27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 RUSYA RUSYA 9 Peterhoff Yazlık Sarayı Dökülen Kan Kilisesi Mermer Saray Kuzeyin ‘çariçesi’ St. Petersburg Nilgün Cerrahoğlu Fotoğraflar: Şeref Pınarcı etersburg roman gibi bir öyküyle temelleri atılmış, roman gibi gelişmiş ve yaşamış. Ve P böyle yaşamaya devam ediyor. Şık, güzel, görkemli yapılarla bezenmiş kentin, kendisi için “güzel” sıfatını kullanmak zor. Petersburg’un insanın aklını başından alan bir doğası, olağanüstü bir konumu; belleklerde yer eden bir silüeti yok. Ama başka kentlerde olmayan şairlere ve yazarlara ilham veren insanı içine çeken acayip “etkileyici” bir atmosferi var. Bataklıklar üzerinde yükselmeye başladığı ilk günden beri Petersburg, hep “yok olma” tehdidi yaşamış; buna karşın her seferinde küllerinden doğmuş bir şehir. Petro’nun ordan buradan topladığı adamlarla metazori inşa ve iskan ettirdiği kent; Avrupa başkentleriyle gösteriş yarışına çıkan çılgın Çarın ölümüyle bir dönem boşalmış ve köhnemeye yüz tutmuş. Kentin yıldızı sonra tekrar, Petro’dan yarım asır arayla, bu kez Avrupa “aydınlanmasını” yakalamak hırsıyla, Kıta’nın ünlü mimarlarını kente toplayan II. Katerina (17621796), Petersburg’u sil baştan ihya etmiş… Sanat eseriyle göz kamaştıran ErmitajKışlık Saray başta olmak üzere; Tsarsko Selo ve PeterhofYazlık Sarayı ağzına dek paha biçilmez koleksiyonları, heykel, tablolarla dolduran Çarların St. Petersburg’u ne var ki “görkemli bir estetik düşü” olmaktan ileri gidememiş. “Lanetli” olduğu söylenen, bu yüzden de “iskeletler üzerinde yükselen kent” lakabı alan kent; bizzat şehri kuran Romanov’ların sonunu hazırlıyor. Son Çar, II. Nikola (18941917); Ekim devrimi ile önce tahtından feragat ediyor ve sonra ailesiyle kurşuna diziliyor (1918). Komünizm döneminde adı “Leningrad”a dönüşen kent; böylelikle tekrar düşüşe geçiyor ve dalıyor, 21. yüzyıl başında bir Petersburglu olan “son çar” Putin’in devlet başkanlığına yükselmesiyle oluyor. “300. yıl kutlamalarını” fırsat bilen Putin; Petersburg restorasyonuna 1,5 milyar dolar harcıyor. Tüm yapılar, saraylar, köprüler… baştan sona elden geçiyor. Petersburg’u ben iki farklı dönemde; Sovyet döneminden henüz çıkmış harap haliyle, 92 noeli ve bu yazsonu ziyaret ettim. Ve bambaşka “iki şehir” gördüm… İlk ziyaretimde Petersburg, kanalları gibi “Çarlık geçmişini” de donduran “karların beyaz gizemi altına” gizlenmişti. İlk gezimde Ermitaj’ın boş salonlarını nerdeyse bir başıma dolaştım. Son gidişimde ise, yaz ayları Finlandiya Körfezi ve Neva’ya doluşan turların başdöndürücü kalabalığından; Louvre’la aşık atan efsane müzenin kapısına yaklaşamadım. Petersburg’u görmek istiyorsanız; şimdi tam zamanı. Çünkü kar Petersburg’a çok yakışıyor. Geceyarılarına dek uzayan günler yüzünden “Beyaz Geceler” sloganıyla takdim edilen yaz turizmine karşılık, kışın boşalan otelleri doldurmak amacıyla Ruslar; “Beyaz Günler” adıyla sunulan özel promosyonlar düzenliyor. Astoria, Angleterre, Europe gibi kentin en ünlü ve lüks otellerinde dahi fiyatlarda yüzde 50’den yüzde 30’a varan indirimler yapılıyor. “Forbes Traveler” dergisine göre dünyanın en ilginç “on turist destinasyonundan” biri olan St. Petersburg’da yönetim; kış turizmini yaygınlaştırmak ve bu benzersiz kenti sade “bir defaya mahsus” değil; “sular ve adacıklar” üzerinde yaşayan güneyin Venedik’i gibi tekrar tekrar dönülen bir turizm cennetine dönüştürmek amacıyla kışın zengin “festival programları” hazırlıyor. Petersburg’un medarı iftiharı “Kirov Balesi” ile büyük şeflerin yönettiği klasik müzik konserlerini kış aylarında daha kolay yakalayabilirsiniz. 6 Ocak’a rastlayan Ortodoks noelinin uzun takvimi ayrıca, Petersburg’u tam da bu dönemde ziyaret etmek için bir başka neden… Ruslar gördüğüm en sihirli, en sanakâr yılbaşı ağaçlarını yapıyor. Kar altındaki Petersburg’da “Soğuk Dede” diye anılan “Rus Noel Babasıyla” tanışacak, kenti “en Rus haliyle” tanımak fırsatı yakalayacaksınız. Petersburg yolculuğu tasarlayan okurlara son önerim; bu geziyi, yalnız Ermitaj ve Çarlık Saraylarını gezmeye olanak tanıyan birkaç günle sınırlı tutmamalarıdır. “Rusya’nın kendi içine açılan bir pencere”. Rusların Avrupa’ya bakışı denli; tarihi ve bu şehirden çıkan büyük edebiyatı ile birebir “Rus insanını” anlatıyor St. Petersburg. “Rus devriminin” tarih sahnesi olan bu kenti tüm yönleriyletanımadan, Rusları ve Rusya’yı anlamak olanaksız. “Mariinskij Tiyatrosunda” en az bir konser izlemek; “Puşkin’in, Dosteyevski’nin, Gogol’un St. Petersburg’unu” görmek; kentin caddelerinde, sokaklarında dolaşmak için kendinize zaman tanımalısınız… Gezinize birkaç gün ilave edebilirseniz; St. Petersburg’dan üç saat mesafedeki “tarih incisi” Novgorod’a dek uzanmanızı salık veririm. UNESCO koruması altında sanat değerleriyle dolu olan ülkenin bu en eski kentinde; Rusya’nın tarihi kalbine dokunacak, Jivago setinden çıkmış bir Rus rüyasıyla karşılaşacaksınız… nilgun@cumhuriyet.com.tr St. Petersburg Meydanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle