19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kadın ve Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sümeyye Erdoğan'ın feminist aktivist ve akademisyen Pınar İlkkaracan'ın yazısı üzerine yaptığı suç duyurusu reddedildi. Karar cinsiyetler arasında eşitlik yerine adalet kavramı koyma girişimlerine de bir cevap niteliğinde. Pınar İlkkaracan bir akademisyen. Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği kurucu başkanı, feminist aktivist. 20 yıldır Türkiye’nin yanı sıra uluslararası düzeyde kadın ve insan hakları alanında çalışıyor. New York'tan PeterPatricia Gruber Uluslararası Kadın Hakları Ödülü sahibi. Bu yılın başında kadın gazetesi Kazete’ye bir yazı yazdı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hiç hoşlanmadığı “eşitlik” kavramını yok etme planlarının uygulayıcısı olarak kızı Sümeyye Erdoğan’ın tedavüle soktuğu “Toplumsal Cinsiyet Adaleti” tabirini eleştirdi. Yazısında, “AKP ve hükümetinin kör kör parmağım gözüne cumhurbaşkanı kızına, başbakan eşine kurdurduğu, hükümetin hizmetinde çalışan çakma kadın örgütleri, gündeme güya ‘yeni’ bir kavram hediye ettiler: Dünyada en azından 40 yıldır uluslarası bir norm haline gelmiş olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yerine Toplumsal Cinsiyet Adaleti!” diyor, yapılmaya çalışılanın 20 yıl öncesinin Vatikan'ından kopya çekmenin ötesine geçemediğini belirtiyordu. Pınar İlkkaracan’la (sağda) ilgili soruşturmada, İstanbul ve İzmir’den avukatlar Hülya Gülbahar, Gökçiçek Ayata, Çiğdem Hacısoftaoğlu, Nazan Sakallı, Özlem Ayata, Aysun Akşehirlioğlu “hukuki/politik” bir savunma çerçevesi oluşturdular. 32 KADIN ÖRGÜTÜ AÇIKLADI Kararı kamuoyuna ortak bir bildiriyle duyuran 32 kadın örgütü, bunu kadın hareketinin eşitlik mücadelesindeki önemli yargı kararlarından biri olarak niteledi. Bildiride şöyle denildi: “Türkiye’de eşitlik kavramını ‘eşdeğerlilik’ ya da ‘adalet’ kavramıyla sulandırmak, aynı zamanda hükümetlerden bağımsız olması gereken sivil toplum örgütlerini, aktivistleri, akademisyenleri ve ifade özgürlüğünü devletin en üst makamından dava açarak susturmak isteyenlere bir yanıt olmuştur. Bu başarı, Türkiye kadın hareketinin kararlılığının, örgütlü mücadelesinin ve dayanışmasının yeni bir örneğidir.” Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınmaevi Derneği Adıyaman Kadın Yaşam Derneği Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi Bağımsız Kadın Derneği Mersin Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği Engelli Kadın Derneği EŞİTİZ Eşitlik İzleme Kadın Grubu Eşit Yaşam Derneği Gökkuşağı Kadın Derneği Haklı Kadın Platformu İstanbul Feminist Kolektif İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi İzmir Kadın Dayanışma Derneği Kadın Dayanışma Vakfı Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Kadınlarla Dayanışma Vakfı Kadın Partisi Kaos GL Derneği Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği Kırmızı Biber Derneği Marmara Vakfı Kadın İş Dünyası Mersin Lgbt 7 renk Eğitim ve Araştırma Derneği Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği Muş Kadın Derneği Sosyalist Feminist Kolektif Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Türk Kadınlar Birliği Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Bu defa eşitlik galip geldi mayı hatırlatmak, bir akademisyen/ aktivistin göreviydi! Türkiye’ye yeni ve özgün bir fikirmiş gibi sunulan iddianın yeni ve özgün olmadığını yer, tarih ve önerenlerin kimliğini de vurgulayarak anlatmıştı sadece. Avukatlar dilekçede KADEM tarafından eleştirilen kadınerkek eşitliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler ve Anayasa’da açıkça anıldığını, hatta bu eşitliği sağlama görevinin devlete verildiğini de hatırlattılar. Dahası, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetle mücadelenin ancak toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanarak başarılabileceğini vurguluyordu. Avukatlar ayrıca Sümeyye Erdoğan’ın kağıt üzerinde sadece yönetim kurulu üyelerinden biri olduğu KADEM’e yapılan bir eleştiriyi kişisel olarak üzerine alınmasının hukuksuzluğuna da işaret ettiler. İlkkaracan da ifadesinde bu görüşleri dile getirdi. Yazının yazılmasından dört ay sonra, Cumhuriyet Savcısı Ali Fuat Taşkın, “Şikayet dilekçesinde, söz konusu yazıdaki hangi ifadelerin hakaret suçunu oluşturduğuna dair herhangi bir açıklamada bulunul HAKARET BUNUN NERESİNDE Sümeyye Erdoğan bu yazıda kendisine hakaret ve kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle Pınar İlkkaracan ve yazının yayımlandığı Kazete hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde yazının gerçeklikten uzak olduğunu ve “tamamen karalama ve toplum önünde küçük düşürme, topluma kin ve nefret duyguları aşılayarak kendisini zor durumda bırakma” amacıyla yazıldığını iddia etti. Sokak bu suç duyurusunu 22 Mart’taki sayısında Türey Köse imzalı ve “Eşitlik Kadem’in fıtratına ters” başlığıklı bir yazıyla sayfalarına taşımıştı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayete itiraz eden Pınar İlkkaracan’ın avukatları ise öncelikle, kadın ve erkeklerin yaratılış/ fıtrat farklılıkları iddiasıyla “eşitlik değil, adalet” tartışmasını Türkiye’de İlkkaracan’ın değil, Sümeyye Erdoğan’ın da yönetiminde olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) başlattığını belirttiler. İlkkaracan sadece 20 yıl öncesinde aynı kavramın Vatikan tarafından önerilmesine ilişkin tanıklığını dile getirmişti. Üstelik tüm dünyanın bildiği ve hatta üzerine akademik çalışmalar yaptığı, bitmiş bir tartış14 Emel Armutçu @earmutcu Sümeyye Erdoğan madığı; şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadında bulunulmadığı, küfür olmadığı, küçük düşürücü değer yargısında bulunulmadığı, sözlerin eleştiri sınırları içinde kaldığı” gibi gerekçelerle Sümeyye Erdoğan’ın şikayetini reddetti. Erdoğan’ın avukatı da bu karara itiraz etti. İlkkaracan’ın avukatlarından bu itiraza itiraz gecikmedi. Avukatlar bu kez, YÖK Genel Kurulu’nun “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersinin yükseköğretim programlarında zorunlu veya seçmeli ders şeklinde yer almasına karar verdiğini hatırlattılar. YÖK ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği algısının geliştirilmesi için üniversite ve topluma yönelik çalışmalar da yapacaktı! “Görüldüğü üzere, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı, tüm kamuoyu ve devlet bürokrasisini yakından ilgilendiren güncel bir tartışmadır” dediler. Böylece Sümeyye Erdoğan’ın avukatı tarafından yapılan itiraz da İzmir 2. Sulh Ceza Hakimi Fethiye Bilici tarafından 10 Haziran’da reddedildi ve karar kesinleşti. 28 HAZİRAN 2015
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle