22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ISPARTA 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr GÖNÜL BORCU Bu kez gönül borcu için yollardayım. Borcun her türünden korkarım da nedense bu “ borç”, çok sevimli geldi anlamından ötürü. Gökova’nın koynunda, benzersiz mimari ve doğal güzelliklerin arasındayım… Ahşabın sihirli bir yaşam kıldığı verandalı, cihannümalı, bacalı ve saçaklı evler, serin azmaklar, olağanüstü bir orman, devasa okaliptüsler, gökyüzünü taçlandıran palmiyeler, doğaya saygının ve güzel insanların arasında. Bunaltan sıcakta ne olağanüstü bir serinlik bu... Akyaka Kültür ve Sanat Derneği ile Yücelen Otel’in düzenlediği “Akyaka’ya Işık Tutanlar’a Gönül Borcu” buluşması, 2007’de Halet Çambel, Nail Çakırhan ve Oktay Akbal adına... Üç aydın... Anadolu aydınlanması ve Türk devriminin yaşamları boyu direnen, çalışan, emek veren, ışık saçan, yurtsever üç aydını... Ve onlar adına Akyakalılar ve Hamdi Yücel Gürsoy’un ne güzel bir vefası... Değerbilmezler okyanusunda, bir avuç değerbilirin örnek çabası... Nail Çakırhan kim? 97 yaşında, ulu bir çınar. Akyaka’yı yaratan, “Akyakayı Akyaka yapan” desem, abartmam. Bugün mimarlık eğitimi almadan 60 yaşında mimarlığa başlayan, Ağa Han ödüllü, Türkiye’nin yüz akı, gerçek bir devrimci, gerçek bir aydın... İlhan Selçuk’un tanımlamasıyla, “Bir insanın tek başına neleri başarabileceğini, çevresini değiştirip aydınlatacağının eşsiz bir örneği” Taşıdığı kültür mirasıyla yerel mimariye can veren, Türkiye’deki benzersiz bir yerleşiminin öncüsü... Ya eşi Halet Çambel? Türk arkeolojisinin yüz akı. Adana’da Hitit uygarlığının öncü kenti Adatepe’yi kazan, çıkaran, Hitit abecesinin anlaşılmasını sağlayan bilim insanımız. Türkiye’nin olimpiyatlara katılan ilk bayan sporcusu... Oktay Akbal’ı nasıl anlatmalı? Türk yazını ve edebiyatının ulu çınarı. Cesur kalemiyle Akyaka’dan Türkiye’ye ışık tutan, ışık saçan, gerçek Atatürkçü ve Cumhuriyetçi aydınımız. Ülkemizin Akyakalı bu üç aydınını anarken umutlarımızı çoğalttık. Prof. Dr. Şadan Gökovalı’nın hazırladığı etkinlikte Prof. Dr. Bedia Akarsu, Prof. Dr. Coşkun Özdemir, Sami Karaören, Ünal Türkeş, Hamdi Yücel Gürsoy’la birlikte, Cumhuriyetimizin değerlerinden bu üç aydını paylaşmaya çalıştık Akyakalı dostlarla. ÇambelÇakırhan belgeselini izlerken Ayla Akbal, “Halet Hanım’ın heykeli dikilmez de kimin dikilir” demişti. Hamdi Bey dört yıl önce büyük bir duyarlılıkla Yücelen’e Nail Çakırhan”ın büstünü dikmişti. Oktay Akbal kabul etmedi ama toplantıya katılan Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu, Çambel ve Akbal’ın heykel ya da büstlerinin kente anlam katacağını söyledi. Son yıllarda İlhan Selçuk, Nail Çakırhan ve Halet Çambel, Ayla ve Aktay Akbal, Semra ve Yılmaz Tankut, Tayyar Erarslan ve Hamdi Bey’le unutulmaz sohbetlerde edindiğim bilgiler, büyük bir yaşam deneyimi ve hazinedir benim için. Ve Akyaka, ışık tutanlarıyla tarifsiz güzelliktedir... kentleşmenin mimarının, Ispartalı 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olduğu söyleniyor. Kentin her yanında, Demirel’in heykeli ve izi bulunuyor. Bölgenin en önemli endüstri merkezi ve bir “Gül Müzesi” özelliğinde olan ve istihdamın dengelenmesine katkıda bulunan “Gülbirlik” tesisleri’ni gezerken; “Gül ve Gülsuyu”nun tarihte, sağlıkta ve gelenekteki yerini anlatan bir eser gözüme takıldı. Yazarı, Prof. Dr. Ayten Altıntaş. Güzel kokunun peşinde koşan tanrılar, hanlar, krallar, sultanlar, prensesler ve herkes; gülün cazibesi ve büyülü gizimi karşısında, hep diz çökmüşler. Tarihte sağlık, aşk ve güzellikle birlikte anılır gül... Şiir, şarkı ve türkülere esin kaynağı olan gül ve gülyağı, Isparta ve çevresinde geçim ve yaşam kaynağı olarak üretiliyor. Hem de en modern tesislerde, kolektif ruhla ve kooperatifçilik anlayışıyla... Bölgeye gelen turistlerin aldıkları hediyelik eşyaların başında, hiç kuşkusuz gülden yapılan sağlık, güzellik ve öteki kozmetik ürünler bulunmakta. Isparta halısı ile tanınmış olsa da, aslında güller ve göller, halının fesini dağa fırlatmış... Isparta’nın fesi ve nesi varsa, 1919’dan sonra Kuvayı Milliye direnişleriyle değişmiş. Isparta halkı; 6 Mart 1930’da Isparta’ya gelen Atatürk’e, Eğirdir Gölü’nde bulunan ve tapu kaydında yedi dönüm olarak belirtilen “Yeşil Ada” olarak bilinen “Can Ada”yı armağan ettiler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle