Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KONYA 17 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr ADRESSİZ YOLCULUKLARA ÇIK Keşifler iyidir. İnsani zenginleştirir. Yaşadığın ülkenin tarihi kadar coğrafyasını da bileceksin. Taşı toprağı, denizi ovası, yaylası dağı, gölü akarsuları, çiçeği böceği, kurdu kuşuyla tanış olmalı insan... Sevgi önce, tanımayla başlıyor çünkü. Yollara düş. Düğünü, eğlencesi, kederi yası, şarkısı türküsüyle kültürüne dokun, hisset Anadolu’yu. Öyle rasgele değil, okuyarak, öğrenerek, araştırıp sorarak düş yollara ki, Gökova’ya akan azmağın öyküsünü, Ayvalık’ta Şeytan Sofrası’nda şeytanın ayak izini, Olimpus’ta yanan ateşin gerçeğini ıskalama... Bazen hesapsız, kitapsız, adressiz yolculukları dene. Hayatının rutinini kır. Alışkanlıkların, ezberlerin ve rollerinle içinde yer aldığın çemberin dışında, başka bir soluk alış veriş mümkündür, cesaret et... Onaysız yollara çık... Göçer kültürüne, burun kıvırma. Sibirya’nın buz tutmuş düzlüklerinde yerleşik yaşama mahkum edilen geyik insanlarının önceki gibi uzun yaşamadıkları, yaşayamadıkları aklında olsun. Korkma... Başkalaşma ama, denizin yaşlı bilgesi ıstakozun ve toprağın sürüngeni yılanın, kabuk değişimi için verdiği mücadeleyi anımsa. Başka bir heyecan duy, gücün artsın. Bırak kendini, cesaret edemediklerine yaklaş. Ören’de, Gökova’ya doğru yamaç paraşütünü dene mesela, ya da Ölüdeniz’de Babadağ’da... Dalaman çayında, Çoruh ya da Köprülü Kanyon’da bir kez olsun raftingi iste. Saklıkent’in buz sularında en az iki üç dakika ayakta kalmaya çalış. Akvaryum berraklığındaki Kekova, Palumutbükü ya da Karaburun’da deniz gözlüğü olmadan, derinlerdeki yaşamı yakala. Bir ormanda çadırda, tek başına ya da sevdiklerinle, arkadaşlarınla, varsa aşkınla bir gece geçirmeyi iste. Rüzgârın, ağaçların, kuşların sesine şaşır bu sırada... Aşkın engellerle büyüdüğünü söylesin birisi bu arada. Mavi yolculuğa çık mümkünse. Bodrum’da bir trandil yapımını izle, ağacı yontan ustanın ellerindeki maharete gıpta et. Yunt Dağı’nda halı tezgahındaki erken yaşlanmış bir kadının yüzüne düşmüş çilesine, ama aynı zamanda yaşam gücüne tanık ol. Önünde sarımsak, biber, patlıcan kurutulan Ege’nin herhangi bir köyündeki taş evin mutfağından gelen zeytinyağı kokusunu yakala. Birgi’de kapısının önünde, kendi elleriyle yaptığı salçayı satmaya çalışan teyzenin temizliğine imren. Bu sırada teneke kutulardaki sardunyaların renkleri kışkırtsın seni. Lavanta çiçeklerine el sür sonra, iyi gelir, sakinleşirsin... Alaçatı’da duvarın üstündeki yasemin ya da hanımelinin kokusu, eski bir aşkı çağrıştırsın. Herkesinki öyledir de, senin yaşadığın sevdanın olağanüstü olduğunu duyumsa. “Bu çiçeklerin güzelliği ve rahiyası niye kentte böyle değil” diye bir soru, neden aklına düşmesin o sırada? Yola devam et. Cunda’da gün batımı, şişeden yudum yudum çektiği şarapla ağlarını onaran, yanık tenli balıkçının şarkısını dinle. Mümkünse ona eşlik et. Datça’da memleket sıcaktan kavrulurken, ahşap ve taştan imal Türkevi’ndeki serinliği hisset. Kula’da hala eğer işleyen, bedeni küçük, elleri kocaman Hasan ustanın alnındaki çizgilerin derinliğini gör, hayretle. Akyaka’yı düşün yine, arada sırada. Yol ol, yolcu ol, düşlerin de yanında olsun... metre, Hatunsaray’a varmadan sağa dönülüyor. Yolu asfalt ve düzgün. Ulaşım grup yada turlarla mümkün. Alisumas’a çıkmak için yürümek yada bir traktör bulmak gerekiyor. Yürümeyi göze alamayanlar için köylüler her zaman yardıma hazır. Konaklama Köyde konaklama yeri yok. En ideali bir gecelik de olsa kamp yapmak. Köyün çevresinde ve Alisuman Dağı’nın eteklerindeki yaylalarda çok güzel kamp alanları var. konyacali@yahoo.com