Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MOSKOVA 13 binalardan Moskova’da yedi tane bulunuyor. Stalin döneminde yapılan bu görkemli binaların hepsi değişik amaçlı kullanılmakta. Ertesi gün Yalçın Türk ile Nazım Hikmet’in mezarlığına giderken daha çok zorlanacağımızı tahmin etmek güç olmadı. Çünkü taksi ücretlerinin çok pahalı olduğunu, yoldan geçen bir otomobile el kaldırıp pazarlık edebileceğimizi öğrenmiştik. Milliyet’in Moskova muhabiri Cenk Başlamış “Nazım’ın mezarına gidiş 200 ruble’dir” demişti. İlk konuştuğumuz taksi 500 ruble’den bir kapik aşağı inmedi. Pazarlığı neyle yaptınız derseniz, el kol hareketleriyle… Moskova’da tarzanca konuştuğumuz birkaç Rus’tan Nazım Hikmet’i bilen çıkmadı. Yaşlı bir taksici kolladık. Bu bilir ve para konusunda insaflı olur diye yaşlı ve kalın gözlüklü bir taksiciye Nazım Hikmet’i sorduk, o da bilemedi. Mezarlığın adını söyleyince 400 ruble istedi, 300 dedik, el işaretiyle “gelin” dedi. Nova Diyeçi Mezarlığı Rus aristokratlarının sanatçı, devlet adamları ve edebiyatçılarının yattığı bir mezarlık. Tolstoy, Çehov, Dostoyeveski gibi, Rus kültürünün oluşmasına katkı yapmış diğer bü tün Rus yazarlarının da paltosundan döküldüğüne inanılan Gogol’da bu mezarlıkta yatmakta. Cenk Başlamış “Nazım’ın mezarı girişten 100 metre sonra solda, Boris Yeltsin’in mezarının yanındadır” dedi. Ne var ki Yeltsin’in mezarının etrafını yarım saat aradık bulamadık. Bütün mezarlıklar sıralı ve fotoğraflı yüzü bakana dönük. Ama Nazım’ın mezarında fotoğraf yok ve sütun yanlamasına durmakta. İnsan boyundan epeyce yüksek siyah taş bir sütun üzerinde mavi gözlü devin siyah boy kabartmasını seçmek kolay olmuyor. Sütunun üst tarafında el yazısı ile “nazım” yazılı. Alt tarafında bir taşın üzerinde sevgilisi Vera’nın adı yazmakta. Gerçi Nazım “Beni Anadolu’da bir çınarın altına gömün” diye vasiyet ettiyse de bu mümkün olmadı. Ama Anadolu’dan getirilen bir çınar fidesinin altında yatmaktadır. Son derece ferah, planlı ve yem yeşil bir mezarlık olan Nova Diyeçi’ye, gönlü Anadolu’da kalmış bir dev sığar mı bilinmez. Ama Atatürk’ün büstlerine sanat adına yapılan heykellere yapılanları düşündükçe Nazım’ı şimdilik rahat bırakmak daha iyi sanırım.