Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1000 yaşını görecek yeni insanla tanışın Nanoteknoloji, biyoteknoloji ve bilişimin tüm imkanlarından faydalanan yeni akımlar sayesinde yapay zekayla desteklenmiş, vücutları hastalık nedir bilmeyen, uzun hem de çok uzun insanlar yolda. Hem de sadece 20 yıl içinde... Geçen hata, doğal olanlarla iletişime geçebilen yapay sinir hücreleri üretildi. Yapay zeka ve robotlar ise günden güne ilerliyor. Vücuda takılabilen çipler, basit fonksiyonları kontrol etmekten öteye geçerek ciddi hastalıkları önlemeye doğru adım adım ilerliyor. Bazı akımlar ise tüm bu çalışmaları birleştirmeyi hedeliyor. Kaliforniya’da 60’lı yıllarda ortaya çıkan Transhümanizm, gelişen teknolojilerle insanın doğasını, hata ölümlü olma durumunu değiştirmek istiyor. Transhümanizme göre nanoteknoloji, biyoteknoloji, bilişim teknolojisi ve bilişsel bilim bir arada ilerleyecek. Bunun bonucunda da gerçeklik simülasyonu yaratma, yapay zekayla insan zekasını birleştiren süper zekayı gerçekleştirme ve insan vücudunu dondurarak gelecekte çözebilme gibi teknolojilerin önünü açacak. 2040’ta ise büyük bölümünün yapay zekadan ibaret olacağını iddia ediyor. Bu işin peşinde sadece fütüristler yok. Rusya’nın genç milyarderlerinden Dimitry Iytskov’un başlatığı Avatar 2045 projesinin hedeleri şöyle: 1) 2020 yılına kadar insan vücudu, eş bir robot kopyası üretilerek uzaktan yönetilebilecek, 2) 2025’e kadar beyin ve anılar bu avatara aktarılabilecek, 3) 2035’te insan kişiliği tamamen aktarılacak, 4) 2045’te ise iziksel formdan uzak bir hologramda tüm insan kopyalanacak. Beyin kopyalama işiyle büyük devletler de ilgileniyor. ABD, Japonya ve Çin’de yıllardır benzer çalışmalar var. Avrupa Birliği de yapay bir beyin yaratmayı hedeleyen Human Brain Project’e 1 milyar euro yatırım yaptı. İlk sonuçların 2023’te alınması hedeleniyor. TEKNOLOJİ 2030’un insanı Dijital hafıza ile hiç unutulmayan anılar Parabolik duyuş ile işitme kaybına son Anında veri analizi ile hatasız işlevlere sahip bir vücut Göz implantları ile sayborgların dünyasına giriş Kardiyak çip ile kalp hastalıkları bitiyor Biyo algılayıcılar ile ortama göre kendini koruyabilen akıllı deri Değiştirilebilir iç organlar Ton ve doku değiştirebilen, güneşten korunan akıllı deri Sinir kontrol eden çip ile eklem ağrıları bitecek YAPAY ZEKA İLE BEYİN BİRLEŞİYOR Bir başka akım olan Singularity ise fütürist Ray Kurzweil öncülüğünde taratar topluyor. Kurzweil 90’larda kitaplarında yer verdiği gelecek tahminlerinin büyük bölümünün gerçekleşmesiyle gurur duyuyor. Yüzde 86’sı gerçeğe dönüşen 147 tahminden bazıları şöyle: 2009 yılında insanların büyük bölümünün taşınabilir bilgisayar kullanması, kabloların ortadan kalkması ve bilgisayar ekranlarının gözlüklere taşınabilmesi. Google’ın, mühendislik bölümünün başına getirdiği Kurzweil’in gelecek tahminlerinin başında yapay zeka geliyor. Kurzweil 2030 yılında insan beyninin bir kısmının yapay zekayla birleşeceğini, 20 DEPRESYONA İLAÇSIZ TEDAVİ İnternetin ilk halini Arpanet adıyla geliştiren kurum olan DARPA’nın (ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı) yeni projeleri de tüyleri diken diken edecek nitelikte. Geçtiğimiz yıl başlayan ElectRx, sinir sistemine doğrudan yerleştirilen implantlarla kireçlenme, travma sonrası stres bozukluğu, Crohn hastalığı ve depresyonun ilaçsız tedavisini amaçlıyor. Şu an bir iskambil destesi büyüklüğünde olan implantlar, 1 santimetrekareden küçük boyuta düşecek. Böylece doğrudan sinire eklenerek düzenli olarak sinir iletilerini dinleyebilecek. Diyabet, kalp rahatsızlıkları, sinirsel hastalıklar akıllı bir çip ile yönetilebilir hale gelebilecek. Bu çiplerle duyma ve görme engelleri de ortadan kaldırılabilecek. Ayrıca bu çiplerin internete bağlanabilmesi, vücut işlevlerimizin tek bir noktada toplanarak yeni hastalıkların anbean izlenerek tanınabilmesini ve tedavi edilmesini kolaylaştıracak. Hata bunları yapay zekaya bırakarak tedavi simülasyonlarını yapmak ve doğru tedavinin insan denek olmadan bulunmasını sağlamak da mümkün. Aytun Çelebi @aytuncelebi MATRİX’TEKİ GİBİ ÖĞRENEBİLECEĞİZ DARPA’nın RAM adlı programı hafıza kayıplarını da beyne yerleştirilen bir çipte saklanan anılar sayesinde önleyecek. Bu çip doğru sinirleri uyararak öğrenmeyi kolaylaştıracak ve insanın tepki sürelerini düşürecek. Bu teknoloji mükemmel askeri yaratmak gibi bir hedef taşıması açısından korkutucu olabilse de, Matrix ilminde Neo’nun kungfu öğrendiği sahneyi de çağrıştırıyor. Kurzweil’in tahminlerinden birisi de beynimizin bilgisayar gibi harici bir cihaz olmadan internete bağlanabilmesi. Ancak bu gerçekleşirse, beynimizi de hack’leyecek birileri çıkabilir ve anılarımızı bizden çalabilir. Diğer yandan şu sıralar popüler olan Sense8 adlı dizideki gibi, uzaktakilerle anlarımızı, hislerimizi kolayca paylaşabilmek de mümkün olabilir. İşin felsei boyutuna bakınca, bu gelişmeleri değerlendirmek son derece zor. Stephen Hawking yapay zeka konusunda endişeli. Kendini kopyalabilen bir yapay zekanın, homo sapiens’in son buluşu olacağını her fırsata dile getiriyor. İnsan ve robot birleşimi sayborg konusuyla ilgilenen İsveçli antropolog Danielle Cerqui ise bu gelişmeler sonrasında insandan değil, “insan sonrası”ndan (post human) bahsedebileceğimizi, bunun ise tüm değer yargılarımızı değiştireceği görüşünde. Fransız felsefeci Dominique Borg bu gelişmelerin sadece zenginlerin erişiminde olacağından endişeleniyor. Borg’a göre demokrasi bireyciliğe yenik düşecek. En çarpıcı yorum ise yaşlanmanın genetik kökenlerini araştıran bir bilim dalı olan gerontoloji uzmanı İngiliz Aubrey De Burn’den geliyor: 1000 yıl yaşayacak insan çoktan doğdu bile. 5 TEMMUZ 2015