27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com 12 ESKİŞEHİR ‘RUSLAR GELİP SENİ ALIRLAR’ Münih 1969... İstanbul’dan kalkan kara tren üç günün sonunda Münih garına girdiğinde henüz çocuk sayılırdım. Yaz tatilinden dönüyorduk, bu belki de son tren yolculuğumuzdu ailece. Münih garı çocuk gözüyle o kadar büyük gelmişti ki bana, gözümü hiçbir şeyden alamadığımı hatırlıyorum… Kömürle çalışan lokomotifler… Çuf çuf sesleri ve meşhur düdük sesi, ellerinde ağır bavullar, yüzlerce insan, hep gözümün önüne gelir Münih denince. Neredeyse tam kırk yıl sonra, geçen hafta, yine o tren garındaydım. Bir büfede oturdum, gelen geçeni seyredeyim diye, bir kola söyledim. Garson 2,90 dedi. Bir daha sordum, yine 2,90 dedi. Etrafıma bakındım, kahve içenler, bir pizza dilimi veya bir çörek yiyen vardı. Kahve ne kadar, o da 2.90 avro, yani bizim paramızla altı lira kadar. İçecek fiyatlarını görünce tren garında, dedim ki kendi kendime herhalde burası beş yıldızlı bir otel sanıyor kendini, her ne kadar geceleri tren garını otel gibi uyuma yeri olarak seçen evsizler olsa da. Tren garından çıktım karşımda dönerciler, Ziraat Bankası, Türk kuaför, Türk elektronik mağazası, Türk deri ceket mağazası, Türk butikler, sanki İstanbul’a gelmiş gibi hissedersiniz kendinizi, tren garının çıkışını ve etrafını komple ele geçirmişiz. Bir tek arada Le Meridien oteli sırıtıyor açıkçası onu da bir Türk işletmeciye ayarlayabilsek ne güzel olur, al sana bir Türk mahallesi daha. Münih’te konuşmacı olarak katılacağım toplantı bir gün sonra, zamanım var. Dolaşırken 16 sinemanın olduğu bir alışveriş merkezine geliyorum. Sinemada oynayan filmler arasında ne göreyim: “Süper Ajan K9”, hem de Türkçe oynuyor. Münih’te kesin bir üstünlüğümüz var, Ruslar buraya gelmeye başlamışlarsa da burada bizi kimse yerimizden edemez. Münih deyince kentin adıyla anılan 1972 Olimpiyatlarındaki, İsrailli sporcuların katledilmesi herhalde hafızalardan hiç silinmeyecektir. Bu yılları hatırlayanlar için de yeni bir film girmiş vizyona, Türkiye’deki sinemalara gelir mi bilmem ama “BaaderMeinhoff Komplex”i izlerken sinemadakilerin yaşlarına şöyle bir bakınca anladım ki herkes gençliğinde olup bitenleri izlemeye gelmiş, yakın tarihe doğru bir yolculuğa çıkmış, kendi tarihine, gençliğine doğru, bizdeki “Hatırla Sevgili” dizisinde olduğu gibi. Ertesi gün, Alman Turizm Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünde “Ruslar geliyor” toplantısı var. 20 köşe yazarı, 10 sektör temsilcisi, Alman Parlamentosu’ndan Turizm ve Dışilişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı. Toplantı basına kapalı. Hatırlarım, küçük çocuklar yaramazlık yapıp söz dinlemediklerinde, hani bizde bak şimdi öcüler gelir dercesine Almanya’da da anneler çocuklarına bak şimdi Ruslar gelir seni alırlar şeklinde korkuturlardı. Geçen yıl Almanya’ya, 400 bin Rus gelmiş ve bu nedenle enstitü bu olguyu incelemeye gerek duymuş, bize ise bu yıl 3,3 milyon gelmesi bekleniyor. Ruslar, Alman turist sayısına çok yaklaştılar ve Antalya’da önümüzdeki yıl öyle görünüyor ki eşit sayılara gelecekler. Sancılı bir dönem mi başlıyor Türk turizminde? Alman ve Rus turist yan yana tatil yapabilir mi? Alman medyasının önde gelenleri “barışıklığı” mı yoksa “karışıklığı” mı teşvik ediyor? Önümüzdeki hafta ayrıntılara gireceğiz. İstanbul’a dönüş zamanı ama trenimiz ortada yok. Sonra bir duyuru yapılıyor: “Cumhuriyet Ekspresi, Ankara Eskişehir arasındaki yol çalışmaları nedeniyle rötarlı gelecektir.” Kırk beş dakika rötarlı trenimize binince camdan dışarı bakıp yağan yağmuru izliyoruz. Eskişehir’de kalacağınız yerler; Porsuk’un karşısında Otel Şale var. Terasına çıkıp, Porsuk Çayı’nı seyredip kahvenizi içebilirsiniz. Ayrıca Büyük Otel ve Yeni Sağlam Otel de kalınabilecek yerler arasında.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle