Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ARTVİN Yüksek ağaçlar, sisli dağlar ARHAVİ Arife Kalender Fotoğraflar: Funda Özyurt Torun, Tuncay Tolga Özçakmak, Artvin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşımda koyu yeşilden moK ra doğru renk değiştiren, yamaçlarında açık yeşil bahçelerin yer aldığı dağlar… Fındık, kestane, çam, meşe, gürgen, kızılağaç ve karayemiş ağaçlarının kapladığı toprak görünmüyor.Tepelerin denize bakan yüzünde; canlı yeşilliğiyle çay bahçeleri, basamaklar halinde yokuştan aşağılara iniyor… Dağların sırtından, yüksek tepeleri tırmanarak denize varmaya çalışan güneş ışınları, sağ taraftaki Yemişlik Mahallesi’de çatılara konduktan sonra, aşağıdaki Kapisre Deresi’ne varıyor. Cumhuriyet, Hacılar, Musazade, Kale mahallelerine ve çarşıya sonra uğruyor. Burada güneşin de ayın da işi zor… İlkin Kaçkar, Altıparmak, Karçal, Yalnızçam dağlarının doruklarını tırmanarak, Ciha, İsina, Marsis tepelerine ulaştıktan sonra inişe geçmek zorundalar… Toprağı görünmeyen zeminde, sık ağaçlar arasında, dimdik kayalıkların uçurum larından korku içinde geçerken, bacaklarını çalılar, dikenler çizer. Güneş, belki dağların sırtına çıkarken çok yorulduğu için, sıcaklığını hemen bırakamaz. Dağların denize bakan yüzü, belki de bu nedenle hep serin ve gölgelidir… Havadaki kokuları boş yere birbirinden ayırmaya çalışıyorum. Islak ot kokusu, her türdeki ağacın güze dönmüş yapraklarının kokusu… Elma, kokulu kara üzüm, mandalina, armut, ayva, palamut, kestane, hurma, kivi meyvelerinin bağlardan taşan kokusu… Nem ve yosun, tuz ve deniz… Hemen hemen her evin bahçesinde, yanında yetiştirilen, çoğunlukla sırıklara veya ağaçlara sarılarak yükselmiş kabak, mısır, yeşil fasulye, karalahana, pazı kokuları… Yeni sürgün vermiş çayların, fındıklar arasında otlayan ineklerin, göç yolundan geçerken atmaca avcılarının yakaladığı bıldırcın, çulluk, karatavuk kokuları, martılar, atmaca yakalamak için tutulan racolar… Bunca zenginliğin havada buluşarak soluğumuza değmesinin öteki adı “işte hayat”... Yeni açılan tünellerle Arhavi’ye gidilen yol kısalmış. Trab zon veya Batum üzerinden hava yoluyla ulaşım ise daha rahat. Otuz köy, yedi mahalle ve bir belediyeden oluşan Arhavi; Artvin’in Karadeniz kıyısındaki iki ilçesinden birisi olup, engebeli arazi üzerinde kurulu. İki dağın ayakları arasındaki düzlükte kurulan Arhavi’de; eskiden ekilen pirincin yerinde şimdi çay var. Çay, fındık ve mısır tarımı yapılan ilçede, büyük baş hayvancılık ve süt ürün