle