Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com ‘T’ KAMPANYASI Türkiye’nin 2007 tanıtım kampanyası için hazırlanan konsept, Avrupa’nın değişik ülkelerinde ilan ve reklam çalışmalarında kullanılmaya başlandı. Tanıtım kampanyasının ana unsuru, Türkiye sözcüğündeki “T” harfinin, kollarını iki tarafa açan, insanlar tarafından oluşturulması şeklinde. Bu şekilde değişik dillerde yazılmış olsa da Türkiye adı her dilde “T” harfi ile başladığından görsel bir birliktelik söz konusu. Bazı reklam uzmanlarınca beğenilen bu imajlı logo çalışması, doğal olarak bazıları tarafından da beğenilmemektedir. Tanıtım konusunda ortak bir düşünce üzerinde uzlaşma sağlamak gerçekten zor bir olasılık. Çünkü birimizin bakış açısı, diğerimizden farklı olmakta. Reklamın etkinliğini ölçme şansı ise ancak o ürüne olan talebin artmasıyla mümkün olmaktadır. Ancak bu tip salt imaja ve logoya yönelik tanıtım çalışmalarında başarıyı yani reklam için harcadığımız paranın yerinde kullanılıp, kullanılmadığını nasıl ölçebiliriz, daha doğrusu ölçebilir miyiz? Bir satış pazarlama reklam kampanyası ile tanıtım reklam kampanyası arasındaki en büyük fark, herhalde bu noktada olsa gerek. Satış kampanyaları belirli bir süreyi kapsar ve iki tarih arası satışlarımızı bir önceki aynı dönem ile karşılaştırabiliriz. Satışlarımız artmış ise bu kampanya hedefine ulaşmış, yani başarılı olmuştur. Ama “T” harfinin başarısını ölçme şansımız yok. Ancak bunun başarılı bir imaj olduğunu ve görenlere Türkiye hakkında olumlu duygular ve Türkiye’yi görme arzusu uyandırdığını düşünüyorsak, bunu da o zaman sonuna kadar götürmeliyiz. Ne demek istediğimizi biraz açalım... Ellerini iki yöne açarak oluşturulan “T” harfi konsepti, Alman SEA şirketine ait bir çalışma ve daha önce başka ülkelerin de çalışmalarını yapmış, tecrübeli bir şirket. Tanıtımın sürekli olması prensibi herkesin hemfikir olduğu bir olgu. Bu şirket ile yalnızca bir yıllık sözleşme yapılmış, oysaki bu tip imaj kampanyaları aynı imajın en az üç veya daha da fazla yıllar kullanılması ile başarılı olabilmekte, insanların hafızalarında yer edip, ürün ile imajlogo özdeşleşebilmektedir. Peki gelecek yıl imaj ve logo ne olacak? Her yıl tanıtım yapabilirsiniz ama her seferinde farklı bir imaj ve logo ile bunu yaparsanız, başarılı bir marka imajı yaratamadığınız gibi parayı da sokağa atarsınız. Şimdiki ilana bakın. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye” logosuna daha önce başka bir firmaya para ödeyerek entegre ettirdiği, lale aynı şekilde kalmış. Yeni Türkiye yazısı ise lalesiz ama “T” insanları ile görünüyor. Aynı ilanda iki farklı “Türkiye” logosu. Ne diyelim, fazla mal göz çıkarmaz! Belki seneye “Ü” harfine kaş, göz yaparız. Biraz daha oynayalım bakalım “Türkiye” ile... yor. Sözcük bilgisi ve telaffuz üzerinde çalışılıyor. Ardından verilen senaryoya göre gruptakiler bir toplantı ortamı canlandırıyor. 13.00’de öğle yemeği; saat 14.00’de üçüncü ders. Grup dışında kalarak özel ders alanların da katıldığı iki saat boyunca dilbilgisi geliştirmeden mesleki İngilizce’ye kadar bir dizi konu üzerinde çalışılıyor. Laboratuar ortamında “Speed Lingua” yönteminin de kullanıldığı bu bölümde mikrofonlu kulaklıkla telaffuz ve doğru anlama çalışmaları yapılıyor ve sabahki dersler pekiştiriliyor. Saat 16.00’da başlayan son derste ise kimi zaman oyunlar eşliğinde konuşma çalışmaları yürütülüyor. Daha sonra ise bir sonraki günün yazısı yazılıyor. Böylece günün ders programı bitiyor ama saat 19.00’da şef Rob’un hazırladığı ve tek kelimeyle mükemmel yemekler le donatılmış sofradaki koyu sohbetlerle İngilizce eğitimi devam ediyor. Yemekten sonra salondaki bilardo masası veya bahçedeki tek delikli golf sahası öğrencileri bekliyor ya da öğrenciler şöminenin başında eğitmenlerin de katıldığı sohbete devam ediyor. Çarşamba akşamları yemekten sonra dileyenler bir eğitmen eşliğinde Warwick’e ya da Shakespeare’in yaşadığı kent Statford’a gidip bir “pub”da bir şeyler içiyor. Perşembe akşamı ise Warwick’in ileri gelenlerinden bir grup akşam yemeğine katılıyor. Sonuçta, İngilizce’sini geliştirecek zamanı olmayanlar Warwick’ten hoşnut ayrılıyor. Ceran Lingua’nın Türkiye temsilciliğini Sertur Eğitim Danışmanlık yapıyor: (0. 216. 330 06 00), info@sertur.com, www. sertur.com, hcans @hotmail.com