17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğuda tam 24 bin 723 kadınla yüz yüze konuştular Anayasa Mahkemesi, imam nikahı için resmi nikah zorunluluğunu ortadan kaldırmadan önce, keşke Türkiye gerçeklerine, özellikle KAMER’in son araştırmasına bir göz atsaydı… Evlilik içi tecavüz, aile içi şiddet, erken ve zorla evlilikler ve aile içinde çocuklara yönelik cinsel istismarın dehşet veren rakamlarını görecekti... İşte dehşet sonuçlar Şükran Moral'ın 2014 yılında İstanbul'da sergilenen Çocuk Gelin adlı işi. Yıllardır Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki 23 şehir ve ilçelerinde kadına yönelik şiddetle mücadele eden KAMER (Kadın Merkezi) Vakfı, AB Türkiye Delegasyonu ve Açık Toplum Vakfı’nın desteğiyle gerçekleştirdiği araştırmanın raporunu geçtiğimiz günlerde yayımladı. “Kadın Hakları İnsan Haklarıdır” başlığı altında Ocak 2014 Mayıs 2015 arasında gerçekleşen ve üç rapor halinde sunulan proje, alışılagelmiş kadına şiddet çalışmalarından farklı özellikler taşıyor: Tanıklıklarla rakamları etekemiğe, özellikle kana büründürüyor, kadın hakları açısından Türkiye’deki bölgeler arası dengesizlikleri gözler önüne seriyor ve “Öteki Türkiye’nin kadınları”nın hep en uzakta kalıp duyulmayan seslerini duyurmaya çalışıyor. Doğu ve Güneydoğu’dan 23, Karadeniz’den üç şehri kapsayan ve toplumsal cinsiyet rolleri konusunda farkındalık yaratmayı, kadınların ve LGBTİ bireylerin desteğe ulaşma süreçlerine eşlik etmeyi ve aksaklıkları raporlamayı amaçlayan proje boyunca, 24 bin 723 kadınla kendi evinde yüz yüze görüşme yapıldı. Veriler İstanbul, Sabancı ve Dicle üniversiteleri öğretim üyelerinin katkılarıyla değerlendirildi. Raporun editörlüğünü ve danışmanlığını Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Ayşe Gül Altınay üstlendi. Yüz yüze görüşülen 24 bin 723 kadından 4 bin 500’ü yaşadığı şid KAMER (Kadın Merkezi) Vakfı, AB Türkiye Delegasyonu ve Açık Toplum Vakfı’nın desteğiyle gerçekleştirdiği araştırmanın raporunu geçtiğimiz günlerde yayınladı. Rapora dört ana sorun yansıdı: Evlilik içi tecavüz, aile içi şiddet, erken ve zorla evlilikler ve aile içinde çocuklara yönelik cinsel istismar. detle ilgili olarak KAMER’e başvurdu. Ancak sadece 1308’i yaşadığı şiddeten kurtulmak için harekete geçti. KAMER onlarla ayrıca bir izleme çalışması yürütü ve 431’ini örneklem olarak ele aldı. Anlatıkları büyük, çetreil ve ancak bir seferberlikle çözülebilecek dört ana sorun olarak rapora yansıdı: Evlilik içi tecavüz, aile içi şiddet, erken / zorla evlilikler ve aile içinde çocuklara yönelik cinsel istismar. ması demek. Başvurabilenlerin şikâyetleri de sonuçsuz kalıyor. Aradan geçen 10 yıla rağmen, Türkiye’de evlilik içi tecavüz suçunun somut olarak tanımlanıp sanığın cezalandırıldığı tek bir mahkeme kararı var! Oysa KAMER’in örneklem olarak ele aldığı 431 vakanın 65’inde bu suçun oldukça yaygın olarak işlendiği görülüyor. Üstelik tecavüze ölümle tehdit, iziksel ve zarar verici şiddet gibi başka suçlar da eşlik ediyor. Ve şikâyetçilerin çoğu, erken yaşta ve zorla evlendirilmiş kadınlar! KAMER “Bu cezasızlık hali failleri cesaretlendiriyor ve uyguladıkları şiddeti sürdürüyor, hata cinayete kadar vardırabiliyorlar” diyor. Emel Armutçu @earmutcu 10 YILDA EVLİLİK İÇİ TECAVÜZE TEK CEZA Evlilik içi tecavüz, Türk Ceza Yasası’nda 2005’te yapılan değişiklikle “nitelikli cinsel saldırı suçu” olarak düzenlendiği halde hiçbir şekilde soruşturulmayan ve cezalandırılmayan bir suç olarak varlığını sürdürüyor. KAMER araştırması, yasaya rağmen emniyet ve yargının konuya yaklaşımında herhangi bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Bu nedenle kadının bu konuda başvuruda bulunabilmesi çok zor bir süreci göze al Çoğu zaman “elbirliğiyle tecavüz” yaşanıyor. Avrupa ülkeleri arasında erken evlilik konusunda Türkiye, Gürcistan’ın ardından ikinci sırada. Berdel, beşik kertmesi, başlık parası evliliği, kan bedeli evliliği, akraba evliliği gibi pek çok evlendirme zora dayanıyor, birçoğu da zorla devam etiriliyor. Rızası olmadan, genellikle daha önce görmediği, kendisinden onlarca yaş büyük erkeklerle evlendirilen çocuklar, öldürmeye kadar ulaşan şiddetle yaşamaya mahkum ediliyor. Son 10 yılda erken ve zorla evlilik yüzde 33’e düşmüş olsa da bu oran hâlâ çok yüksek. TÜİK’in son rakamları, 181 bin “çocuk gelin”e işaret ediyor. 18 yaşından küçük kız çocuklarını evlendirmek için açılan yaş büyütme davalarında da yüzde 91,2’lik bir artıştan söz ediliyor. Ensest olarak anılan aile içinde çocuklara yönelik cinsel istismar rakamlarına ise her zamanki üç maymun nedeniyle ulaşılamıyor. Fiziksel şiddet ise rapora göre yüzde 40 gibi görünse de yüzde 50 civarında… EVLENDİRME DEĞİL SATMA, DEĞİŞ TOKUŞ Rapor konunun vahametini anlatmak için “evlendirme” sözünün çok yetersiz, fazla naif ve masum kaldığını belirtiyor. Çünkü daha doğru ifade; mal gibi görülen çocukların “satılması”, “değiş tokuş edilmesi”… ŞİDDETİN GÖRÜNMEYEN MAĞDURU: ÇOCUKLAR Sosyodemograik açıdan bakıldığında kişinin eğitim, gelir düzeyi, yaşadığı ortam, destek arama isteği ve şeklini etkiliyor. Örneğin Türkçe dışında anadile sahip, eği 8 14 HAZİRAN 2015
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle