Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ABD ABD 9 Manhattan Atlantik’ten Pasifik’e biraz Amerika Manhattan Michicagon Gölü, Ohio Rocketeller Girişi, Manhattan Aslı Sargın ew York narsis, şımarık, renkli ve sıN ra dışı özellikleriyle insanın aklını karıştırırcasına Atlas Okyanusu’nun kenarına uzanmış karşımızda duruyor. Bu şehrin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, içinde adım atan herkesi hemen o anda kaplıyor. Burada kendinizi, bitmeyen kalabalığı her yanınızda yanıp sönen ışıkları, seneler boyu anlatılan hikayeleri, adına yazılmış onlarca şarkısı, vitrinlerdeki pahalı oyuncakları ile büyük çocuklar için hazırlanmış dev bir oyun parkında hissediyorsunuz. Manhattan’da ünlü bir kalabalık arasına karışabilir, Central Park’ta yeşilin her tonu arasında yürüyebilir, Soho’da bir sanat galerisi gezebilir ya da yer bulabilirseniz Rockefeller Center’da buz pateni yapabilir ve tüm bunlardan sonra Empire State binasının terasından bu büyülü şehre tepeden bakabilirsiniz. Biz, kısıtlı bir zamana sahip olduğumuzdan bunlardan bir kısmını geçekleştirmesek de, bir çoğunu yapıp paraNew York Chicago Manhattan nın tek güç olduğu Beşinci Cadde’den kuralcı Amerikan polisinin bile sözünü geçiremediği hatta içine bile giremediği Harlem sokaklarına cesur Türkler olarak elimizde kamera ile giriyoruz. Amerika’nın dünya yaydığı “fest food” canavarlığı olan adım başı karşımıza çıkan Mc Donaldsların birinde sadece beş dolara karnımızı tıka basa doyurduktan sonra ünlü bir İtalyan restoranına yüzlerce dolar ödeyip keyifli bir New York akşamı geçiriyoruz. Trafiği, turistleri, insanı ürperten yükseklikleri ile her yanı kaplayan gökdelenleri ile New York’ta 2 bin 900 mil uzaklıkta olan Seattle’a doğru yola çıkıyoruz. Yoldaki tabelalar Pennsylvania’da olduğumuzu gösteriyor. Burası on iki milyonluk bir eyalet. Yüzlerce parkın yanı sıra yüzlerce kolej ve üniversiteye sahip. Yazları ılık bir iklime sahip olduğunu öğrendiğimizde kış ayında geldiğimiz için hayıflanıyoruz çünkü bu mevsimde özellikle kuzey batı bölgeleri oldukça soğuk ve sert bir Ohio havaya sahip. Pennsylvania’nın ıssız yollarında ilerlerken küçük bir motelin kafeteryasında yemek molası verip yola devam ediyoruz. Trafik suçu mahkemelik Hangi şartlarda yaşamak istiyorsanız kendinize öyle bir yer bulma konusunda sizi özgür bırakan Amerika, tam bir “özgürlükler” ülkesi. Her geçen gün nüfusunu azımsanmayacak kadar arttıran ülkenin ister vatandaşı olun, ister turist olarak gidin, sizden istediği tek şey toplum kurallarına uymanız. Bunca insanı topraklarında barındırmanın ve milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamanın başka bir yolu olmasa gerek. Örneğin Ohio yolunda araba ile giderken 68 kilometre hızla radara yakalandığımızda polis bizi durdurup ilk önce arabasından yaptığı anonsla hiçbir yere kıpırdamamamız konusunda bizi uyarıyor. Arabamıza yaklaştığında arkamızda duran polis arabasından üzerimize yansıttığı ve bir anda gözlerimizi kamaştıran ışıkla hareketsiz kalmamızı, aracımızda herhangi bir kesici alet veya silah olup olmadığını soruyor. Tüm bunlardan sonra ehliyetimizi ve ruhsatımız isteniyor. Sonra cezamız kesiliyor; 100 dolar ve mahkeme için bir tarih veriliyor. Beş gün sonra mahkemeye yetişirken yine hız limitini aştığımızı söyleyen polisten bu kez 200 dolar ceza yedik. Yargıç toplam 300 dolar cezayı yeterli gördü ama bize trafik kuralları ile ilgili bir video gösterisi yaptı..Tüm işlemler bittikten sonra, hız limitini sadece üç mil aşmanın bedelinin ne kadar ağır olduğunu düşünüyoruz. Amerika’da kurallara uymak ve topluma ayak uydurmak durumundasınız. İşte bu kıta ülkesi böyle idare ediliyor. Ohio’da trafik cezamızı ödüyoruz. Ocak ayının ilk günlerinde yaptığımız yolculuğun sonucu buzlarla kaplı yollar üzerinde Atlas Okyanusu’ndan Pasifik Okyanusu’nun en ucuna doğru ilerliyoruz. Amerika’nın en büyük üçüncü şehri olan Chicago, kelime anlamına tam da uygun olarak “güçlü” görünümüyle karşımızda duruyor. Rüzgarlı Şehir (Windy City) bir çok ilkin de ev sahip liğini yapmakta. Örneğin dünyanın üçüncü yüksek binası olan Sears Kulesi şehrin her yerinden görülebiliyor. İlk kez Chicago’da doğan caz müziği, şehrin tarihine ayrı bir önem katmakta. New York’a göre düzenli ve sakin olan şehirde göl kenarında spor yapan insanları bulabilir, isterseniz siz de onlarla otuza yakın plajların birinde voleybol oynayabilir. Michicagan Gölü’nde sörf veya yelken yapabilirsiniz. Bunları gerçekleştirmek için yaz aylarından birinde gitmeyi unutmayın. “Fast food” sektörünün başını çeken Mc Donald’s ve Motorola gibi dünyaca ünlü bir çok şirket bu şehirden yönetilmekte. Tüm bu görkemli, ciddi, büyük binaların gökdelenlerin yanı sıra kentin kozmopolit yapısının kaybolmadığının en büyük göstergesi burada yaşayan dünyanın değişik yerlerinden gelmiş insanların kendi kültürlerini yaşatmakta olduklarıdır. Yunanlı, Türk, Hintli ve daha bir çok kültürü ve o kültüre ait yemekleri, eşyaları, Chicago’nun ara sokaklarında bulabilirsiniz. Chicago