Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FRANSA 7 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr AMAZONLAR’A KIYMAYIN Geçen hafta Amazon ormanlarıyla ilgili bir haber beni yine aldı, Amazonlar’ın başkenti Manaus’a götürdü. Haber acı: Dünyanın akciğeri Amazon Ormanları hızla yok oluyor. Brezilya hükumetinin hazırladığı bir rapora göre, Amazon Ormanları‘nda bu yıl yaşanan kıyım geçen yılın tam üç katı. Ormanları kıyanlar listelenmiş, yok yok; tarım için toprak açmaktan maden aramaya kadar her kesim gözünü Amazonlara dikmiş durumda. Amazonlar’a dünyanın akciğeri denmesi boşuna değil. Halen yeryüzündeki oksijen üretiminin yaklaşık beşte biri yağmur ormanları olarak da anılan Amazonlar’dan sağlanıyor. Amazonlar’la ilgili kimi bilgileri ana hatlarıyla paylaşalım: Yeryüzüne düşen tüm yağmurun yarısı bu bölgeye yağıyor. Yeryüzünün doğallığını en uzun süre koruyan bölgesi burası. Dünyadaki 250 bin bitki türünden 90 bini burada. Dünyadaki tüm kuş türlerinin beşte biri burada yaşıyor. Amazonlar’ın her dört kilometrekarelik diliminde bin 500 çeşit çiçek, 750 çeşit ağaç, 125 çeşit memeli hayvan, 400 çeşit kuş, 100 çeşit hem karada hem suda yaşayan canlı bulunuyor. Elimizde daha çok rakam var ama, sayılamayı burada keselim... Kısa bir Amazon ırmakorman turu atalım. Amazonlar’ın tam ortasında Manaus kenti var. Kentten Amazonlar’ın en önemli kollarında Rio Negro geçiyor. Bu ırmaktan ana Amazon yatağına gittik, oradan ormanın içine daldık. Nasıl orman? Toprak görünmüyor... Kimi yerlerde sadece su ve ağaçlar var. Ağaçların gövdesi mevsimine göre bir ya da iki metre suyun içinde kalıyormuş. Bugüne kadar burada toprağı gören olmamış. Tabii yol da var; yan ırmaklar bir anlamda yol gibi kullanılıyor. Evler de suyun bir metre üstüne kadar çıkan kazıklar üzerine kurulu... Yağmur yağıp diniyor. Yağdıkça sırılsıklam... Ardından güneş açıyor, açmasa bile havanın hali sanki ıslanmak doğal bir durummuş rahatlığında tutuyor insanı... Güneş fazla mı geldi? Şemsiye alın... Şemsiyeyi nereden mi bulacaksınız? Bir ağaç yaprağı ne güne duruyor. Evet evet ağaç yaprağı... Dev gövdeli ağaçların yapraklarından yere düşmüş birini alın tutun tepenize sizi güneşten de korur, yağmurdan da... O kadar büyük... Yolunuz Amazonlar’a düşerse, aklınızdaki bütün kavramları unutun... Kendinizi su ve bitkiye göre biçimlendirin... Gezekalın... fazlasıyla hak ediyor. Festival binasının yanındaki dar alana sahip fakat iyi korunan Vieux Limanı’ndaki lüks yatlar ise “görkem” i gözler önüne seriyor. Fransız Rivierası mutfağı genel olarak kırsaldan temin edilebilen zeytinyağına, sarımsağa, fesleğene, meyvelere, sebzelere ve büyük oranda tekir balığı, karagöz, denizkestanesi, ançüez gibi deniz ürünlerine dayanıyor. Bu sebeptendir ki “Balıklar denizde doğar, zeytinyağında (Nice tepelerinden gelen) ölür” atasözü doğmuştur. Tabii ki şarap ve peynir çeşitliliğini anmadan olmaz. Zayıflamak, uzun ve sağlıklı yaşamak ve bir de yaşlanmak istemeyenlere birebir Akdeniz mutfağının etkilerini özellikle kadınlarda fark etmemek mümkün değil. Yine de ilgilenenler için Cannes’da ve Nice’te oldukça merkezi yerlerde Türklere ait döner büfeler olduğunu da belirtmiş olayım. Cannes’da gezi treni ile yaptığım şehir turu esnasında sahil kıyısında şık dekoruyla Le Restaurant Armenian Ermeni restoranı dikkatimi çekti… Sonradan öğrendim ki şiş kebap, dolma, keşkek, rakı, baklava gibi lezzetler de mönülerinde mevcut. ebruardil@hotmail.com