17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İnsanın hevesini baltalayan ilah Mustafa Satıcı’nın Penguen’de çizdiği Baltalı İlah karakteri Zagor’un kostümünden apartma kırmızı tişörtünü giyiyor, sokağa çıkıyor ve başka işi gücü yokmuş gibi etraftakilerin küçük mutluluklarını gömüyor. Baltalı İlah “Hevesinizi baltalayan balta” sıfatıyla üç yıldan beri her hafta Penguen’de bütün mutlulukları ve umutları yok ediyor. Blog yazana “Seni okuyacaklar da beğenecekler”, sahilde çıplak ayakla yürüyene “Şişe kırmışlardı orada”, otobüsten vazgeçip taksiye binene “Senin otobüs boş gidiyor” diyen bir tip Baltalı İlah. Yaratıcısı Mustafa Satıcı çizdiği tipi her insanda bulunan ve “Yine kötü olacak” dedirten baskın umutsuzluğumuzun vücut bulmuş hali olarak tarif ediyor. BU KADAR DA OLMAZ DERSİNİZ AMA OLUR Satıcı, Baltalı İlah’ın dergideki köşesine espri düşünürken birdenbire çıktığını ama bir tipten ziyade bir ruh halinden doğduğunu söylüyor: “Uzunca bir süredir düzenli çizdiğim bir tipim olsun diye düşünüyordum ama bu kendi kendine geliverdi. Tipin doğasından çok hevesle girişip hayallerimizin suya düştüğü o acıklı boşluk hali komik geldi bana. Bu kadarı da olmaz dersiniz ama daha fazlası da olur, artık üzülecek tarafı kalmaz işin, gülesiniz gelir. Biraz yaşadığım bu tür hallerden doğdu diyebilirim. Ayrıca zaman zaman çizdiğim karikatürlerde de bu tip gibi davranan karakterler oluyordu. Burada sadece adını koymuş oldum.” KİMSEYİ SEVMİYOR SEVGİ BEKLEMİYOR Baltalı İlah dışarıdan bakınca ruhsuz, aklına geleni söyleyiveren ve her seferinde insanın hevesini kursağında bırakan bir tip. Peki Satıcı kendi yarattığı Baltalı İlah’ı nasıl anlatırdı? “Aslına bakarsanız bence kendisi dahil kimseye karşı herhangi bir sevgi beslemiyor ve kimseden sevgi beklemiyor. Çevresinde olup bitenleri kayıtsızca izlediğini düşündürüyor ama o aslında hep sırasını bekliyor. Sırasının geldiği yerde de sakin bir şekilde duruma ilişkin fikrini söylüyor. Bazen 28 HAZİRAN 2015 MİZAH İLHAM SEVGİLİDEN DEĞİL EDİTÖRDEN GELİYOR Bir yandan Baltalı İlah, bir yandan serbest karikatürlerini çizdiği köşesi, bir yandan da Penguen kapakları. İlhamla performans arasında her zaman pozitif korelasyon olduğunu düşünüyor Satıcı. Sürekli çalışma halinde olmasını artık bir tür yaşam tarzı olarak görüyor: “Sürekli kafanızda espriyle ilgili oturtamadığınız bir şeyler oluyor mutlaka. Bu sizi tedirgin ve dalgın biri yapıyor. Ama esasen somut iş masa başında geçirilen o sürede ortaya çıkıyor. Bütün hafta kafanızı bulandıran ne varsa sessizlik içinde bunları temize çekiyorsunuz. Haftanın yaklaşık iki gününü, gece ve gündüz dahil, kendi başınıza masa başında geçiriyorsunuz. Önünüzde yetiştirilmesi gereken bir iş olması sizi sıkıştırıyor. Galiba ilham dediğiniz şey de bu sıkışmadan dolayı açığa çıkarmak zorunda kaldığınız potansiyelden doğan bir performans. Yetişmesi gereken bir iş varsa ve bazı adamlar sizi sıkıştırıyorsa bir şeyler çıkıyor. Lise yıllarımda ilham denen şeyin ancak güzel bir sevgiliden gelebileceğine dair sarsılmaz bir inancım vardı. Ama bugün ilham bana yazı işleri müdürü, grafiker ve editör denen adamlardan geliyor. Güzel bir sevgiliden gelmesi gerektiğine inandığım ilhamın bu adamlardan gelmesi biraz kalbimi kırmıyor değil.” herhangi bir konuda fikir alabileceğinizi düşündüğünüz ama asla birlikte gezmek istemeyeceğiniz bir adam. Kızdığı ya da sevdiği bir insanlık hali, durumu yok. O sadece tam mutlu, umutlu olacağınız bir anda filizleniveriyor, olumlu ruh halinizi baltalayıp gidiyor. ‘Balta’ sözcüğünün çağrışımsal alt metnindeki yıkıcılık duygusu tipin genel doğasına yakışmış görünüyordu. Tipin o bilindik tutumu bir silah olsa herhalde balta olurdu diye düşündüm. Zagor da sevdiğim bir çizgi roman kahramanı olunca bu lakabını paylaşmak istedim." HAYAT HEPİMİZİ YAMUK YUMUK YAPTI Baltalı İlah’ın üzerinde hep Zagor’un kostümünün deforme olmuş hali olan bir kırmızı tişört var. Satıcı bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Hepimiz gerçek bir kahraman olma hayaliyle, yüksek ideallerimizle başlıyoruz hayata. Ama her nasılsa hayat hepimizi böyle yamuk yumuk bir şey yapıyor. Sonuçta ne olmak istediğimiz kahramana tam benziyoruz, ne de bu artık umurumuzda oluyor. Sadece öyle azıcık bir izi kalıyor işte.” SOBAYI YAKMAK İÇİN KULLANILAN LEMAN Mustafa Satıcı çizmekle ilgili hikâyesini çocukluk yıllarına dayandırıyor. Sobalı evde büyümenin nimetleri çok… “Çocukken babam her akşam eve biz oyalanalım diye tek ortalı ufak bir defter getirirdi. Yere oturup boş defteri açar, tutmayı bilmediğim kalemi avuçlayıp ortadan başlayarak dışarı doğru büyüyen bir sarmal çizerdim. Onu da ‘Börek çizdim’ diyerek annemle babama gösterirdim. O aynı zamanda anaformuş meğer, kapıldık gidiyoruz. İlk nasıl derseniz böyle başladı. Ama aslı çok tesadüfi. Sobalı evde büyüyenler bilirler. Sobayı tutuşturmak için bir gazetedergi stokunuz olmalı her zaman. Nereden geldi bilmiyorum, o stokun içinde sayfalarının yarısı gitmiş bir Leman dergisi bulmuştum. Defalarca okuyup günlerce güldüğümü hatırlıyorum. Bununla kalmayıp hepsini çizmeye çalıştığımı falan. Sonrasında düzenli takipçisi olduğum bu dergilerin bir gün çizeri olma hayali o günlerde yeşermişti.” Sinem Dönmez @sinemdonmez 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle