Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞANLIURFA 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr AZAP… Ege’yi iyi bilir sanırdım. Bazı okurlar “gez gez nereye kadar” deyip, Ege’yi avucumun içi gibi bilir sanırlar ya beni... Öyle değil işte. Üstelik kilometrelerce uzaklıktan turistler bilip, gelirmiş de, neredeyse kıyısından, kenarından yüzlerce kez geçmeme rağmen yıllardır habersiz kalmışım... İşe bakar mısınız? Ne kadar “azap” verici bir durum! Hadi açık açık yazayım; varlığından haberdar olalı şunun şurasında en çok altı, yedi ay, o kadar. O da geçen yaz kuraklığın gündemde olduğu dönemde gazetede okuduğum, küçük bir haberden. Kesmiş, ayırmıştım. Diyor ki: “...Bir yıl öncesine kadar Söke Ovası’nın yaşam kaynağı olan gölün büyük bölümü kurudu. Yakınındaki tarlalara gölden su çekilmesi, Büyük Menderes Nehri’nden su verilmemesi gölün tamamen kurumasına neden oldu... Binlerce su kuşu ve yaban hayvanının yaşam alanının kuru bir toprağa dönüşmesi, canlılara büyük zarar verdi. Gölde toplu balık ölümleri meydana geldi. Çevreciler, göle su takviyesi yapılmasını istiyor: Özellikle Devlet Su İşleri’nin, su takviyesinde bulunması gerekir...” Bu da “azap” verici bir durum.! Nereden mi söz ediyoruz? Azap Gölü’nden... Azap ki, Ege’nin Büyük Menderes Nehri ve Bafa Gölü’nden sonra, üçüncü büyük sulak alanıymış meğerse. Daha sonra gittik, gördük. Azap bir sulak alan ekosistemi. Bafa Gölü’nün kuzeyinde yer alıyor. Güneyinde yol kenarındaki bir tepe üzerinde kayalara oyulmuş Karia dönemine ait mezarlar var. Batısında, bir kilometre ilerde 12 İon antik kentinden birisi olan Myus yer alıyor. Daha da önemlisi bir kuş cenneti Azap. Zengin bitki çeşitliliğiyle çok sayıda kuşa kuluçka olanağı sağlıyor. Bir gürültü, bir ürperti sazlıkların arasından Sakar Meke, Bahri, Kaşıkgaga, Fiyu, Çamurcun, Boz Ördek, Elmabaş Patka, Kılkuyruk, Küçük Batağan, Yeşilbaş, Küçük Akbalıkçılları havalandırmaya yetiyor. İşte Azap’a, binlerce kilometre öteden turist getiren gerekçe. Birbirine karışan olağanüstü güzellikteki kuş sesleri... Kuraklığın ardından Beşparmak Dağları’ndan gelen can suyuyla cennet yine cıvıl cıvıl. Bu nedenle adının tersine bir cennet buluşması için kesinlikle öneririm, gidin... Bu arada çok önemli bir konu daha var. Bu değerli sulak alanı sürekli gözleyen Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği üyeleri, hazırlanan bilimsel raporların dikkate alınmasını istiyor. EKODOST Başkanı Bahattin Sürücü, gölün korumaya alınması için Çevre ve Orman Bakanlığı’na başvurmuş. Bu değerli sulak alana sahip çıkmak, bakanlığın temel sorumlulukları arasında olmalı, değil mi? Sazlıklardan havalanan sürprizler bitmesin diye... gi dolu, güneşin yaktığı yüzlerindeki gülümsemeleri ile onlar başkadır. Kimisi otlardan süs eşyası, kimisi çamurdan Harran evlerini yapmıştır. Ürettiklerini sallayarak koşup gelirler yanınıza. Kimisi, “Harran’ın tarihini anlatam” diyerek sokulur size. Çoğu kez onlarla gezilir Harran. Konik evlerin, sıcağın içinde görsellerimizi güçlendirirler her zaman. Harran’ın külah biçimindeki evleri dört bin yıl önce yapılmış hala yaşıyor. Dünyanın hiçbir yöresin de böyle evler yok. Kare biçimindeki evlerin üzerindeki kubbeler, iç kısımda kemerlerle biri birine bağlanır ve içerde geniş bir mekan elde edilir… Konik evlerin iç düzenleri de kendine özgü biçimde döşenmiştir. Evin çevresindeki dış duvarların içindeki avlu kısmının da kendine özgü bir düzeni vardır. Konik evlerin en büyük özelliği kışın sıcak olması, yazın ise serin… Dayanılmaz yaz sıcağında insanlar evlerine sığınıp serinlerler.