Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Accra AFRİKA AFRİKA 9 Kadınlar Pazarı Gana: Altın topraklarında yoksul yaşam Totem Yazı ve fotoğraflar: Suat Şimşek frika’nın dünyaya açılan kapısı Gana’nın A Başkenti Accra’nın havalimanından çıktığımız anda Gine Körfezi’nden esen oldukça sıcak bir rüzgar bize hoş geldiniz dedi. Yılın her ayında 30 derece sıcaklığın olduğu Gana’da nem oranı maksimum düzeyde tutunuyor. Son derece yüksek ve ulu ağaçların arasından başkent Accra’ya aşağı yukarı 20 kilometre uzakta olan Coco sahilindeki Beach Resort oteline yerleşiyoruz. Dünyanın en ciddi trafik sorunlarından biri de gördüğüm kadarıyla Accra’da. Çift yönlü yolun her iki yönünü de aynı istikamette giden araçlar doldurduğundan burada ilerlemek bir yana, kıpırdamak mümkün değil. Ciddi bir duman ve rutubet kokusu havaya hakim. Çok büyük bir alana yayılmış olan başkent Accra ile Ganalılar ne denli övünseler de pek övünülecek yanı olmadığı da ortada. Kerpiçten evler, Avrupa’dan bir şekilde ülkeye sokulmuş, eski arabalar ve araba lastikleri ile çirkin bir görüntü kirliliğinin içine düştük sanki. Ekvatoral kuşakta yer alan Gana’nın, Gine Körfezi’nde 550 kilometre kıyısı bulunmakta olup adını 700 yıl önce bu topraklarda hüküm sürmüş Gana tabutlarından biri Afrika İmparatorluğu’ndan aldığı biliniyor. Birçok kaynakta Golden Beach olarak da bilinen bu bölge zengin altın madenleri nedeniyle birçok Avrupa ülkesinin bu bölgelere yerleşmesine sebep olmuş. Altının yanı sıra dünyanın en fazla kakao üreten ülkesi olması da Avrupalıların iştahını kabartan bir başka neden. Gana, özellikle kuzeyinde bulunan ve Aşanti Krallığının da başkenti Kumasi şehrinden dünyaya büyük oranda kereste ihraç ediyor. Dünyanın beşinci büyük baraj gölü olan Volta Nehri üzerindeki Akosombo Barajı’nın da Gana’da olmasına rağmen gerek ekonomik çalkantılar, gerek ülkede iyi bir yönetim anlayışının egemen olmaması nedeniyle yeterince kullanılamadığı belli. Çünkü eski adı “Yuka rı Volta” olarak bilinen ve bugünkü Burkina Faso’dan doğarak Gine Körfezi’ne dökülen Volta Nehri, Gana için yaşamsal bir öneme sahip olmasına rağmen, ülkede içme suyunun bulunmayışı gerekli miktarda elektriği üretemeyişi ve Gana halkının özellikle dışarıdan taşıma sularla hayatlarını sürdürmeye çalışması şaşırtıcı. Su yanı başlarında olmasına rağmen içeride suyu bulunmayan halkın tüm temizlik işlerini göl kıyısında yapmaları çok ilginç. Çamaşır ve bulaşıklarını aynı yerde yıkayıp aynı ortamda yıkanmaları, suya girip serinlemeleri gerçekten garip bir durum. Kadınlar pazarı ve tabutçular Accra’ya dönüş yolunda çok ilginç bir köy pazarına rastlıyorum. Bu pazarda tüm satıcılar kadın. Hemen hemen hepsinin başında kocaman bir leğen ve içleri en az sekiz, on kilogram arasında değişen satılık ürünlerle dolu. Pazara ağır bir koku hakim. Bunun nedeni de mim ağaçlarının dallarından elde edilen “caku” denilen odun kömürüymüş. Diğer ilginç bir görüntü de Ganalıların çok sevdiği kızarmış köstebek satıcıları. Accra’da sokakları arşınlamaya başladığımda her an sürprizlerle karşılaşıyorum. Örneğin insanlar henüz ölmeden önce tabut siparişlerini mesleklerine göre veriyorlarmış. Tabutçu da itina ile hazırlanan, kola şişesi, cep telefonu, uçak, gemi, araba şeklinde hazırlanmış tabutları görünce geleneksel din anlayışının bura da ne kadar önemli olduğunu anlamamak mümkün değil. Accra’nın en önemli meydanı olan Özgürlük Meydanının tam ortasında yer alan özgürlük anıtının üzerinde sosyalizmi simgeleyen yıldız bulunmakta. Gana, Afrika kıtasında bağımsızlığını kazanan ilk ülke olmasıyla övünüyor. Liman bölgesi Accra’ya pek uzak değil. Mim ağacı denilen yol kenarlarında bolca bulunan ağaçlarından odun kömürü yapıldığını, yapraklarının da kaynatılıp içildiğini ve sıtmaya karşı iyi geldiğini öğrendikten sonra Tema’ya varıyoruz. Atlantik kıyısındaki Tema limanın özelliği Greenwich boylamının tam üzerinde olması. Hıristiyan misyonerlerin bu hususu dikka te alarak tam meridyenin geçtiği noktaya bir kilise kondurması sanırım animist dinlerden yerel halkı uzak tutma gayreti. Accra’da ziyaret planımız arasında Gana Devlet başkanının yaşadığı Osu Kalesi de var. Ancak kaleye yaklaşmak bile olanaksız. Jakaranta denen üzerlerinde ateş kırmızısı çiçekleri olan, bazen şemsiye şeklindeki tropikal bölge ağacı ile donatılmış ve Afrika’nın en önemli üniversitelerinden biri olarak kabul edilen, Gana Üniversitesi şirin mimari yapısı ile Accra’da ilgimi çeken en önemli yer oldu. Tüm Afrika’dan öğrenci kabul edilmesi ve pozitif bilimlerin hemen hemen hepsinin eğitiminin verilmesi Gana için önemli. suat.simsek@isbank.net.tr