23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARTVİN 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr GÜZEL KADIN Bazen Ege’nin İmbatı’nı zorunlu olarak çok uzaklara da götürüyoruz. Mesela Paris... Köprüler, ışıklar, yapılar, heykeller... Güzel bir kent, bakımlı, altyapısı sağlam... Kültür, sanat, mimari... Say ki say... Her şey... Nasıl olmasın! Dünyanın birikimi taşınmış bir zamanlar. Sömürü filolarıyla kıtaların zenginliğini akıtmışlar. Şimdi rahatları yerinde. Ama havası yok! İki gün yer yer yağmur, gökyüzü kapalı ve kasvetli, sarı bir ışık... İnsanlar desen, onlar da... Soğuklar... Mesafeli ve uzak... Sadece güzel bir kadın gibi Paris... Şöyle bir baktım; yabancılar nasıl da kolay fark ediliyor. Bir makine yeknesaklığında Fransız yaşamı... Tekdüze... Metroda izlemenizi isterdim onların yalnızlığını... “Güzellik yeter” deniyorsa, evet güzel. Ya gerisi ? EXPO 2015 oylaması için yeniden geldiğimiz Paris’te bir saatlik boşluk yakaladık, Hikmet Ağabeyle. (Çetinkaya) “Hadi” dedim, “ Montmartre’ye gidelim kahve içmeye” Hiç olmazsa bir canlılık, hareket... Bindik taksiye. Tepede Sacre Couer Kilisesi, aşağıda Paris... Manzara güzel. Dünyanın dört bir yanından turistler. Ressamlarla çevrili avlu, en hareketli alan. Güzellik... romantizm... aşıklar... sevgililer... Paris’in birbirlerine sarılan insanlarının en yoğun olduğu bölge, desem yabancılardan ötürü, anlatmaya sanırım yeter. Hikmet Ağabey “ Şiir” diyor “Şairler ve Fransa...” Dökülüyor dizeler Aragon’dan: “Mutlu Aşk Yoktur/ İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman/ Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini/ Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye/ Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek/ En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek / Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek / Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine/ Mutlu aşk yoktur/ Bir tek aşk yoktur acıya gark etmesin/ Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara/ Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda/ Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da/ Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin/ Mutlu aşk yoktur ama/ Böyledir ikimizin aşkı da” Paris garip bir şey... kelime olan Macahel, halk arasında bilek kısmı maca ve el hel kelimelerinin birleşimi. Bilek, vadinin merkezindeki Camili (Macahel) köyünü, el ise vadiye yayılmış diğer köyleri ifade ediyor. Bu yaygın anlayışın yanı sıra, Macahel kelimesinin, “çamurlu ve verimli olmayan yer” veya cahe (çiğ, olgunlaşmamış) kelimesinden hareketle “meyve ve sebzelerin geç olgunlaştığı yer” anlamlarına geldiği de anlatılanlar sarasında. Karçal Dağları yol veren Maçahel Geçidi’nden aşağı, Gürcistan sınırına doğru inişe geçildiğinde adrenalin, sönmüş bir volkan gibi harekete geçer. UNESCO tarafından biyosfer rezervi ilan edilmiş bölgede, balta girmemiş sınır noktalarına yaklaştıkça, yeni bir sis tabakasının altında başka bir dünya belirir. Düzenli Köyü’ne inişlerde dikkat gerekiyor ancak sonrası, hele yağmur dinmemişse daha meşakkatli. Yol durumuna bağlı olarak ulaşması saatler alabilen bu köyden sonra, bir dolmuşçuya göre ışık hızında gidilebilen kalan yolu, 45 dakikada alabilmek de mümkün! Maçahelli dolmuşçu, sınır köyünün göçeri,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle