Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAPAK 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr YOLCULUK ÖZLEMİ Yaşam yollarla, yolculuklarla iç içe. Çocukluk yıllarım, kimi zaman sürgün, kimi zaman tayinlerle, Anadolu’nun bir ucundan diğerindeki kentlere gönderilen babamın peşinde geçti. Kötüdür sürgün haberi almak, zordur eşyaları kamyona hazırlamak ama bende garip bir hal. Bir yandan ailemizin durumuna üzülürken diğer yandan içten içe bir sevinç ve heyecan... Bilmediğin yolları tanıma, yeni kentleri ve kasabaları keşfetme, yeni insanlarla buluşma olanağı sayardım bu yolculukları. Bundan ötürü İzmitAmasya arasında, eşyalarla yüklü kamyon kasasında, sekiz dokuz yaşlarında belleğime kazıdığım yol haritası, olduğu gibi durur hala. Bir ikisi dışında ilkokul arkadaşlarımı anımsamadığıma bazen üzülürüm, ama beş yıllık dönemi, altı ayrı kent ve kasabada bitirmek iyi olmuştur yine de. Orta birde başlayan yatılı okul döneminde genellikle otobüslerin ilk sırasında, gözlerimi kırpmadan yaptığım yolculuklar da unutulmazdır... Mesela öğretmen okulunda on üç on dört yaşlarında erken tatile çıkmış yatılı okul kaçağı iki genç, eve dönüyor. Diyelim ki, Gümüşhane’den Erzincan’a doğru, bir kamyon yolculuğudur bu. Gece, karanlık, kar, fırtına, silgeçler yetmiyor. Ne bir yol, ne bir iz. Rampa dik, motor inliyor. “Korkuyor musunuz” diyor kamyoncu. Niye korkalım ki? Aslında o kadar yavaşlamışken, “insem” diyorum aşağı içimden, “koşsam karın içinde, kamyondan hızlıyım nasılsa...” Yusuf tutuyor kolumdan, anlamış gibi... Erzincan Garı’ndaki o erkek kalabalığının arasında, mekana ve zamana aykırı, yapayalnız, tek başına duran, yüzü, sanki dün görmüşüm gibi gözlerimin önündeki o kadını hiç unutmadım mesela. Daha tren gelmemişti. Çıktı gitti, karanlığa doğru, fırtınaya, uğultuya karışıp. Ne kadar merak etmiştim, nereye gitmişti, ne yapıyordu. Yoktu! Az sonra gelen trenin ışığı, kardaki küçük ayak izlerini ortaya çıkardı. Anladım ki her yolculuk sayısız düşler kurdurur. Her yolculuğun içinde ayrı ayrı, yüzlerce yeni güzergahlar saklıdır. Trene bindik, Ankara’ya doğru. Koridordaki camı araladım. Anadolu düzlüklerinde ay ışığının altında bin bir gizeme bürünen kar taneleri yüzüme kondu... Şimdi hissediyorum ki, bir tren yolculuğunu çok özlemişim... ru giderken Pekeriç Kalesi’ni görürsünüz. Pekeriç, ünlü Şair Cevap Çapan’ın köyü. Aklınızdaki bir iki dizeyle Çayırlı’ya doğru yol sürersiniz. Çayırlı tarımla uğraşıyor. Aygır Gölü yörenin önemli bir turizm değeri. Belki de Türkiye’nin en güzel göllerinden birisi. Üç bin metre yüksekliğindeki bu göle ulaşmak oldukça güç. Çayırlı’dan sonra ünlü OtGirlevik Şelalesi lukbeli savaşlarının yapıldığı Otlukbeli ilçesine ulaşılır. Otlukbeli’ndeki traverten gölü, dünyadaki örnekleri açısından tek. Otlukbeli’nde Akkoyunlulardan kalan koç başlı mezar taşları beş yüz yıl önce yaşayan insanların yaşam biçimlerini önünüze seriyor. Bu mezar taşlarının üzerinde kavak ağaçları bulunuyor. Bu dalları saydığınızda o