Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DEĞER'LE ILGILI HABERLERDE IHLAL EDILEN 7 BASIN KONSEYI İLKESI Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz. Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz. Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz. Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse “suçlu” ilan edilemez. Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır. Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar. meni ısrarla lisede “konservatuvara yazdırın” demişti ama Afyon’da konservatuvar yoktu. Lise çağına gelip annesiyle Mersin’e taşındıklarında mandolinden klavye, gitar ve vokale geçiş yapmıştı. Sabancı Lisesi’nde çeşitli gruplarla senfonik trash metal, country, alternatif, soft rock çaldı, söyledi. onu öyle bulmak. Evet, bulduğunda gözleri kapalıydı ama Orhan Deniz yine de o gözlerde bir ışık gördüğünden emindi, o halde bile çok zor durumdaki kardeşine destek oluyordu! ANNESİNE İNSANLARI AFFETMEYİ ÖĞRETTİ Babası Avni Deniz onun insanları incitmekten korkan, hayvanları, doğayı seven insancıl biri olduğunu söylüyor. “Küçük yaşlarından beri bahçelerde, ağaç tepelerinde şiirler, şarkılar mırıldanırdı. O zamandan itibaren kendi yolunu kendi çizdi, müzik dedi, kendi kendini yetiştirdi” diyor. Ayrı şehirlerde de olsalar her bestesini ilk dinlettiği annesi Ayşe Sözer, “Şarkılarını hangi duygularla yazdığını çok iyi bilirim. Ondan çok şey öğrendim, bana 'Kötü düşünme anne, insanları affetmeyi öğren' derdi. Tanıyan herkesten duyduğum onun bir melek olduğu, şimdi gerçekten melek oldu” diye anlatıyor. Onlar bir evlat acısının ötesini, kimseye bir kötülüğü olmamış, birikimli, entelektüel bir "değer"i kaybetmenin de acısını yaşıyor, “Değer'imizin daha yapacak çok şeyi vardı” diyorlar: “Toplumda erkek egemen bilinçaltıyla hareket eden birtakım medya koordinatörleri var ve bunlar maalesef yazılı ve görsel medyada çoğunlukta. Sanki toplumun bilinç seviyesini, kültürünü, değer yargılarını aşağı çekmek, bu yönde algı ve spekülasyon yaratmakla görevliler! Bu medya canavarları / medyatörler kadınlar öldürüldükçe sanki öldürülmeyi hak etmişler gibi seviniyorlar. Aslında onları da bir kadının yetiştirip büyüttüğünü, onların da kız kardeşlerinin olduğunu unutarak… YAZDIĞI ÇOCUK KİTABI BASILAMADI Aslında tamamen müzikle ilgilenmek istiyordu ama “Onu yine yap ama asıl bir mesleğin olsun” diyen annesini kırmamak için üniversite okumaya İstanbul’a geldi. Felsefe ya da psikolojideydi gönlü, Marmara Su Ürünleri Fakültesi’ne girebildi. Zaten müzik ağır bastı, kendi bildiği yolda devam etti. Burak Terek ve Semra Altınel'le birlikte kurduğu Metro grubuyla Avucumda Gökyüzü albümü 2002’de Universal’den yayınlandı. Ardından tamamı hayata göndermelerle dolu kendi bestelerinden oluşan Bekle adlı solo albümünü EMI’dan çıkardı. Albümde ona eşlik edenler arasında basgitarist kardeşi Orhan Deniz de vardı. Şehrin Kıyıları adlı şarkısına klip çekti, albümün lansmanını Bayblon’da yaptı. Televizyonda binlerce kez tekrarı yayınlanan Bez Bebek dizisinin jenerik müziği ve seslendirmesi de ona aitti. Onlarca eseri MESAM'a kayıtlıydı. Ayrıca altyapısı tamamlanmış en az iki albümlük şarkısı da sırada beklemekteydi. Eğer bir cani onu üç kuruş için hayattan koparmasaydı, çocuklar için yazdığı kitabı da çıkaracaktı. Kendisi gibi müzisyen olmasını sağladığı altı yaş küçük kardeşi Orhan Deniz’e düştü, haber alamayınca çilingirle girdiği evinde 16 AĞUSTOS 2015 Bu bir kadın cinayetidir. Ve 2015'in ilk dört ayında öldürülen 100 kadından biri olarak Anıt Sayaç'ta (erkek şiddeti sonucu ölen kadınlar için oluşturulan dijital kayıt) yerini almıştır. 35 tane sabıkası olan hırsızları toplum içine salan adalet ve toplum suçludur. Değer'imizin bir katil tarafından hunharca öldürülmesi bile bu medyatörlerce malzeme yapılmış, imalarla sanki kadınlara şu mesaj verilmek istenmiştir: Yalnız yaşamayın, sokağa çıkmayın, çalışmayın, sizi koruyacak bir erkeğiniz olsun, evde oturun, çocuk yapın, sanat falan sizin neyinize vb.” Bu nedenle ailenin avukatı Hülya Gülbahar, Değer Deniz’le ilgili yalan haberleri yapanları Basın Konseyi’ne şikayet etti. Konseyin incelemesinde, tek bir haberde 16 gazetecilik ahlak ve meslek ilkesinden 7'sinin ihlal edildiği tespit edildi ve geçen hafta bu yayınlara oy birliğiyle kınama cezası verildi. Bu kınama 7 madde ihlali olması açısından Basın Konseyi tarihinde bir rekordu. Aile Tabip Odası’ndan Şehrin Kıyıları isimli şarkısına çekilen klipte. Emel Armutçu @earmutcu da görevini yapmayan adli tabiplerle ilgili benzer bir karar bekliyor ve bundan sonra bu “algı operatörlerini” muhatap almayacaklarını, enerjilerini katilin layık olduğu en yüksek cezaya çarptırılması için harcayacaklarını belirtiyorlar. Bundan sonraki işleri Değer’lerinin adını yaşatmak. Bu nedenle sağlığında yapmak istediklerini hayata geçirecekler: Onun dünyaya bakışını, müziğini yansıtacak bir internet sitesi hazırlayacak, yazdığı çocuk kitabını, tuttuğu günlükleri, çıkaramadığı albümleri yayınlayacaklar. Arkadaşlarıyla birlikte, adına konser ve benzeri etkinlikler düzenleyecekler. Desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ediyor, aynı destek ve duyarlılığı dava sürecinde de göreceklerini umuyorlar. Annesi Değer Deniz’i tek başına gitar ve mızıka çalarak şarkı söylediği, “Anne siz gençliğinizde ne güzel bir dünyada yaşıyormuşsunuz” dediği haliyle hatırlıyor. Onunla duyduğu gurur acısını biraz hafifletiyor. Babası pırlanta parlaklığını, sohbetlerini yaşatıyor hafızasında. Okumayazmayı, bisiklete binmeyi ve gitar çalmayı öğrettiği, hayatı paylaştığı küçük kardeşi Orhan Deniz de hiç son gördüğü gibi canlandırmıyor gözünde. Can dostluğuyla hâlâ etrafında olduğunu hissediyor. Onu herkes çok iyi hatırlıyor. Ya gazetecilik adı altında söyledikleri yalanlar ve attıkları iftiralarla insanların hayatı kadar ölümlerini ve geride bıraktıklarını da paramparça eden medyatörleri kim, nasıl hatırlayacak? 9