Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAPAK 7 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr ORTA ASYA’DA DÜNBUGÜN! Semerkant ve Buhara, Orta Asya’nın tarihini bugüne taşıyan iki büyük şehir. Her ikisini de dolaşırken, ikide bir geçmişten günümüze gidip geldim. Özellikle medrese kapılarının canlı işlemeleri ayrıca çekti beni. Uzak geçmişte olup bitenler ayrı konu, ama tarihi yapıları korumada Özbek yöneticilerin bizden daha duyarlı olduğunu söylesem abartı olmaz. Her üçdört medreseden birinde restorasyon çalışması vardı. Elinde sıva işini yapmaya çalışan işçiye “ne yapıyorsun” diye soran gözlerle bakınca aynen şu yanıtı verdi: Rastavra çekeceeez! Ee, restorasyon sözcüğü Orta Asya’da bu kadarcık restorasyona tabii olsun! Özbekler, tarihi şehirlerinin merkez bölümünü aynen korurken, kentin çevresini de aynen korumuşlar; yani, yüzlerce yıl önceki yaşamlarından bugüne çok fazla değişiklik yapmamışlar. Elbette teknolojinin getirdiği kimi nimetleri yaşamlarına katmışlar ama, pazar yeri aynı pazar yeri... Fergana vadisinin sebze meyveleri yine aynı ürünler! Sıcak bir ağustos günü Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının bereket akıttığı Fergana vadisinin meyvelerini gana gana yedikten sonra yeniden medreselere geçtim... Başta demiştim ya; dünle bugün arasında gidip geldim... Bir de baktım; dünle bugün birleşmiş... O güzelim mavi işlemelerle süslü medrese kemerinin önü bugün de çok tutulan özgün desenli kilimlerle dolu... Hemen arkada tarihi duvar, hemen önünde geçmişten günümüze ilmiklenen kilimler... Medrese kemerlerinin renkleriyle kilimin renkleri güzellik yarışına tutuşmuş... Orta Asya’nın pek çok bölgesinde bu tür tarihsel birleşmelerle karşılaşıyorsunuz. Bazen kendilerini şöyle ifade ediyorlar: “Bizim etnografya müzemiz yoktur.” Neden? “Çünkü, yüzlerce, binlerce yıl önceki günlük yaşam araç gereçlerini hâlâ kullanmaya devam ediyoruz.” Küresel akım Asya içlerine henüz ulaşmadan bu bölgeleri görün! Gezekalın... Anıtkabir’de çocuklar manzaralı bir kültür ve sanat evi olarak halka açılmıştır. Bu evlerin kent ölçeğinde korunduğu bir yer olarak sıkça ziyaret edilen Beypazarı‘nda ise tarhana çorbası, güveç, etli sarma ve 80 kat baklava gibi bazı yöresel yemekler de yenebilir. Cumhuriyet Ankara’sı bayramlarda bir başka güzel. Kent, kırmızı ve beyaza boyanır, genci, yaşlısı Atatürk’e şükranlarını sunmak için Anıtkabir’de buluşur. 23 Nisanlarda çocuk sesleriyle şenlenir Ata’nın kabri ve o, her atan minicik kalpte yeniden hayat bulur… ozkantimur@yahoo.com Opera Binası