01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 KASIM 2020 2 PEKIN’IN ÖNCELIĞI TAŞLARINI KÜRESEL SATRANCA YERLEŞTIRMEK VE KENDI GIDA EMNIYETINI SAĞLAMAK Çin’in dev balıkçılık filosu... Çin, Batı Afrika açıklarında ve Arap Yarımadası’nda Amerikan savaş donanmasından boşalan yeri ele geçirip balık avcılığını yoğunlaştırdı. Buna paralel olarak Güney Çin Denizi’nde ve Kuzeydoğu Geçidi’nde deniz seyir koridorları ile deniz altı petrol ve gaz rezervleri üzerinde egemenliğini ilan etmek istiyor. Bir araştırmaya göre, Çin’in açık deniz filosu 16 bin 966 gemiden oluşuyor... Birçok uzman aşırı avlanmanın, sürdürülebilir balıkçılık, türlerin yok olması açısından yarattığı tehlikeye de dikkat çekiyor. Hong Kong’da bu yıl Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü törenlerine balıkçı tekneleri de katıldı. IAN URBINA * Ç in balıkçılık filosunun kaç gemiden oluştuğunu kimse bilmiyor. Ancak şüphesiz, dünyanın tamamında boy gösteren bu donanma hem büyüklüğü hem de eylem sahası olarak diğerlerinin çok daha ötesinde. Pekin için ise hem nüfusunun beslenmesi hem de jeopolitik satranç oyununda piyonlarını yerleştirmesi bakımından hayati öneme sahip. Derin sulara açılan herkes, Çin balıkçılık filosunun gücü ve korkusuzluğu konusunda hemfikirdir. 2019’da bir haftalığına, kıyıdan 150 km. açıkta devriye dolaşan Gambiyalı bir polis birliği ile bulundum. O sırada çalışma hukukunu delen ve yasadışı balık avıyla suçlanan on beş gemi denetimden geçirildi. Biri dışında, hepsi Çin menşeliydi. Aynı yıl, Şili limanı Puna Arenas’tan Güney Okyanusu’na diş balığı avlamaya giden bir balıkçı teknesinde geçirdiğim bir ayda yol boyu neredeyse hiç kimseye rastlamazken tek karşılaştığımız on iki adet eski püskü yine Çin menşeli gırgır balıkçı teknesi (1) oldu. Kalamarların yüzde 70’i yok oldu Ağustos 2020’de ekvator açıklarındaki Galapagos Adaları’nın UNESCO tarafından koruma altına alınmış sularında 340’tan fazla Çinli balıkçı teknesi tespit edildi (2). Gelişmiş Savunma Araştırmaları Merkezi’ne (Center for Advanced Defense Studies” göre, bu gemilerin birçoğu yasadışı balık avına karışmış armatörler tarafından kiralanmıştı (3). 2017 yazında, yine bu deniz mabedinin etrafında aynı büyüklükte başka bir Çin balıkçılık filosunun dönüp durduğu görüldü. Yakalanan bir gemide içinde çekiç balığı gibi tehdit altındaki canlıların da olduğu 300 tona yakın yasadışı av ele geçirildi. 2019’da Kuzey Kore sularında tespit edilen sekiz yüz Çinli trol gemisine bakarak bu bölgede yaşayan kalamarların yüzde 70’ten fazlasının yok olmasını açıklayabiliriz (4). Bu yasak sulara endüstriyel gemilerden oluşan bir donanma gönderen Çin, yalnızca balıkçılık kaynaklarını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda orada bulunan Kuzey Koreli küçük tekneleri de kovuyor. Çin’in eskiden görünmez olan denizdeki bu varlığı (Küresel Balıkçılık İzleme (Global Fishing Watch) sitesi tarafından yeni teknoloji bir uydu ile tespit edildi. NBC kanalı tarafından kendisine bu konuda soru yöneltilen Çin Dışişleri Bakanı, durumu ne teyit etti ne de yalanladı. Ülkesinin, BM’nin Kuzey Kore sularında yabancı balık avcılığını yasaklayan kararlarına saygı duyduğunu ve yasadışı tüm eylemleri aralıksız cezalandırdığını söylemekle yetindi. Sayıca fazla olmalarının ve bazen yanlarında silahlı güvenlik görevlilerinin bulunmasının verdiği cesaretiyle Çinli tekneler rakiplerine ya da kendilerine tehdit olarak gördükleri herhangi bir tekneye karşı çoğunlukla saldırgan bir tutum içindeler. 2019’da böyle bir deneyimi bizzat yaşadık. Telsiz sistemleri kapalı Japon Denizi’ndeki yasa dışı varlıklarını tespit etmeyi umarak ücretini karşıladığımız Güney Koreli bir kalamar av teknesine bindik. Kaptan 70 yaşlarındaydı. Yola çıkacağımız sabah, işe aldığımız gemi mürettebatından kimse gelmedi. Kuzey Kore üzerine yapılacak bir yayında yer almak istemediklerini, Çinli balıkçılara yaklaşmayı da arzu etmediklerini belirttiler. Kaptanımız, ikinci kaptanı ile yolculuğa hazır olduğunu ancak normalden çok daha düzensiz seyahat koşullarına hazır olmam ve icap ederse ona yardım etmem gerektiğini söyledi. Seyahat koşulları konusunda yalan söylememişti... Teknemiz yirmi metre uzunluğunda ahşap bir gemi son denize çıkışından bu yana temizlenmemişti. Bir önceki avın paten pisti gibi kayganlaştırdığı güvertede ağır bir bozuk balık yemi kokusu vardı. Mürettebata ayrılmış kısımlar ise çöple doluydu. Üstüne üstlük, kıyıdan yüzlerce kilometre uzaklıkta teknenin motoru durdu ve ancak iki saat süren bir belirsizliğin sonunda yeniden çalıLE MONDE diplomatique [email protected] 2 KASIM 2020 SAYI: 10 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Dış Haberler Müdürü Mine Esen Sorumlu Müdür Olcay Büyüktaş Akça Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Paris TemsilcisiYayın Koordinasyon Süleyman Tosunoğlu Sayfa Tasarım ŞÜKRAN İŞCAN Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Yayın Kurulu Ali Sirmen, Aykut Küçükkaya, Mine Kırıkkanat, Mine Esen Édité par la SA Le Monde diplomatique Actionnaires: Société éditrice du Monde, Association Gunter Holzmann, Les Amis du Monde diplomatique 1, avenue StephenPichon, 75013 Paris Tél.: 0153949601. Télécopieur: 0153949626 www.mondediplomatique.fr Yönetim Kurulu Başkan ve Genel Yayın Yönetmeni SERGE HALIMI Üyeler Vincent Caron, Bruno Lombard, Pierre Rimbert, AnneCécile Robert Dış İlişkiler ve Baskılar Müdürü AnneCécile Robert Yazı İşleri Müdürü Benoit Breville Yazı İşleri Müdür Yardımcıları Martine Bulard, Renaud Lambert Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. şınca yola devam edebildik. Daha ilk akşam, karanlık bastırır bastırmaz, radarımız bize yakınlarda bir gemi olduğunu bildirdi. Hızlanarak sinyal gelen yere vardığımızda aslında bir değil, yirmiye yakın teknenin BM kararlarını hiçe sayarak Kuzey Kore karasularında tek sıra ilerlediklerini gözlemledik. Hepsi Çin bayraklı olan teknelerin hiçbirinin telsiz sistemleri açık değildi (Güney Kore karasularında zorunlu olmasına rağmen). Video çekip teknelerin kimlik numaralarını not ettiğimiz kırk beş dakikalık gözlemin sonunda tekneleri daha yakından görmek için üstlerine dron yollamaya karar verdik. Çinlilerin tepkisi gecikmedi. Kaptanlardan biri sis düdüğünü çalıp seyir ışıklarını yanıp söndürdü, sonrasında da rotasını değiştirip teknesini bize doğru sürmeye başladı. Biz rotamızı korurken yaklaşmaya devam ediyordu. Aramızda on metre kaldığında kaptanımız aceleyle yönümüzü değiştirip çarpışmayı önledi. Yaşlı kaptan için bu yeterliydi. Daha fazla orada kalmanın çok tehlikeli olacağına kanaat getirerek döndü ve limana yöneldi. Sekiz saatlik yol boyunca huzursuz görünmekle birlikte, arada bir “bunların şakası yok…” diye mırıldanmak dışında şaşırtıcı şekilde sessizdi. Bu sırada Çinli balıkçılar ise hiçbir şey olmamış gibi Kuzey Kore karasularına doğru yollarına devam ettiler. Balıkçılığa yoğun devlet desteği veren Çin, kuralların zayıflığından da istifade ederek tamamen denetim dışı gelişen dev ve güçlü bir filonun oluşmasını sağladı. Öte yandan denizcilerine aşıladığı hırs, azim ve cesaretin karşısına çıkabilecek bırakın balıkçı teknesi kaptanını çok az sayıda devlet var. Peki bu yayılmacılığın nedeni nedir? Çin’in önceliği taşlarını küresel satranca yerleştirmek ve kendi gıda emniyetini sağlamak. Batı Afrika açıklarında ve Arap Yarımadasında Amerikan savaş donanmasından boşalan yeri ele geçirip balık avcılığını yoğunlaştırdı. Buna paralel olarak Güney Çin Denizi’nde ve Kuzeydoğu Geçidi’nde çok değerli deniz seyir koridorları ile denizaltı petrol ve gaz rezervleri üzerinde egemenliğini ilan etmek istiyor. Kendi kıyılarında balık tükeniyor Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin bünyesindeki Asia Maritime Transparency’nin Direktörü Greg Poling, durumu “bu denli devasa ve saldırgan bir filoyla ipler kesinlikle Çin’in elinde” diye yorumluyor. Karasularında Çinli gemileri gören ülkelerin nadiren karşılık verdiğini, dolayısıyla Çin’in korkuttuğunu da ekliyor. Çin’in doyurması gereken 1.4 milyarlık nüfusu var. Sanayileşme ve aşırı avlanma yüzünden kendi kıyılarındaki balık stokunun çoğu tükendiğinden, gemiler ağlarını doldurabilmek için her geçen gün daha uzaklara gidiyor. Güvenlik konuları üzerine çalışan Amerikalı düşünce kuruluşu Stimson Center’ın yeni bir raporuna göre Çin’in 2600 adet olarak açıkladığı (5) büyük balıkçılık gemileri, ondan sonra gelen dört ülkenin (Tayvan, Japonya, Güney Kore ve İspanya) toplam filosunun üç katına denk geliyor. Üstelik bu tahmin epey alçak tutulmuş: İngiliz Yurtdışı Kalkınma Enstitüsü , Haziran 2020 raporunda Çin’in açık deniz filosunun 16 bin 966 gemiden oluştuğunu belirtiyor (1980’lerde bu sayı sadece 13). Poling’e göre bu büyümeyi sağlayan şey devlet desteği: “Bu yardım olmasaydı çok daha küçük olacak olan filo, Güney Çin Denizi’nde varlığını da gösteremeyecekti.” Washington Üniversitesi’nde profesör ve Çin balıkçılık politikaları uzmanı Tabitha Grace Mallory, mektubunda Pekin tarafından son yirmi yıldır sağlanan yardımları detaylandırıyor. 2018’de dünya ölçeğinde devlet desteklerinin toplamı 35.4 milyar dolar iken Çin’in tek başına verdiği destek 7.2 milyar dolar. Mallory’ye göre, bu fonların genel olarak “zarar verici” etkileri var; yakıt satın alma yardımları ve ek gemilerin hizmete konmasını sağlayarak filonun küçülmesinden çok genişlemesi için kullanılmakta. Öte yandan bu bütçenin çok küçük bir kısmı yaşlı gemilerin parçalanmasına ayrılıyor. Devlet destekleri, balıkçı teknelerinin motorlarının yenilenmesini ve çok daha dayanıklı olan çelik gövde edinmesini sağlıyor. Ayrıca avlanma süresince durdukları yerdeki harcamalarını, silahlı güvenlik görevlileri ödemelerini ve kaptanlar uzun süre denizde kalabilsin diye gemilerdeki tıbbi donanım giderlerini karşılıyor. Üstelik Çinli balıkçılar balığın bol olduğu bölgeleri belirlemek için devletin sağladığı bilgilerden yararlanıyor. British Columbia Üniversitesi’ndeki Okyanuslar ve Balıkçılık Enstitüsü’nün, Çevremizdeki Denizler projesinin direktörü Daniel Pauly’ye göre, devlet desteğinin “deniz kaynaklarının tükenmesinde temel bir rolü var çünkü kızağa çekilmesi gereken gemilerin çalışmaya devam etmesini sağlıyor”. Birçok uzman da aynı görüşü paylaşıyor: Aşırı avlanma mali desteklerle sürdürüldüğü sürece, sürdürülebilir balıkçılık ulaşılması imkânsız bir hedef olacak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) takip ettiği ticari balıklar stokunun yüzde 90’ı halihazırda aşırı avlanma tehdidi altında ya da çoktan tükendi yani kendini yenileme olanağına sahip değil. Dünyada en çok tüketilen on tür için bu durum geçerli. Filosunu milyonlar harcayarak destekleyen tek devlet Çin değil. Şu anki durumda dünya balıkçılığının yüzde 50’den fazlasının devlet destekleri olmadan kâr etmesi mümkün değil (6). Açık denizlerdeki (hiçbir devletin yasasına bağlı olmayan okyanus bölgeleri) avcılığa destek konusunda en savurgan ülke küresel ölçekteki harcamanın yüzde 20’sine denk gelen 841 milyon dolarla Japonya. İspanya küresel harcamanın yüzde 14’ünü yaparken onu Çin (yüzde 10), Güney Kore ve ABD takip ediyor. Bölgesel çatışmalara yol açabilecek rekabet... Ancak faaliyetini sürdüren gemi sayısı üzerinden gidersek Çin tüm ülkeleri sollamış durumda. 2014’te açık denizlerdeki avın yüzde 35’ini gerçekleştirmekle övünebilir bir durumdaydı. Örneğin 593 gemiyle Tayvan yüzde 12; 478 gemiyle Japonya ise yüzde 5’ten az bir paya sahip. Okyanustaki balıkların giderek tükenmesine yol açan devlet destekleri, her geçen gün daha fazla geminin sulara açılmasına da yol açıyor. Bu durum kapasitenin çok daha ötesinde bir balıkçılığa ve farklı ulusların filoları arasında bölgesel çatışmalar yaratacak nitelikte sinsi bir rekabete neden oluyor. Kaptanlar umutsuzca nadir uğranılan av yerleri ararken yasa dışı avcılık da artıyor. BM Genel Sekreteri’nin Okyanuslar Temsilcisi Peter Thomson, durumu etkileyici bir benzetmeyle dile getiriyor: “Komşunuzun evini soysun diye hırsızlara para vermek gibi bir şey”. Pekin, bazı önlemler almaya başladı Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği konularında uzman İngiliz bir danışmanlık şirketi Poseidon Aquatic Resource Management Ltd’nin 2019 indeksine göre, Çin yasa dışı, kayıtsız ve kuralsız balıkçılıkta dünyadaki en kötü sicile sahip. Yine de ülke, çevreciler ve uzmanlar şüpheyle yaklaşsalar da iyi yönde birkaç adım atmaya başladı. Okyanus koruyucularının ve yabancı hükümetlerin baskısı karşısında Pekin birkaç senedir filosunu daha sıkı denetlemeye başladı. 2016’da beş senelik bir plan kapsamında büyük balıkçı gemilerinin sayısını en geç 2021’de üç bin ile sınırlama kararı aldı. Ancak hükümet kaynaklarının faaliyette bulunan gemilerin sayısı hakkında verdiği bilginin pek güvenilir olmaması bu durumu tespit etmeye de fırsat vermeyecektir. Öte yandan Çinli yetkililer Haziran 2020’de Güney Amerika’nın kimi karasularında temmuz ve kasım ayları arasında, nüfuslarının çoğalmalarına fırsat vermek için kalamar avlamayı balıkçılarına yasakladığını açıkladı. Çin, ilk kez bir balık avı sezonunu kendi inisiyatifiyle iptal etti. Pauly, Çin hükümetinin balık avı filosunu gerçekten de küçültme isteği olduğunu düşünüyor. “Ancak hükümet aldığı kararları uygulatabilecek mi o ayrı hikâye. Açık denizlerdeki gemileri üzerindeki otoritesinin, batılı ülkele
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle