Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna tunaturgay?yahoo.fr 10 KÜLTÜR THEODOSİUS SARNICI Çarşıkapı’da, tramvay yolundan Pierre Loti Caddesi’ne girip, Eminönü belediye binasının önünden geçerek, aşağıya doğru yolu takip ettiğinizde, Bizans dönemi sarnıçlarından birinin kapısı önüne gelirsiniz.Yıllar önce, belediyenin içini temizletip, aydınlatarak ziyarete açtığı bu sarnıç, erken Bizans döneminin sanat, imar ve bilim tutkunu imparatorlarından II. Theodosius’un inşa ettirdiği yapıtlardan biridir. İçeri girip birkaç basamak aşağıya indiğinizde, kendinizi bir teras üzerinde bulacak ve buradan, sütunlarından tavanına oldukça iyi korunmuş, dibinde suyu bulunan sarnıca tepeden bakacak, Bizans’a özgü yapıtlar arasında yer alan sarnıç mimarisinin gizemini burada çok daha yakın bir mesafeden göreceksiniz. 401 yılında dünyaya gelen II. Theodosius, Bizans’ın ilk resmi imparatoru sayılan Arkadius’la Kraliçe Eudoksia’nın oğluydu. Babası öldüğünde sekiz yaşında bir çocuktu ve istese de istemese de tahta çıkartılmış, koskoca bir imparatorluğun başına getirilmişti. II. Theodosius hiç savaşmadı. Saldırmaktan ziyade iyi bir korunma stratejisi yeğledi. Ama, imar hareketlerinin yanı sıra, ilim ve sanata çok önem verdi ve bu konuda Konstantinopolis’i önder bir kent haline dönüştürmeyi düşledi. Bu çizgide, 425 yılında Konstantinopolis Üniversitesi’nin kurulmasını sağladı. 450 yılında da, 49 yaşında iken, bir av sırasında attan düşerek ölmüştü. Yerin altındaki bu 1600 yılık mimarlık harikası sarnıcı dikkatli bir şekilde izlemeye koyuluyoruz.Tavanı ve üzerindeki tonlarca ağırlığı taşıyan dört sıra halinde, yan yana dizili, sekizerden, toplam 32 adet sütunlu sarnıcın boyutları 31 metreye 25 metre. Sütun başlıklarının üzerindeki akantüs yaprak süslemeleri kısmen aşınmış ta olsa, tüm netlikleri ile görülebiliyorlar. Terastan aşağıya, su seviyesine kadar inen bir merdivenden sarnıcın çok güzel ayrıntılar içeren fotoğraflarını çekmek mümkün.Yüzyıllar boyu, Bizanslılar aylar süren düşman kuşatmalarına karşı Konstantinopolis’in kapılarını kapattıkları zaman, kentin su ihtiyacının büyük bir kısmını bu sarnıçlardan karşılamışlar. Bunlardan, II. Theodosius sarnıcı gibi yer altındakiler içme suyu ihtiyacını; açık hava sarnıcı adı verilen yer üstünde inşa edilmiş olanlar da bahçelerin, bostanların, hayvanların su ihtiyacını karşılamak için yapılmışlar. Mimarlık tarihinin en güzel örnekleri arasında yer alan Bizans tuğlaları ile Horasan adı verilen Bizans harcı, kapalı sarnıçları dolduran yağmur ve kar sularının mükemmel bir şekilde filtre edilmesini sağlamışlar. II. Theodosius sarnıcı bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. Alman sığınağında Roma müzesi! Yrd. Doç. Şengül Aydıngün Fotoğraflar: Haldun Aydıngün irkaç yıl önce, yağmurlu B bir bahar sabahı Almanya’da görevli kuzenimiz Serhan Sernikli ile Köln’ü dolaşmaya çıktık. İlk durağımız, Almanya’nın Köln kentindeki Ortaçağ Avrupa gotik sanatının en önemli örneklerinden biri olan katedraldi. Köln’ün kalbindeki bu şahane gotik katedralin duvarına yapışık modern bir yapı dikkatimizi çekti. Oldukça şaşırmıştım. Adını çok iyi bildiğim bir müze, bu önemli katedralin, hemen dibine nasıl olup da kurulmuştu? Tarihi ve korumacılığı çok iyi bilen bir ülke, son derece önemli bir tarihi yapının dibine modern bir yapıyı niçin kon durmuştu? Bu soruların cevabını içeri girince aldık. Müzenin hikayesi oldukça ilginç. II. Dünya Savaşı’nın en şiddetli günlerinde 1941 yılında Almanlar halkı korumak için sığınak yapmayı hızlandırmış, kazacak yer olarak da katedrali gözlerine kestirmiş. Bunun nedeni ise savaşta dini ve tarihi yapılara dokunulmaması. Kazmayı biraz derine vurduklarında büyük bir sürprizle karşılaşmışlar. Bu noktada, Almanya’da Roma’nın hüküm sürdüğü döneminin milattan sonra 220230 yıllarında yapıldığı anlaşılan “ Dionysos” mozaiği ile büyük bir sarayvillanın mimari kalıntılarını keşfetmişler. Ele geçen buluntular o kadar seçkin ve güzelmiş ki buranın olduğu gibi korunmasına karar verilmiş. 1946’da savaş biter bitmez kazı ve koruma çalışmalarına başlanılmış. Bir yandan da alanın üzerinin kapatılarak bir müze düşünül