Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İNSAN Burada çay iyatları sizin servis elemanlarına hitap şeklinize göre değişiyor. "Çay ver" diyenlere kolay kolay servis yapılmıyor örneğin. O çayın size gelmesi için cümlenizde "lütfen" geçmeli. Yahut cümlenizin sonuna "misin" soru ekini koymalısınız. Bu ikrin mucidi 15 yaşındaki Oğuzhan Korkmaz. Ona göre AB'ye girememiş olmamızın nedeni bile bu! SATIŞLAR ARTTI İstanbul Üsküdar'daki Balaban Pide ve Börekçi Salonu'nun satışları hakkında da bilgi verelim. Oğuzhan'ın 'buluşu' öncesinde günlük bin çay satan salon, bu rakamı 1500'e çıkarmış. Oğuzhan'a göre, müşteri proili de bir hayli değişmiş, kalıcı müşteriler oluşmuş. Bu genç mucidi merak edip görmeye gelenler, resim çektirenler de hayli fazlaymış. Oğuzhan'dan nezaket dersi Oğuzhan Korkmaz. Bu ismi bir yere not edin. Not edin, çünkü bu yazıyı okuduktan sonra sadece 15 yaşında bir çocuğun yaptıkları sizi şaşırtacak, şaşkınlığınız geçtikten sonra da yüzünüzü bir gülümseme kaplayacak. Üsküdar'da Balaban Pide ve Börekçi Salonu'nda çaycılık yapan Oğuzhan'ın hikayesi bu. Sadece yaşıtlarına değil, hepimize örnek olacak cinsten... "Müsaitseniz çay alabilir miyiz Oğuzhan Bey?" diyoruz ve bir yandan gelen çaylarımızı içerken bir yandan da onun hikayesini dinlemeye başlıyoruz. İSTEDİM Kİ İNSANLIK ÖĞRENSİNLER Oğuzhan'dan dinleyelim bu hikâyeyi: "İnsanların bana emir vermesinden hiç hoşlanmıyorum. Babamın yanında çaycılığa başladıktan ikiüç hata sonra böyle yürümeyeceğini anladım. İnsanlar çaya verdikleri 1 TL'yle tafra yapıyor, burayı satın aldığını düşünüyor, kendilerine hizmet edenlere değer vermiyor, sürekli emir cümleleri kuruyorlardı. Babamla konuştum ve devam edemeyeceğimi söyledim. Ayrılmamı kabul etmedi babam. Ama bu konuda nasıl bir çözüm üreteceksem onu uygulayabileceğimi söyledi. Ben de geceler boyunca düşündüm ve aklıma böyle bir ikir geldi. Şimdi hitaba göre farklı farklı ücret uyguluyorum. Bizim milletimiz paraya düşkün. İstedim ki bu yolla biraz insanlık öğrensinler. Kibar olmayı ve nazik davranmayı, rica edebilmeyi hayatlarına geçirsinler! Öğretebiliyorsam ne mutlu bana. Çok gururluyum." ÜNİVERSİTEYE GİDİP İŞSİZ Mİ OLAYIM? Oğuzhan okula gitseydi şayet, lise birinci sınıta olacaktı. Lakin ileride cafeler zinciri açmayı düşündüğü için okula gitmek istemiyor. Biraz müstehzi gülümsemeyle, "Etrafımda çok üniversite mezunu işsiz var. Ben erken yaşta hayatı öğrendim. Zengin olmak ve insanlara bir şeyler öğretebilmek istiyorum. Biz ne okuyanlar gördük, gül gül öldük. Eğer ben okusaydım hayatı öğrenemezdim. Okuyanların çoğu hayatı öğrenemiyor. Üniversiteye gidip işsiz mi olayım?" diyor. Kübra Demir Fotoğraf: Vedat Arık SABAHA KADAR DÜŞÜNDÜ Yaşıtları okula giderken, o babasının yanında çaycılık yapmayı tercih eti. Çalışmaya başladığı ilk günlerde insanların "Çay ver" demesi ağrına giti ve ne yapabilirim diye düşünmeye başladı. Amacı basiti... Kendisine "Çay ver" diye seslenen insanlara, o cümlelerinin sonuna "misin" ekini koydurtabilmek. Geceler boyunca sabahlara kadar düşündü ve sonunda güzel bir ikir buldu. "Çay ver" diye seslenene daha fazla tarife uygulayacak, "Çay verir misin?" diyenden farklı ücret alacaktı. "Oğuzhan Bey, müsaitseniz çay verir misiniz" diyenlere ise en ucuz çay iyatını uygulayacaktı. Son şıkkı tercih edenlerin ödediği rakam, ilkine göre hayli cüziydi! Ancak amacı para değildi. Kendisinin ifadesiyle, insanlara "insanlık öğretebilmek"ti. 5 TEMMUZ 2015 ÇAY TARİFESİ SOSYAL MEDYADA YAYILDI İnsanlar Oğuzhan'ın hazırladığı hitaba göre çay tarifesini gördükten sonra daha farklı, tam da kendisinin istediği gibi daha nazik davranmaya başlamışlar. Oğuzhan dükkanlarının olduğu sokakta işleri de artırmış. Öyle ki, diğer dükkan lar da dolup taşmaya başlamış. Oğuzhan, "Ben bu aişi yaptıktan sonra sosyal medyada bir anda yayıldı. İzmit'te bile dükkanlarına bu aişten asanlar olmuş. İlk ben yaptım. Kızmıyorum, herkes assın duvarına. Yeter ki insanlara iyi olabilmeyi ve bir şeyler isterlerken kibar olabilmeyi öğretebilelim" diyor tüm özgüveniyle. Oğuzhan'a göre Avrupa Birliği'ne giremememizin nedeni de kibar olmamak ve istemeyi bilmemek. Oğuzhan'dan herkese mesaj var: "Düşüncelerinizi değiştirin. Nefret, kavga bunların hepsi boş işler. Herkesi, doğayı, tüm canlıların sevin, koruyun. İnsanlık bu kadar kolay. Neden zorlaştırıyorsunuz?" İŞTE FİYAT TABLOSU Oğuzhan'ın hazırladığı ve salonun girişine astığı liste davranışa göre iyat farklılığını ortaya koyuyor. Bu salonda çay iyatları hitap tarzınıza göre şöyle: Çay ver: 2 TL Çay gönder: 1.75 TL Çay alabilir miyim: 1.50 TL Çay verir misin: 1.25 TL Oğuzhan Bey müsaitseniz çay alabilir miyim: 0.85TL Baba Serkan Korkmaz ÇOCUĞUMU BURADA TANIDIM Oğuzhan hep farklı bir çocuktu. Küçükken evimizin arkasındaki kömürlüğe tebeşirlerle bir şeyler çizmişti. "Ne yapıyorsun", dediğimde, "Bakkal burası", demişti, "Eee, buraya kimse gelmez ki" dedim, cevabını hâlâ unutamam: "Herkes görsün, bilsin diye sokağın başından buraya kadar oklar çizdim." Okumak istemiyor, kendisinin bilebileceği bir iş. Ben okumasını isterim. Çok haylaz bir çocuktu. Ben çocuğumu burada tanıdım. Çok değişik ikirleri var. Bu aişi yaptıktan sonra işlerimiz o kadar arttı ki, inanamazsınız. Oğuzhan burada kendini buldu. Onunla gurur duyuyorum. 13