19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ Araştırmayı, Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu (SPF) ortaklığında, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi’nden (STÇM) Dr. Volkan Yılmaz ve Boğaziçi Üniversitesi SPF’den Dr. İpek Göçmen gerçekleştirdi. Danışmanlığını BÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra üstlendi. 2014 yılının ikinci yarısını kapsayan internet tabanlı anket bölümüne kendini lezbiyen, gey, biseksüel ve trans olarak tanımlayan 2 bin 875 kişi katıldı. Türkiye’nin dört ili dışında tüm illerden katılım sağlandı. Ayrıca 10 şehirde (İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Gaziantep, Trabzon, Adana, Antalya, Mersin, Edirne) 200’ü aşkın kişinin katıldığı toplam 14 odak grup görüşmesi gerçekleştirildi. Katılımcıların yüzde 49,8’i 1825, yüzde 31’i 2635, yüzde 12,9’u 3645 ve yüzde 6,3’ü 46 ve üzeri yaş grubunda. Yüzde 90’ı eşcinsel ve biseksüel, yüzde 10’u trans bireyler. Araştırmacılar, “LGBT’lerin toplumsal baskı nedeniyle cinsel kimliklerini açıkça ifade edememelerinden dolayı ulusal temsil niteliği bulunan bir araştırma yapmak olanaklı değildir. Bu nedenle bu araştırmanın LGBT’lerin durumlarına ilişkin ancak ipuçları sunabileceğini belirtmek isteriz” diyor. Yüzde 7,2 Yüzde 23,9 Sağlık personeli tarafından eşcinsel ve/veya trans kimliğinin tedavi edilmeye çalışıldığını belirten Ruh sağlığı hizmetine ihtiyacı olmasına rağmen, pahalı olduğu için erişemediğini düşünen AHU: Uzun yıllar kronik depresif bir hayatım oldu Aslında her bir LGBTİ bireyin hayatı, bütün bu sonuçların kanlı canlı toplamı. Tıpkı sorularımızı yanıtlarken araştırmanın da ortaya koyduğu nedenlerle gerçek kimliğini açıklayamayan “Ahu”nunki gibi… Sivas’ın bir köyünde, geleneksel, Alevi İslam erkek egemen aile yapısı içinde büyüdüğünü belirten Ahu, “Cinsiyet kimliğimi çocukluğumdan itibaren hep gizlice ve içimde yaşamak mecburiyetinde hissetim. Çocukken söyleyemedim asla çünkü ailemin beni terk etmesinden, dışlamasından korktum. Ergenlikle beraber karşı cinsin özellikleri bedenimde belirginleştikçe depresyona girdim ve uzun yıllar kronik depresif bir hayatım oldu” diye başlıyor anlatmaya. Lisenin son döneminde ya da üniversite hayatı boyunca, defalarca intihara kalkıştığını söylüyor. Ailesinin zoruyla “düzelmesi” için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne götürüldüğünü, şansına doktorun "tedavi edilecek bir durum olmadığını” söylediğini aktarıyor: aynı odada kimliğimi gizleyerek dört yıl yaşamak çok zordu. Bazen öğretim görevlilerinin, bazen öğrencilerin homofobik, transfobik söylemlerine susmak zorunda hissetim. Kimliği nedeniyle işe kabul edilmeme durumunu yaşadı mı? Feminen bir gey görüntüsünde olduğum dönemlerde uzun yıllar hep işsiz kaldım. Bir iş bulsam dahi çalışma şartlarının zorluğuyla beraber aynı anda kimliğimle ilgili kendini ortaya koyamamanın vermiş olduğu zorlukla yürütemedim. İş arkadaşlarımın aşağılayıcı konuşmalarına maruz kaldım. Bir medya şirketinde, mezun olduğum alanla ilgili bir iş bulmuştum uzun yıllar işsiz kaldıktan sonra. İnsan kaynakları görevlisiyle mülakatım gayet iyi geçti ve işe kabul edildim. Mülakat bitiminde askerlik durumumu boş bıraktığımı fark eti ve nedenini sordu. Ben de "Cinsel durum diyebiliriz” dedim tedirgin bir şekilde. Konuşmamız biti, tokalaştık, “Evraklarını hazırla şu gün başla” dendi, ben mutlu mesut ayrıldım oradan. Evraklarımı hazırladım işe başlamayı beklerken akşam saatlerinde bir telefon geldi. “Cinsel durumunuz nedeniyle işe alımınızı iptal etmek zorundayız” dediler. Ertesi