17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FEMİNİST TRANS ESMERAY Üslubu baldan tatlı yaşadıkları demirden leblebi Esmeray'ın otobiyografik oyun serisinin üçüncüsü Kestirmeden Hikayeler'i izliyoruz Cihangir'deki Tatavla Sahne'de. Cadının Bohçası ve Yırtık Bohça'nın ardından, ilk kez geçen sene sahneye konan Kestirmeden Hikayeler'de, cinsiyet değiştirme ameliyatı sürecinde yaşadıklarını, öncesiyle sonrasıyla, hastane süreciyle, bürokratik kakofonisiyle, kişisel hissiyatıyla, öyle bir anlatışı var ki “ya gülersin, ya ölürsün” hani... “Kestim, kestirdim, kesildi, kesilmedi, yok kestir, yok sakın kestirme... Anam, kesilen hiçbir şey de yok. İnsanın bir tane cinsel organı var zaten. Erkeklerinki dışarı sarkıyor, kadınlarınki içeri uzanıyor. Ameliyatta, penisini alıp içeri yerleştiriyorlar kesmeden etmeden, olan o. Yine de madem kestirmek deniyor, ben de kararımı verdim sonunda, artık kestirmenin zamanı geldi diye. Geldi de?.. Bu işin uzun bir yolu yordamı, prosedürü var. İlk önce terapiye gitmeniz lazım, en az iki sene” sözleriyle açıyor sahneyi... Ameliyat tarihi, Gezi olaylarının patladığı güne denk gelen, başında nöbet tutan bütün refakatçileri hastaneyle park arasında mekik dokuyan, hastaneden eve çıkışı ayrı komedi olan Esmeray, başından geçenleri anlatmaya, Çapa Tıp Fakültesi'ndeki ilk muayene gününden başlıyor: matrak, gülünç, trajikomik, hazin, benim diyen mantığı çökertecek, her türden ezberi bozacak, yurdum normallerinde sık rastladığımız şekilde absürtlükten yana saç baş yolduracak nice anekdot eşliğinde, bugün vardığı noktaya kadar dinliyorsunuz. Taze vajinasıyla ilk işeme tecrübesinden ilk orgazmına, ismi artık resmi kayıtlarda Zeynep Esmeray olarak geçmesine rağmen, türlü çeşit hukuki garabetten dolayı, hâlen mavi nüfus cüzdanı taşıyor olmasına kadar yaşadığı her şeyi, olanca açıklığıyla anlatıyor. Üslubu baldan tatlı; gel gör ki yaşadıkları, demirden leblebi; hiiiç de öyle kolay yenilir yutulur cinsten şeyler değil. PORTRE 40 yaşımdayım, bu zamana kadar hiç bu kadar boğulduğum bir sistem biçimi görmedim. Korkunç şeyler olmuştur elbet, bir Kürt olarak ben çok yaşadım böyle şeyleri, tanıklık ettim. Gözümün önünde Kürtçe konuştuğu için kadınların kafasına dipçikle vuran asker gördüm. Fakat bu sivil dayatma, başka bir şey. Daha beter nefesini kesiyor. pratik bir şey, keşke öyle bir imkan olsaydı da bütün kadınlar ayakta işeyebilseydi. Neyse, ilk seanslara gözlemci olarak katılacaksınız, sonra terapiye gireceksiniz dedi sonunda. Öyle gerekiyormuş. Gözlemci olarak gittiğim ilk seansta, baktım, transseksüel kadınlar çok az, transseksüel erkekler daha fazla. Katılanlardan birinin ortaya saçmasapan bir tartışma konusu atası tuttu: 'Hocam, ben çok düşündüm, lezbiyenliğin mantığını oturtamadım' diyor! Lezbiyenliği mantığa oturtmaya çalışmaya başladı herkes, ben bakıyorum öyle. Bir de herkes evlenmek istiyor! Bir aile merakı var ki hepsinde o kadar olur... Sonunda ben aldım sözü, bakın arkadaşlar dedim, hepiniz maşallah evleneceksiniz, yarın bir gün, çoluk çocuğunuz olacak. Hiç düşündünüz mü, biz niye terapideyiz? İlk önce ailemiz reddettiği için, sonra arkadaşlarımız reddettiği için, dışlana dışlana buralara geldik. Şimdi düşünün, dedim; ilerde bir kızınız oldu, o da lezbiyen oldu. Bu sefer terapiye o geldi. Soracaklar, niye geldi? Ne diyecekler? Çünkü annemiz babamız bizim mantığımızı anlamıyor! Ben bunları söyleyince, biri çıkıp ordan, 'Ama abla, biz senin kadar politik olamayız' demez mi! Yahu bunun politikayla ne alakası var? Dışlanmaktan bahsediyoruz, tencere dibin kara, seninki benden kapkara!” Bu şekilde başlayan süreci, HAYATINI YAŞAMAYA YÜREK İSTER Esmeray'ın hayatını yaşamaya, zaten yürek ister. Kars'da, erkek bedeninde doğmuş bir Kürt o. Erkek olduğunu fark ettiği dokuz yaşına kadar kendini kız çocuğu sanıyor. Erkek olduğunu fark ettiğinde de nedenine akıl erdirmekte zorlanıyor. İlk ergenliğine vardığında, erkeklerden hoşlandığını buz gibi biliyor. 11 yaşında akraba tecavüzüne, 16 yaşında toplu tecavüze uğruyor ki hem gazetede yazdığı, hem sahnede anlattığı hikayeyi okuyup dinlemesi bile yüreğe ağır yük. 16 yaşında geldiği İstanbul'da ilk olarak dayısının yanında yağlıboya işine giriyor. Börekçi ustası oluyor sonra. Fiziğinin de artık değişmeye başladığı dönemde, ailesiyle bağını tamamen koparıyor. Bu da malum, hayatta kalabilmek adına mecburen fuhuş demek. Beş yıl boyunca seks işçiliği yapıyor ama yaşamını idame ettirebileceği asgari meblayı kazanacak kadar. Ve bu süreçte aklında hep, bu hayattan bir an önce kurtulmanın yollarını tartıyor. Örgü örüyor, dikiş dikiyor. Beyoğlu'nda tepsiyle midye satıyor. Gel zaman git zaman, Amargi gibi feminist örgütlerle tanışıyor, ÖDP'ye üye oluyor. DOKTORUN İLK SORUSU “Doktorun birinci sorusu, 'Esmeray Hanım, oturarak mı işiyorsunuz, ayakta mı?' oldu. Ayakta, desem başıma neler gelecek biliyorum. 'Aa, hiç olur mu, sürekli oturarak işiyorum' dedim. Oysa ki ayakta işemek 6 Ebru Çapa @ebruçapa ARTIK YAZAR VE TİYATROCU 99'da, seks işçiliğini tamamen bırakmış olan, on yıla yakın zamandır hayatını sadece tiyatroyla ve kalemiyle kazanan bir aktivist. Feminist 23 AĞUSTOS 2015 Fotoğraf Vedat Arık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle