Katalog

14 GEZGİN AİLESİ GÖRSEL BULMACA MUTFAK KÜLTÜRÜ Canlı canlı yemekler Çiğ beslenme, ilk insanların ateşi bulmadan önceki beslenme şekilleriydi. Günümüz insanı bin yıllar öncesine dönüp tekrar çiğ beslenme metotlarını araştırıyor. Hepsi daha uzun ömürlü ve daha sağlıklı olabilmek için. Doğada yetişen canlı gıdalarla onları pişirmeden beslenmenin bir yolu “canlı beslenme.” Pişmemiş, yaşayan yemekler, deyince akıllara özellikle hayvansal gıdaların pişirilmeden nasıl yenebileceği sorusu geliyor. Et, yumurta gibi.... Canlı beslenme sisteminde hayvansal gıdaların hiçbirine yer yok. Et, süt, yumurta, yoğurdu aklınızdan silin. Yerine taze sebzeler, meyveler ve kuruyemişleri koyun. Ve bu saydıklarımızın hiç biri işlemden geçmiyor, pişmiyor. Türkiye’de “canlı beslenme” kültürü Nevşah Fidan ile yayılıyor. Nevşah hanım 10 yılı aşan bir süredir canlı besleniyor, kendisi mimar ve sağlıklı yaşam üzerine eğitimler veriyor. Nevşah hanım: “Canlı gıdalar bedenimizin ihtiyacı olan her şeyin en kalitelisine sahip; enzim, vitamin, mineral, protein gibi... Organik canlı beslenme vücudun toksinleri atmasına yardımcı oluyor, kilo kaybına neden oluyor, açlık ve yorgunluk hissetmeden istediğiniz kiloda olabiliyorsunuz” diyor. Canlı beslenme sistemine göre çok az veya hiç yememeniz gereken besinler; et, süt, peynir, yumurta, ekmek, arpa, buğday, çavdar, mısır, kuru meyve ve salamura meyve, her türlü alkol, bira, çay, kahve, şarap, yapay meyve suyu, gazlı içecekler, şeker, yapay tatlandırıcılar, patates mantar, sirke, soya sosu, jöle, her türlü maya ve kakao... Çeşitli öneri ve canlı yemek tariflerini Nevşah Fidan’ın “Canlıyaşayan gıdalarla gelen sağlık” kitabında bulabilirsiniz. Kitabı Sistem yayıncılık çıkarmış. Dürümden, baklavaya, kekten, paylara, kurabiyelerden, dolmalara, etli ekmekten, çorbalara, pilavlara çok sayıda “canlı yemek” Türk damak tadına uygun bir şekilde kitapta yer alıyor. Sizler için Nevşah Hanım’dan canlı biber dolması ve yaprak sarması tarifini aldık. (www.nevsahfidan.com) Fotoğrafta gördüğünüz tiyatronun adı ne ve nerede? Denize uzanmış bir burun üzerinde kurulmuş tarihle iç içe bir kent görünümünde olan yerde bulunan tiyatro, 20 bin seyirci alabilecek büyüklükte. Tiyatronun mimarlık tarihi açısından önemi; diğer Roma tiyatroları gibi dağ yamacına değil, kemerli mekanlar üzerine kurulmuş olması. Cavea, oskestra ve scene olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Pamphylia tiyatroları içinde en büyük ve anıtsal olanı. Seyirci bölümü bir diazoma ile iki kata ayrılmış. Orkestra yarım daireyi aşan bir kavis şeklinde. Geç imparatorluk devrinde gladyatör yarışları ve hayvan mücadelelerinin yapıldığı arena olarak kullanılan tiyatro, Bizans devrinde açık hava kilisesi olarak kullanılmış. Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekilişle üç kişiye Cumhuriyet Kitap’tan kitap armağan ediyoruz. Yanıtları 8 Ekim Çarşamba saat 17:00’ye dek adres ve telefon numaranızı yazarak faks ya da eposta ile bekliyoruz. Geçen sayı Yanıt: Ağlayan Kaya, Manisa Kazananlar: Uğur Can (Balıkesir), Ekine Karadağ (İzmir), Sevengül Pınarbaşı (Ağrı) BİBER DOLMASI Malzemeler: Dolmalık biber ve sarma yaprağı, yarım karnabahar, iki adet taze soğan, yarım demet dere otu, bir avuç kuş üzümü, bir avuç çam fıstığı, tuz, karabiber ve sevdiğiniz baharat çeşitleri yarım çay bardağı zeytinyağı. Yapılışı: Dolmalık biberleri iyice yıkayın. Sap kısmından tohumlarını çıkararak için boşaltın.Veya sarma yapraklarını sıcak suya koyarak yumuşatın. Karnıbaharı doğrayıcıdan geçirin. Soğanları ve dereotunu ince ince kıyın ve tüm malzemeyi bir kase içinde karıştırın. İster dolmalık biberlerin içine bir tatlı kaşığı yardımı ile doldurun, isterseniz normal yaprak sarması gibi sararak soğuk servis edin.