gün gidip sordum. Kurum müdürü çalışanlar arasında sıkıntı yaratacağımı düşünmüş! Bu konuda dava açtım ama henüz bir sonuç alamadım. İş görüşmeleri esnasında eşcinsel olduğumu söylüyordum genelde ve bu şekilde hiç iş bulamadım, asla. İstanbul'daki son Onur Yürüyüşü'nü polis, tazyikli su ve biber gazıyla engelledi yanların oranı yüzde 22,2. Ancak, ailesinden şiddet görenler (yüzde 6,6), ölüm tehdidi alanlar yüzde 3,2) ve evden atılanlar (yüzde 2,8) azımsanmayacak durumda. Nitekim bu nedenle öldürülenler olduğunu çok iyi biliyoruz. Peki haklarını arayabiliyorlar mı? Anket katılımcılarının yüzde 46,1’i hayatında en az bir kez ayrımcılıkla karşılaşmış; ancak yalnızca yüzde 10’u yasal yollara başvurmuş. Sonuç ne olmuş derseniz; sadece yüzde 16,5’i şikayetinden tatmin edici bir sonuç alabilmiş. Diğerleri ise ya şikayet etmenin “hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini” düşünüyor, cinsel kimliğinin açığa çıkmasından korkuyor, nasıl şikayet edeceğini bilmiyor ya da yasal yollara başvuracak imkanı yok. Okuyamıyor, çalışamıyor, güvende hissetmiyorlar, peki yaşlanınca ne olacak? Araştırmaya göre sorunun cevabı şu: Yüzde 62 gibi büyük bölümü, yaşlılığıyla ilgili kendini güvende hissetmiyor. Yarıdan fazlası, bakım ihtiyacı olduğunda yeterli desteği alamayacağını düşünüyor. 5 TEMMUZ 2015 EN FAZLA AYRIMCILIĞA UĞRAYANLAR, TRANSLAR Araştırma, trans kadın ve erkeklerin, eşcinsel ve biseksüellere oranla daha görünür oldukları için hemen tüm alanlarda daha fazla ayrımcılığa uğradığına işaret ediyor. Yaşadığı ayrımcılık nedeniyle en fazla şikayete bulunanlar da onlar. Yüzde 50,4’ü cinsiyet geçiş süreciyle ilgili yeterli ve güvenilir bilgiye ulaşmakta zorlandığını belirtiyor. Özetle, Türkiye’de kadın, çocuk, insan haklarıyla ilgili çok ciddi sorunlar var evet, ancak LGBTİ bireyler söz konusu olduğunda bu sorunların katlanarak artığını söylemek mümkün. Son sözü yine araştırmacılara bırakalım: “Eşcinsel, biseksüel ve trans bireylerin yaşamlarını, tüm diğer yurtaşlar gibi onurlu bir biçimde sürdürebilmeleri için uluslararası insan hakları hukukunun parçası haline gelen cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın açıkça yasaklanmasının ve onları da hesaba katan eşitlikçi bir sosyal politika yaklaşımının uygulamaya konulmasının elzem olduğu kanısındayız.” Yüzde 43,2 Hayatında en az bir kez intiharı düşünen: Nasıl karşıladılar? Annem sanki dünyası kararmış, bir çocuğunu kaybetmişçesine üzüldü. Babamın sert bir tepkisi olmadı iziksel olarak ama hepsi de cinsiyet kimliğimi içimde yaşamam, saklamam için psikolojik baskı uyguladı. Sürekli "Biz insanların yüzüne nasıl bakacağız" diyorlardı. Sert tartışmalarımız da oldu, beni ve sevgilimi zorla ablamın evinde iki saat tutup yargıladılar. Abim dövmeye kalktı. Bir kadın görünümüne geçtikten sonra ise işten geç dönmem, ne iş yaptığım üzerine hep kötü anlamlar yüklediler. Babam "Madem artık kadınsın kadın gibi davran" diye annemle birlikte baskı kurmaya çalıştı. Yüzde Peki şimdi durum ne? Dava sürecinde SPoD LGBTİ'ye iş başvurusunda bulunmuştum. Kabul edildim ve halen SPoD'da çalışıyorum. Artık pembe kimlikli bir kadın olarak geçiş sürecime göre daha şanslı olabileceğimi ümit ediyorum. Yine de başka bir kurumda çalışma konusunda çok kaygılıyım. 11 50,3 Cinsel sağlık hizmetlerine nereden ve nasıl ulaşabileceğini bilmeyen Ya üniversitede? Eğitim hayatım boyunca doğrudan ve dolaylı olarak sürekli psikolojik baskı altında yaşadım. Erkek öğrenci yurdunda üç erkekle birlikte
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle