Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Akademi 19 Nisan 2017 Çarşamba Bilim tahtına giden yolda anılarıyla Şerafettin Turan Salih Özbaran Dostum Zeki Arıkan’a sağlıklı günler dileğiyle... Meslektaşım, yarım yüzyılı aşkın süredir dostum Zeki Arıkan ile ortaklaşa yazdığımız bir yazıda,1 çok saygı duyduğumuz tarihçi, bilge insan Şerafettin Turan’a Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi’ndeyken 1970’li yılların başlarında bulaştırılmak istenen “kara”yla ile ilgili kendisinden şu alıntıyı yapmıştık: 17 ay 16 günlük zamanımı, üstüme atılı bir suçun haksız olduğunu kanıtlamaya çalışmakla harcamıştım. Bu nedenle ilk aşamada, aklanmama sevinmek ile, kaybolan zamanıma, bu sürede harcamak zorunda kaldığım emeklerime ve basında çıkan yanlı haberlerin de etkisiyle duruşmalar boyunca tanıdıklarımdan çoğunun benimle karşılaşmamak, konuşmamak için düştükleri gülünç hallere acımak arasında kesin bir ayırım yapamadım.2 1970’li yılların başlarına ait bu alıntı tarihinden yıllar sonra Turan’ın Anılarla Türkiye Gerçeği anı kitabında anımsattığı ve başı Kenan Evren’le çekilen, bir darbe rejimini uyarmak amacıyla kaleme alınan, “Türkiye’de Demokratik Düzene İlişkin Gözlem ve İstemler”i içeren 1260 imzalı “Aydınlar Dilekçesi Davası” ile ilgili yaptığı savunmanın son satırlarını da eklemek istiyorum: Sayın Yargıç, Mensubu olmakla gurur duyduğum Türk ulusunun çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin çoğulcu demokrasi ile yönetilen, insan haklarına ve insan unsuruna saygılı bir hukuk devleti olarak uygar dünyada layık olduğu yeri alabilmesi için, düşüncesi, irfanı ve vicdanı özgür bir birey olarak üzerime düşen görevleri yerine getirmeye çalışırken vereceğiniz kararı, büyük bir vicdan ve gönül huzuru içinde bekliyorum. Umuyorum ki varacağınız karar, kişisel beğenilerin ve suçlamaların tortusunu değil, adaletin gerçekten de mülkün temeli olduğu ilkesini yansıtacaktır.3 7 Şubat 1986 günü mahkemece, Şerafettin Turan’a (ve sanıklara) “isnat edilen sıkıyönetim yasaklarına aykırı davranmak suçunun maddi ve manevi unsurları oluşmadığından sanıkla Şerafettin Turan (19252015) tarihçi, yazar, eski Türk Dil Kurumu’nun seçilmiş son başkanı. Dil Derneği’nin 2007’de verdiği Türk Dil Devrimi’nin 75. Yılı Onur Ödülü’nün sahibi. rın beraatlarına” karar verildi. Anılarla Türkiye Gerçeği’nin basıl mış halini göremedi Şerafettin Turan. 15 Ekim 2015 tarihinde kaybettiğimiz çok değerli bilgin, tarihçi, dil ustası ve benim 1962/63 döneminde İstanbul’da mezuniyet tezi hazırlarken Osmanlı Arşivi’nde tanıdığım, o anda yardımını gördüğüm, daha sonraki yıllarda seminer ve konferanslarını dinlediğim, İzmir’e geldiği günlerde çok daha yakından benimsediğim dostluğundan gurur duyduğum, derin saygı taşıdığım ve sohbetlerinden çok yararlandığım zarif insan Şerafettin Turan’ın Anılarla Türkiye Gerçeği kitabıyla karşı karşıyayım şimdi. Sakladığı notların ve belgelerin çok güçlü bir bellek tarafından işlenip imrenilecek bir Türkçe ile bizlere ulaşan bir tanıklıkla. Biliyordum, biliyorduk anılarının yayımlanacağını. Bize o müjdeyi vermişti. Kendisi gibi merakla bekliyorduk neşrini. Daha önce dostum/meslektaşım Zeki Arıkan ile hazırladığımız yazılardan sonra onun yaşamındaki ayrıntıları öğrenmenin sabırsızlığını taşır olmuştuk. Kitabın basımı biraz gecikti; ne yazık ki bir ömür boyu tanıklığını yaptığı mekânları, olay ve olguları içeren Anılarla Türkiye Gerçeği’nin basılmış nüshasını eline alamadı. Ama çok güzel bir eseri, tarihsel bir kaynağı, bir görgü tanıklığını bizlere, insanlığa armağan ederek ayrıldı aramızdan. Olanaklarından yarar lanarak okuduğu Cumhuriyet rejiminin değerlendirmesini yaparak, yaşadıklarını o rejim ile bütünleştirerek, Cumhuriyetin sağladığı olanaklarıyla gurur duyarak, övünerek. l Başarının böylesi Tarihe, dile ve kültüre ilişkin 100’ü aşan esere imza atan; Türkİtalyan ilişkileri konusundaki araştırmaları nedeniyle İtalyan Hükümetince “Cavaliere Nişanı”yla ödüllendirilen; 1997’de Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) Bilim Ödülü’nü, Türk Devrim Tarihi 4: Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye4 ile 1999 Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü’nü ve Ankara Üniversitesi Hizmet Ödülü’nü (2005) ve Ankara Üniversitesi Çınarı Ödülü’nü (2015) alan; Fakülte Dekanlığı (196972), TRT Yönetim Kurulu Üyeliği (197278), Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı (197879), Türk Dil Kurumu Başkanlığı (197783), Dil Derneği Başkanlığı (19992000) görevlerini başarıyla yürüten Prof. Dr. Şerafettin Turan, anıları eşliğinde Türkiye’nin 90 yıllık gerçeğine ışık tutuyor. İlginç fotoğraflarla bezeli yüzlerce sayfalık bu kitabın arka kapağındaki bu tanıtım yazısı, Şerafettin Turan’ın yaşamındaki hizmetleri ve ödüllendirilmelerini sadece özetliyor. Onlar hakkında durmayacağım. Benim kaleme aldığım5 ve Zeki Arkan ile birlikte yazdığımız,6 ayrıca hakkında ortaya konan övgülü makalele ?KİMDİR Salih Özbaran, 1940 yılında Turgutlu’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini orada yaptı, Manisa Lisesi’nde okudu. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden (beraberinde Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’ndan) mezun oldu. Doktora derecesini 1969’da Londra Üniversitesi’nden aldıktan sonra İÜ Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nde çalıştı. 197998 yıllarında Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinde öğretim üyeliği ve yöneticilik yaptı. 1998 yılında emekli oldu. 19992000 yıllarında Cambridge Üniversitesi’nde Mustafa Kemal Atatürk ziyaretçi profesörü olarak dersler ve konferanslar verdi. Osmanlı tarihi, tarih öğretimi ve yöntemi üstüne çok sayıda makalesi ve eseri vardır. Editörlüğünü ve çevirisini yaptığı araştırmaların ve kimi makalelerinin dışında başlıca kitapları şunlardır: Tarih ve Öğretimi (1992), Tarih, Tarihçi ve Toplum (1997), Güdümlü Tarih (2003), Sınırdaki Osmanlı (2003), Bir Osmanlı Kimliği (2004), Osmanlı’yı Özlemek ya da Tarih Tasarlamak (2007), Portekizli Seyyahlar (2007), Ottoman Expansion Towards the Indian Ocean (2009), Umman’da Kapışan İmparatorluklar: Osmanlı ve Portekiz (2013), Küllerinden Doğan Kasaba: Turgutlu (2013) ve Tarihçilik Zor Zanaat (2015). rin içeriklerini de konu etmeyeceğim. Ama son yıllarda iktidarca parantez içine alınmak istenen, dayanılması imkânsız tarih malumatfuruşluğuyla aşağılanan Cumhuriyet rejiminin olanaklarıyla yetişmiş yüce bir kişinin 90 yılını, o süreçte beliren ve ülke için çok önemli olduğunu öğrendiğimiz olay ve olguları da yansıtan bir kitapla karşıya bulunduğumuzu vurgulayacağım. Yoksulluğa, kötü koşullara, akademik oyunlara, kişisel >>