Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr 6 MUĞLA AFRİKA’NIN DOĞAL SANATLARI! Kara kıta Afrika insanın doğum yeri olarak da bilinir. Arkeolojik bulgular bunu gösteriyor. Afrika’nın doğal yaşamı da insan tarihi kadar eski ve bir o kadar da güncel... Bir başka deyimle yüzlerce yıl önceki yaşam biçimini aynen sürdüren kabileler var. Bu kabilelerin yaşam değerlerinin ayrıntılarına girince sadece insanın değil, insanlığın tarihinin de Afrika’da olduğunu düşünüyorsunuz. Güney Afrika’da dinlemiştim; kimi yerliler bir hayvanı avlarken önce yaralarmış, öldürücü darbe vurmazmış. Yaralı halde yanına yaklaşıp onu avlama nedenini söylermiş: “Ailecek açız, karnımızı doyurmak zorundayız...” Afrika’da insanın tarihi bitmez, doğasına geçelim. Safari turundan ırmak gezilerine kadar pek çok değişik alanda turizmin yapıldığı Afrika’nın doğal güzellikleri için “sanat eseri” tanımını yapsak abartmış olmayız. Bugün, bunlardan sadece birinin etrafında döneceğiz: Zimbabwe’nin taşları... Zimbabwe sözcük anlamı,“Taşlar Ülkesi” demek. Taşlar ama, öyle bildiğiniz taşlardan değil. Renginden görüntüsüne, boyutlarından değerlisine kadar her türlü taş... Başkent Harare’nin etrafında birkaç saatliğine turlama fırsatı bulduğunuzda gözünüz taşlardan başka bir şey görmeyecek. Belki de bizim Peri Bacaları’nın başka bir biçimi bunlar; üç insanın el ele tutuşup etrafında buluşabileceği büyüklükteki bir taş, bunun üstünde de 1520 santimlik bir kaide üzerine oturmuş dev bir taş... Özel bir teknolojiyle uğraşıp iki taşı bu hale getirseniz ne kadar ayakta tutarsınız, bilemem. Ama Zimbabwe’de bu türden binlerce taş yüzlerce yıldır ayakta duruyor. Zimbabwe parasının üzerini de bu taşlar süslüyor. Taşların arasında gezinirken kıpırtılar hissedeceksiniz. Sanki renkli bir gölge geçmiş gibi bir duyguya kapılacaksınız... Hay Allah, bunca taşın arasında hayalet mi görmeye başladım, diye düşünmeyin, bunlar taşların başlıca dostu kertenkeleler. Vücut renklerini de taşlara uydurmuşlar, böylece uyumlu bir hayat kurmuşlar. Arada güzel renkli çiçeklerle dolu ağaçlar yükseliyor. İlk bakışta taştan ağaç mı fışkırmış diye düşünüyorsunuz. Yok hayır, taşla ağaç gövdesi topraktan birlikte fırlamışlar! Yolunuz Afrika’nın güneyine düştüğünde programınıza taşlı bölgeleri de almayı ihmal etmeyin. Gezekalın... bir iç deniz olan Tuzla Gölü, o dönemden bu yana özellikle yaz aylarında suyun çekilmesiyle birlikte, bölgenin tuz gereksinimini de karşılamaktadır. Tuzla Gölü, yaklaşık 380 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Açık deniz balıkçılığının yanı sıra, balık çiftlikleriyle de ünlü olan Boğaziçililer, çevrede süren kıyı yağmacılığı, Sit alanı ve orman kadastrosu kapsamından çıkarılan bu ormanlık alanların betonlaşması ve yabancıların artan oranda mülk edinme hızı nedeniyle, geleceklerinden endişe ediyorlar… Bodrum eğlencelerinden sonra, dingin bir ortamda yorgunluğunuzu atmak ve Bargilya’da balık yemek için Boğaziçi’ni seçin… Eğer lüks bir konaklama yeri seçmek isterseniz, Trinity Marina Resort Hotel’de kalmanızı öneririm. “www.sevenhillsproperties. co.uk”. Tuzla Gölü tarafından gündoğumunu ve Mandayla Körfezi tarafından ise, Türkbükü’ne kadar uzanan ufuk çizgisinde gün batımının eşsiz manzarasını izlemeniz, size başka dünyaları yaşatacaktır. Özgün Türk ve Akdeniz mutfağının en leziz yemeklerini yerken, “Gönlüm Ege’de Kaldı” şarkısı eşliğinde esinlenip, düşlere de dalabilirsiniz. ozdendursun@gmail.com