Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PORTRE Uzun metraj yönetmenliği gibi bir işe soyununca oyunculuğun rafa kalktığını söyleyebilir miyiz? Hayır. Her zaman istediği gibi bir proje çıkmasa da oyunculuktan vazgeçecek gibi görünmüyor. Yazın çekilmesi planlanan ama sonrasında biraz ertelenen bir komedi filmi var önünde. Oyunculuğu oraya saklıyor. USTALAR BEŞ GÜN BOYUNCA DENEYİMLERİNİ ANLATACAK Şimdi gündeminde Toronto Film Festivali bünyesinde gerçekleştirilen Talent Lab var. Talent Lab umut vaat eden 20 sinemacının davet edildiği bir atölye. 10 Kanadalı, 10 uluslararası katılımcının yer alacağı ve 712 Eylül arasında düzenlecek Talent Lab bu yıl Wim Wenders ve Jim Stark önderliğinde toplanıyor. Daha önce Juliette Binoche, Jane Campion, Michael Haneke, Gus Van Sant, Danny Boyle, Claire Denis gibi isimler Talent Lab’de yöneticilik yapmıştı. Derya, Talent Lab’e Türkiye’den davet alan ilk isim. Atölyenin programından Cannes Film Festivali’nde haberdar olmuş. Orada tanıştığı Toronto Film Festivali temsilcilerinin tavsiyesi üzerine başvurmaya karar vermiş. Başvuruda çektiğiniz filmlerden örnekler ve bir sinemacı olarak ne yapmak istediğinizi, kendiniz, sanat, sinema algınızı ve gelecek planlarınızı anlatan dokümanlar göndermek gerekiyormuş. Yani nasıl bir sinemacı olduğunuzu, kendinizi nasıl geliştirmek istediğinizi etraflıca anlatmadan ve onların size nasıl katkıda bulunabileceklerini anlayabilmelerini sağlamadan kabul edilmek mümkün değil. Talent Lab’de Derya’yı beş günlük yoğun bir program bekliyor. Atölye ünlü yönetmen ve yapımcıların başkanlığında toplanıyor olsa da aslında kastedilen öyle bir tür sıkıyönetim değil. Beş gün boyunca birlikte filmler izleniyor, deneyimler üzerine sohbetler ediliyor, katılımcıların üzerinde çalıştıkları projeler birlikte ele alınıyor. Bunun dışında, o yıl festivale katılan diğer tanınmış yönetmenler, oyuncular ve yapımcılar da Talent Lab’de konuşmacı olarak yer alıyor. Peki Derya bu yıl atölyeden nasıl bir tecrübeyle ayrılmayı planlıyor? "Bu işin ustaları için bir film yapmanın yaratıcı süreçlerinin nasıl işlediğini daha iyi anlayabilmeyi istiyorum. Ama onun yanında, filminizi kendi izleyici kitlesine ulaşabilecek şekilde konumlayabilmek gibi işin daha ticari tarafına dair bir kavrayış edinebilmeyi ya da anlatmak istediğiniz hikayeyi ses tasarımıyla, kurguyla nasıl destekleyebileceğinize dair daha teknik detaylı bilgiler edinmeyi, başkalarının bu konulardaki deneyimlerinden yararlanabilmeyi umuyorum" diyor, Derya. Koltuğunun altına birkaç karpuz daha eklemeyi kafasına koymuş şimdiden. 11 Dünya sinemasına umut veren 20 kişiden biri DERYA DURMAZ yerlerin, iletişim ağlarının da o ölçüde arttığını söylüyor. En son, üniversitelerde düzenlenen bir film festivali kapsamında çeşitli kentlerde oyunculuk atölyeleri düzenlemiş. Şu anda da Çocuklar İçin İnsan Hakları ve Sinema isimli kendi yazdığı, danışmanlığını ve eğitmenliğini üstlendiği bir projesi devam ediyor. Ekonomi eğitimi, üzerine insan hakları yüksek lisansı. Tiyatroculuk, STK’larda mülteciler üzerine çalışmalar, oyuncu eğitmenliği, dizi ve sinema oyunculuğu. Devamında yönetmenlik. Ödüller alan iki kısa film. Hazırlıkları süren bir uzun metraj. Dünyada umut vaat eden 20 sinemacının çağrıldığı Talent Lab’e Türkiye’den davet edilen ilk isim olan Derya Durmaz koltuğunun altına epeyce karpuz sığdıranlardan. “Tam olarak bildiğim bir şey var” diyor Derya Durmaz: “Birden fazla kanalda düşünüp çalışmak yaratıcılığımı besliyor.” Derya Durmaz hayatta hep aynı anda birkaç işle uğraşmış. Hep birden fazla meşgalesi olmuş. Örneğin üniversitede ekonomi okurken İrlanda’dan Türkiye’ye eğlenceli eğitim yazılımları uyarlayıp getirdikleri bir işte çalışmış. Okul bitince bir yandan çalışıp bir yandan da geceleri Şahika Tekand’ın oyunculuk stüdyosuna devam etmiş. Sonra şirket hayatını bırakıp Stüdyo Oyuncuları’nda profesyonel tiyatro yapmaya başlamış fakat bu sefer de gecelerini insan hakları üzerine mastır programına vakfetmeye karar vermiş. Bitmedi. Sonrasında bir STK’da mülteci haklarıyla ilgili çalışırken 16 AĞUSTOS 2015 10 YAŞINDAKİ MÜLTECİ ÇOCUĞUN FİLMİNİ ÇEKİYOR Tamam bağlantıları sağlam ama bu kadar çok festival, bu kadar çok davet normal mi? Yönetmenliğini yaptığı Ziazan filminin yolculuğunu arkadaşlığımız nedeniyle az çok ben de takip ettim. İnanılmaz bir festival trafiği vardı. Diğer pek çok Türk yapımın aksine Derya’nın filmleri bütün dünyayı gezebiliyor. İkinci filmi Gri Bölge en son Berlin Film Festivali’nde yarışmış ve devamında kendiliğinden davetler almaya başlamış. Ziazan da Cannes’da, Diversity in Cannes Kısa Film Yarışması’nda jüri özel ile izleyici ödüllerini almıştı. Onun da sonrasındaki yolculuğu epey uzun olmuştu. Kısa filmler tamam ama sıra uzun metraja hiç mi gelmeyecek? Gelmiş bile. Yeni filmi bir uzun metraj projesi ve ismi Amerika Otobüsü. 10 yaşındaki Suriyeli Ezidi mülteci bir erkek çocuğunun hikayesi. Derya “buruk ama tatlı bir hikaye” diye tanımlıyor filmini, kendisini çok heyecanlandırdığının altını çizerek... ilk televizyon dizisi Ihlamurlar Altında’da oynamaya başlamış. Şimdilerde oyunculukla yönetmenlik, hatta oyuncu eğitmenliği birlikte yürüyor. Yönetmenlik giderek ağır basıyor. Bunun sebebini yatkınlıklarının ve bu zamana kadar hayatta biriktirdiklerinin, başkalarıyla paylaşmaya hazır hissettiği bir yerde birleşmiş olmasıyla açıklıyor. Birden çok kanalda yaşamanın avantajları da var. Mesela Derya’yı İstanbul’da bulamazsınız. Ya şehir dışındadır ya da ülke dışında. Bir atölyede, seminerde, eğitimde... O bu internasyonel halini de birden fazla kanalda yaşamasına bağlıyor. Hal böyleyken, ulaşabildiği Eray Özer @erayozer