02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Akademi 19 Nisan 2017 Çarşamba Türkiye’nin tütün kontrolü serüveni Osman Elbek Her türlü zorbalığa rağmen yoksulluğa ve yoksunluğa direnen TEKEL işçilerine... Türkiye tarihinde Turgut Özal siyaseti ile özdeşlen “bırakınız yapsınlar” hezeyanı fark ettiğimiz üzere küresel düzeyde bir süredir aslında yara almaktadır. Gerçekten de küresel ısınma, iklim değişikliği ve yaşanan ekolojik yıkım, bugün itibarıyla neoliberal ideolojinin temellerini derinden sarsmıştır. Her özgürlüğü ticaret özgürlüğüne indirgeyen ve “tarihin sonu”nun geldiğini ilan eden bu ideolojik hegemonya, küresel ısınmanın neden olduğu tayfunların ve kasırgaların eşliğinde ciddi biçimde sorgulanmaya tabi tutulmaktadır. Bu bağlamda kapitalizmin meşruiyeti, bir kez daha hem de kendisinin neden olduğu sorunların ve yıkımların eşliğinde sarsılmaktadır. Aslında tarihe biraz daha yakından bakınca ekolojik yıkımdan çok daha önce sistemin temel argümanlarının sorgulanmaya başlandığı görülebilir. Bu bağlamda tütün salgını karşısında küresel düzeyde yürütülen mücadele, söz konusu sorgulama alanlarından en önde gelenidir. Çünkü çok değil on yıllar öncesine kadar, herhangi bir alanda sermayenin önüne engeller koymak ve bu sayede ticaretini denetim altına almayı ifade etmek alenen “gericilik” ve “dinozorluk” olarak kodlanmaktaydı. lTütün piyasasının tek hâkimi Açıktır ki 1900’lü yılların başından beri tütün piyasasının tek hâkimi ulus ötesi sigara şirketleriydi. Bugünden bakılınca inanılmaz görünebilir ama bundan sadece yirmi yıl önce sigara şirketleri pervasızca nikotinin bağımlılık yapmadığını bile söyleyebiliyorlardı. Küresel neoliberal ideolojik hegemonyanın “bırakınız yapsınlar” emri doğrultusunda fabrikalarını inşa ediyor, “Demir Leydi” başta olmak üzere dünyanın kanaat ve siyasi önderlerini ken dilerine danışman yapıyor, geleceklerini teminat altına almak için adölesan ve genç kadınları hedef grup ilan edebiliyor ve küresel ölçekte Formula–1 başta olmak üzere saldırgan reklam kampanyaları yapabiliyorlardı. Küresel bir tütün şirketinin sözcüsünün de ifade ettiği gibi gün erkek, kadın, gebe, çocuk demeden “dudakları olan herkesin müşteri yapılmak istendiği” bir zamandı. Tek hedef büyümek ve daha çok para kazanmaktı. Etik, insanlık, sömürü gibi kavramlar kapı dışarı edilmişti. Zaman “bırakınız yapsınlar” çağıydı. Çağın egemen ideolojisi uyarınca Sabancı’nın Özal’la iyi ilişkileri nedeniyle ortak olarak seçilmesi, ulus ötesi sigara şirketlerinin Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte ilköğretimde sigara “karşıtı” etkinlikler düzenlemesi, Özal’ın tütün karşıtı yasayı “ticaret özgürlüğüne aykırı olduğu” gerekçesiyle veto etmesi, Türkiye’nin önemli üniversitelerinde hem de sigara bırakma günlerinde “garden party”ler yapılması ve hatta bu üniversitelerde düzenlenen bilimsel panellerde tütün dumanının önemsiz bir iç ortam kirleticisi olduğunun bilim insanlarınca ilan edilmesi olağandı. Bugünden bakınca şaşırdığımız bu rezillikler o günler için sıradandı. Hatta egemen ideoloji o günlerde bu girişimlere karşı çıkanları “patolojik” olarak kodluyor ve dahası gerektiğinde kamu görevlilerini “gönüllü” olarak istifaya zorluyordu. Hiç kuşkusuz ulus ötesi sigara şirketlerinin bu sınırsız para kazanma hırsının bedelini insanlar ve insanlık fazlasıyla ödedi. Ekolojik ve yoksulluk üzerine neden olduğu yıkımı göz ardı etsek bile 20. yüzyılda 100 milyon in ?KİMDİR Osman Elbek, Göğüs Hastalıkları Uzmanı. Türk Toraks Derneği, Tütün Kontrolü Danışma Kurulu Üyesi. Gaziantep ve Adnan Menderes üniversitelerinde toplam 12 yıl öğretim üyeliği yaptı. 2004’te yardımcı doçent, 2012’de doçent unvanını aldı. Pek çok göğüs hastalıklarının temel nedeninin tütün bağımlılığı olduğunu fark ettiğinden beri koruyucu hekimlik yaklaşımının bir yansıması olarak tütün mücadelesine katkı veriyor. Uzun bir süredir Türk Tabipleri Birliği, Türk Toraks Derneği, Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi ve Sağlığa Evet Derneği aktivisti ve kimi zamanlarda yöneticisi olarak Türkiye’nin tütün kontrol politikalarının şekillenmesinde savunuculuk yapıyor. Göğüs hastalıkları alanı dışında sağlık, siyaset ve politika konularında yazılar kaleme alıyor. san sadece tütün şirketlerinin kazancı uğruna öldü(rüldü). Türkiye’de ise her yıl 100 bin insanın ölümüne neden olmakta tütün salgını. Başka bir ifadeyle Türkiye, sigara bağımlılığı nedeniyle her gün 200–250 yurttaşını kaybetmekte. Tablonun en üzücü yanı ise bu ölümlerin kader olmadığının ve istenirse kolaylıkla önlenebileceğinin aşikâr olmasıdır. lUlusal tütün kontrol programı Gerçekten de Türkiye’de 1990’lı yılla rın ortalarından başlayan tütün kontrolü mücadelesi, 2003 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi sonrasında küresel çapta planlı bir süreç haline evrildi. Söz konusu sözleşmenin Kasım 2004’te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da onaylanması sonrasında Türkiye’de mevzuat çalışmaları büyük bir hız kazandı. Bu çerçevede tütün kontrolünün bileşenleri olan tütün ürünlerinin yüksek fiyatla satışa sunulması, kapalı ortamların tütün >>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle