Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna tunaturgay@yahoo.fr 10 ESKİŞEHİR KEÇECİZADE FUAT PAŞA YALISI Keçecizadeler, Osmanlı’nın en ünlü ailelerinden biridir. Bu ailenin yetiştirmiş olduğu ünlü isimlerden biri, Osmanlı siyasetinde büyük hizmetler vermiş; sadrazamlık, valilik, hariciye nazırlığı gibi devlet katında çok yüksek görevlerde bulunmuş, Tanzimat Fermanı’na imza atmış üç önemli isimden biri olan Keçecizade Fuat Paşa’dır. Mektebi Tıbbıyeyi Şahane’de tıp eğitimi gören, ardından profesyonel yaşama atılan Fuat Paşa’nın, Keçecizade ailesine özgü diplomasi ve politika tutkusu, onu asıl mesleğinden uzaklaştırıp, siyasetin kucağına savurmuş. Aynı zamanda bir keyif insanı olan paşa, dönemin modasına uyarak, kendine ve ailesine yakışır şekilde bilhassa yaz aylarında Boğaziçi’nde ikâmet etmeyi yeğlemiş. Uzun bir dönem Kanlıca’da; ama, bir dönem de günümüze dek güzel şekilde korunabilmiş, Boğaz’ın Avrupa yakasındaki en eski yalılarından biri olan Büyükdere’deki, sonradan kendi adıyla anılacak olan yalıda ikâmet etmiş. Çayırbaşı Caddesi üzerinde, Büyükdere mahallesindeki sahil yolu yapılana dek deniz kıyısında yer almış olan Fuat Paşa yalısı, 18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyıl başlarında inşa edilmiş eklektik bir yapı. Karşı sırasında yer alan yazlık İspanya sefaret binasıyla da komşu. 1869’da kalp krizi sonucu vefat eden Fuat Paşa’nın ölümünden sonra, sahip değiştiren bu güzel yapı, 1930’lu yılların başlarına dek konut olarak kullanılmış, ancak bundan sonraki yıllarda bir konaklama tesisine dönüştürülerek, Boğaziçi yalıları arasında otelpansiyon hizmeti veren ilk örneği teşkil etmiştir. Günümüzde, Boğaziçi’nin butik tarzı en güzel konaklama tesislerinden biri olan yalı hem dış, hem iç görünüşü itibarıyla sofası, merdivenleri, zengin duvar süslemeleri, kristal ve opal avizeleri, mobilyalarıyla göz kamaştırmakta, yalının iç görünümünde küçük bir saray havası estirmektedir. Bilhassa, mehtaplı yaz akşamlarında, yalının pencerelerine vuran dolunay; bir zamanlar kurucuları arasında Fuat Paşa’nın da yer aldığı Şirketi Hayriye vapurlarının önünden geçtiği zamanlarda bir başka ihtişama bürünür, Büyükdere taraflarının güzelliğine güzellik katarmış. Galatasaray Mektebi Sultanisi’nin de kurucularından olan Keçecizade Fuat Paşa’nın zevk ve gusto anlayışının, bir yangın sonucu 1892’de kül olan Kanlıca’daki yalısında olduğu gibi, bu yalının iç görüntülerinde de yansıdığı anlatılmaktadır. Hep yeni kalan eski bir kent Yazı ve fotoğraflar Nihan Yiğit enç nüfusun fazla G olduğu, gençlerin hareketlendirdiği bir kent; Eskişehir... Eskişehir’e Haydarpaşa Garı’ndan kalkan trenimizle yaklaşık altı saat süren yolculuktan sonra varıyoruz. Rastgele sokaklara giriyoruz, kendimizi Odunpazarı’nda buluyoruz. Gözümüze önce evlerden bazılarının çok yeni, bazılarının da yıkılacak kadar eski olması çarpıyor. Yeni evler Safranbolu’yu eskilerse İstanbul’un Balat semtindekileri anımsatıyor bize. Sokaklarda top oynayan çocuklardan başka kimse yok. Atlıhan El Sanatları Çarşısı restore edilmiş. Çarşının tam ortasında durup da şöyle bir etrafımıza bakıyoruz. Lületaşı dükkânlarını görüyoruz. Ustaların hepsi büyük bir titizlikle işliyor taşlarını. Pipolar, kolyeler, biblolar, anahtarlıklar... Çarşıda çeşitli kurslar da veriliyor. El sanatlarını ve ney çalmayı öğrenmek isteyenler, hiçbir ücret ödemeden bu kurslara katılabiliyorlar. Porsuk Çayı Porsuk Nehri kentin merkezinde. Üzerine yapılan köprü, etrafındaki anıtlar ve çevresindeki park Eskişehirlilerin buluşma noktası. Kent Porsuk ile bütünleşmiş. Nehrin kenarında çekirdek çıtlayan öğrenciler, aşk tazeleyen sevgililer, çocuklarını gezintiye çıkarmış aileler... Bu arada “balıkçı yontuları” Porsuk Çayı’nın süsleri. Bir balıkçı oltasını atmaya hazırlanırken, başka bir balıkçı, balık tutmuş olmanın verdiği erinçle Porsuk’u seyrediyor. Eskiden Porsuk’ta balık tutuluyormuş, Artık balık kalmamış. Bu yontular da eskinin bir özlemi.