Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com 20 KÜLTÜR GENÇLİK DUYGULARI VE TÜRKİYE UYARILARI Aslında olay mart sonuna ait ama Alman medyası olayı yeni duymuş ve önlerine gelen bu antiTürkiye fırsatını iyi değerlendirmeye çalışıyor. Çünkü turizm mevsiminin önemli aylarındayız. Milyonlarca insanın tatil yaptığı Antalya’da, 17 yaşındaki bir Alman genci, (bana göre henüz çocuk) diğeri 13 yaşındaki bir İngiliz kız, (onun yaşı zaten herkese göre çocuk) Antalya’nın şirin kasabası Side’deki otellerinde tanışıyorlar. İngiliz aile tatilin son günü, Alman gencin kızlarına cinsel tacize veya tecavüze yeltendiği suçlaması ile karakola başvuruyor ve hukuki süreç içinde Alman genci ülkesine dönmek yerine cezaevine gidiyor. Yaşı henüz 17. Alman gencinin bu davranışının Türk hukukunda ne boyutlarda suç olup olmadığını 6 Temmuz’da başlayacak olan mahkeme belirleyecek. Konunun sosyal, pedagojik ve psikolojik yönüne girmek istemiyorum. Ancak çocukların gençlik ve ergenlik psikolojisi içinde hangi davranışlarının suç, hangilerinin ise suç olmadığını ayırt edebilmeleri için alınan eğitimin, yalnızca Türkiye’de değil, diğer kendilerini gelişmiş sayan ülkelerde de halen büyük bir sorun olduğunun altını çizmek isterim. Nereden mi biliyoruz? Çünkü ağırladığımız turist sayısının üçte biri çocuk. Ancak olayın boyutunu her zaman olduğu gibi konunun uzmanlarına bırakalım ve gelelim turizm meselesine. Alman medyasının en büyük “bulvar” gazetesi konuyu tabii ki manşetten verdi. Çünkü konu önemli. 17 yaşındaki çocuk Alman vatandaşı ve olayın geçtiği ülke Türkiye. Büyük puntolarla bu haber verilirken, haberin bir köşesine hemen bir not düşmeyi de unutmamışlar, sağ olsunlar; “Türkiye seyahatlerinde neye dikkat etmeliyim” Türkiye’ye turist olarak gelenler sıralamasında birinci olan Alman turistlere, bakalım ne öğütler veriliyor: Alman vatandaşları olarak İslam ülkesinin geleneklerine uygun giyinmelisiniz ve mümkün olduğu kadar teninizin herhangi bir yeri çıplak olmamalı! Bu ne demek diye düşünmeyin. Aynen öyle tavsiye ediyor. Yani şort yerine uzun pantolon, eteği zaten toptan yasaklamış oluyor bu tavsiye. Kısa yerine uzun kollu gömlekler, bluzlar giyilecek bu sıcakta. Kadınlar için akşamları yalnızca yanınızda birisi varsa, dışarıya çıkın, otobüs ve trenlerde her zaman başka kadınların yanına oturun tavsiyesi var. İşte Avrupa Birliği kapısında bekleyen Türkiye’nin dışardan görünümü bu şekilde. Bazen düşünüyorum da, peki içerden görünümü çok mu farklı? Haberin veriliş tarzı her yönüyle anti Türkiye kokuyor. Eleştiriler Türkiye ile ilgili. Oysa ki şikayetçi olan İngiliz bir aile ve şikayet edilen Alman vatandaşı bir çocuk. Haberde karakol zabıtlarına atfen küçük düşürücü yorumlar yapılıyor. Oysa ki Almanya’da da aynı zabıtlar tutuluyor. Sorumluluk yaşı itibariyle bana göre iki çocuk turist arasında geçen, ilk cinsel oyun ve deneyimler birdenbire olumsuz bir Türkiye imajına dönüştürülüyor bilinçli olarak. İşte turizm bu. Uluslararası rekabet denen de bu olsa gerek. Herhalde bugünlerde Türkiye’ye gelen turist sayısından dolayı pek memnun olmayanlar var. Gelen haberlere göre Alman SPD Grup Başkanı Struck, dava konusunda Türkiye’yi sıkıştırıyormuş. Ah, ah bizim hükümetimizin de bir Türk gencinin hakları için başka bir devleti sıkıştırdığını görmek bize de bir gün nasip olur mu acaba? şan güzel bir koleksiyon müzeye ayrı bir önem kazandırıyor. Aslında küçük olmasına rağmen müzenin bahçesinde de önemli eserler ve etkileyici lahitler var. Müzeye girişte ya da çıkışta bu eserlere de vakit ayırmanızı öneririm. Side’deki müzeye eser kazandıran kazılar Prof Dr. Arif Müfit Mansel zamında başlamış 1947 yılında başlamış 1967’ye kadar sürmüş. Ardından Prof Dr. Jale İnan’ın çalışmalarıyla devam etmiş. Son dönem kazı ve restorasyon çalışmaları uzun yıllar İstanbul Merkez Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğü’nü başarılı bir şekilde yürütmüş Dr. Ülkü İzmirligil başkanlığında Pamukkale Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Büyükkolancı’nın katılımıyla uzman bir ekip tarafından sürdürülüyor. sengulaydingun@kocaeli.edu.tr