02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KÜLTÜR 13 kanları bulunurmuş. İlerleyen yüzyıllar 1800’lü yıllara dek Kadırga’yı seçkin bir semt olmaktan çıkarıp hırsızlığın sık sık görüldüğü “varoş” semti haline getirmiş. Son 10 yıldan bu yana Kadırga çok değer kazandı. Bugün televizyon dizilerinin aranan “set” semtlerinden. Cerrahpaşa’da bir bir fırın ve araba tamirhanesi arasında kalmış yaklaşık 1600 yıllık bir Bizans sütunu yer alıyor. İmparator Arkadius’un yaptırdığı bu sütunun yüksekliği başlangıçta 50 metreyi buluyormuş ve Arkadius’un at üstündeki heykeli oğlu 2. Theodosius tarafından üzerine yerleştirilmiş. Bu heykel 704’te bir depremle devrilmiş. Surp Ohannes Kilisesi, Ayakiryaki Kilisesi, Elpida Kilisesi, Samatya Meryem Ana Kilisesi, Theodisius Kilisesi, Ayios Minas Kilisesi, Ayii Konstantini Kilisesi, İmrahor İlyas Bey Camisi, Surp Kevork Manastırı gezmekle tükenmeyecek gezi duraklarımızdandı. ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna [email protected] kapısı üzerindeki mermer taşların ortasına, mihrabın üst kısmına, minbere ve minber kubbesinin altına konulmuş. Cankurtaran ile Kadırga arasında Marmara surlarının içinde Küçük Ayasofya Camisi’ndeyiz. Burası 1500 yıllık bir ibadethane. 527 yılında yapımına başlanan Ayasofya Camisi’nin ilk adı Sergios ve Bakhos Kilisesi. 2. Beyazıt döneminde Darüssaade Ağası Hüseyin Ağa tarafından camiye dönüştürülüyor. Mimarisi açısından Ayasofya Camisi’ne benzerlik gösterdiği için “Küçük Ayasofya” camisi denmiş. KumkapıÇatladıkapı arasında Cinci Meydanı‘ndayız. Kadırga’nın bu meydanda şenlikler yapılırmış. Bizans döneminde İstanbul’un en önemli liman kentlerinden biri Kadırga’dayız. Bizans ve Osmanlı döneminde kentin en seçkin ailelerinin oturduğu semtlerden biri olan Kadırga’nın bugünkü konumunu az çok herkes bilir. Burada kilit ve anahtarcı dük AKIL HASTANESİ MÜZESİ Türkiye’nin en büyük ilçesi Bakırköy’ün sahip olduğu, bir zamanlar Balkanlardan Ortadoğu’ya uzanan coğrafya üzerindeki en büyük akıl ve sinir hastalıkları hastanesi yükünün büyük bir kısmını Manisa’da açılan modern Ruh Sağlığı Hastanesi’ne devretti. Türk psikiyatrisinin gelişmesinde büyük ve köklü bir zemin oluşturan; “Hocaların Hocası” Ordinaryüs Profesör Mazhar Osman’la ve de “Düşünen Adam” heykeliyle özdeşmiş Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, kendine özel yerini günümüzde de korumaya devam ediyor. Burada, 1911 yılında, Reşadiye Süvari Kışlası olarak hizmete giren ilk yapı, İstanbul’un düşman çizmeleri altında çiğnendiği 19191923 yılları arasında Fransız işgâl kuvvetleri ordusunu barındırmış, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının hemen ardında da; 1924’te, Doktor Mazhar Osman’ın kişisel gayretleriyle Üsküdar’da bulunan Toptaşı Bimarhanesi’nin devamını oluşturan “Emrazı Akliye ve Asabiye Hastanesi” buraya kurulmuş. Cumhuriyet Türkiye’sinde inşa edilmeye başlanan yeni, modern ilk tesislerin arasında yer alan Bakırköy Akıl Hastanesi, psikiyatrinin yanı sıra nöroloji ve nöroşirurji konularında da büyük atılımlar yapmaya başlamış ve bu konunun uzmanı birçok ünlü hekimin yetişmesinde önemli bir ekol oluşturmuş. Geçen yıllar içinde, tıbbın hemen tüm dallında gerçekleştirilen büyük araştırma ve başarılar, Bakırköy Akıl Hastanesi’ne de yansımış; tedavide uygulanan modern, çağdaş yöntemlerle, akıl ve sinir hastalıklarının tedavisinde büyük başarılar elde edilmiş. Aslında, Afife Jale’den Fikret Mualla’ya, Neyzen Tevfik’ten Cahide Sonku’ya tedaviye gelen birçok ünlüye ev sahipliği yapmış bir sığınak burası. Her birinin ayrı ayrı anıları kazınmış duvarlara, koğuşlara. Şifa aramaya gelenlerden biri de, bahçedeki Düşünen Adam heykelini yapan, Rodin hayranı ressamheykeltıraş Kemal Künmat. Uzun yıllar hastanenin başında büyük hizmetler veren değerli hoca Faruk Bayülkem ve onun gibi aynı pencereden bakan birkaç hekimin gayretleriyle; geçmişten günümüze hastanenin arşivlerinde yer alan belgeler, kimi doktorların kullanmış olduğu tıbbi aletler, bir zamanlar depresyon geçiren hastaların bağlandığı kayışlar, üzerlerine giydirilen gömlekler; mektup, reçete, rapor gibi önemli efemera malzemesi bir araya getirilerek, hastane tarihinin öğretici şekilde yansıtılabilmesi için bir müze oluşturulmasına karar verilmiş… Kısa zamanda yapılan çalışmalarla bu çok özel müze, 26 Haziran 2008’de kapılarını ziyaretçilere açtı. Türkiye’deki tıp tarihi müzelerinin en genci olan Akıl Hastanesi Müzesi’nin vitrinlerinde sergilenen belge ve objeler bambaşka bir âlemin içine götürüyor ziyaretçiyi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle