Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İSTANBUL 13 GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com ANTALYA’DA TURİZM ZİRVESİ Geçen sayımızdaki yazımıza konu olan orman arazilerinin turizme tahsisi ile ilgili Danıştay 6. Dairesi’nin aldığı yürütmeyi durdurma kararı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tahsis işlemi yürütülmekte olan 53 turizm yatırımının iptal edilmesine neden oldu. Türk turizmi büyük ölçüde kıyı turizmine dayanmaktadır. Çünkü hem ülkemize gelen turistlerin, hem de ülke içinde tatil yapan yurttaşlarımızın ana tatil motifi genellikle, deniz, güneş, kum üçlemesinde oluşmaktadır. Ancak kıyılarımızı, koylarımızı süsleyen güzel ormanlarımızdan dolayı kıyılarımızın büyük bölümü orman arazisi vasfına girmektedir. Antalya’dan sahil yolunu kullanarak İzmir’e kadar gitme şansınız hiç oldu mu? Kemer, Tekirova, Kumluca, Demre, Kaş, Kalkan, Fethiye, Marmaris, Datça, Bodrum derken yolculuk o kadar çabuk geçiyor ki yol boyunca sağ tarafınız yemyeşil, sol tarafınız masmavi muhteşem bir görüntü. Nefes aldığınızı, yaşadığınızı hissediyorsunuz, sanki güneş içinize doğuyor. Her gidişimde de içimden inşallah bu ormanlarımızı koruyabiliriz, bir gün yok olmazlar, birileri gelip üzerine villalar kondurmaz ve ya mangal keyfine, sigara keyfine kurban gitmez diye düşünmüşümdür. Oysa şimdiye kadar bu korkuyu turistik tesis kurulması anlamında hiç hissetmemiştim. Çünkü turizme açılan bir yer, insanların ortak kullanımına açılmış ve korunmaktadır demektir. Bu konuda da elbette ölçülü davranmak, planlamak, her tarafı beton yığını haline getirmeden, ormanı ve denizi koruyarak tesis yapmayı bir önkoşul olarak kabul etmek gerek. Anayasa Mahkemesi önüne gelen dosya, Türk turizmi açısından tamam mı, devam mı niteliğinde bir dosyadır. Bu karar beklenirken, başbakanın himayesinde bu hafta sonunda 34 Mart tarihlerinde Antalya’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca bir turizm zirvesi yapılacak. Toplantının adı: Türkiye’de Turizmin Yeniden Yapılandırılması ve Yeni Açılımlar Zirvesi. Duyuru yazısını okuyunca insanın şaşırmaması elde değil. “Türkiye turizminde küreselleşen dünyanın rekabetçi koşullarına uygun yeni atılımların gerçekleştirilmesi” diye başlayan bir giriş yazısı. Sayın Başbakan’a bundan tam bir yıl önce, kuş gribi krizi patlak verdiğinde işte bu küreselleşen dünyanın rekabetçi koşullarında, Türk turizminin bu koşullara uyabilmesi için nelerin yapılması gerektiğini içeren bir dosya verildi. Bizzat kendilerinin katıldığı toplantılar yapıldı. “İspanya’da KDV yüzde 7, bizde yüzde 18” denildi. Alkollü içeceklere özel tüketim vergisi (ÖTV) konuldu. “Biz bunları turistlerden alamayız” denildi. “Otellerde çalınan müzik için fahiş telif hakkı ücretleri isteniyor. Kanun eksikliklerle dolu düzeltilsin” denildi. “Sektörün bir ayağı eksik. Otelcilerin yasal meslek birliği kurulmasına ilişkin kanun çıkarılsın” denildi. “Pamuk ipliğine bağlı bir sektöre halen konaklama vergisi koymaya çalışıyorsunuz. Bundan vazgeçin artık” denildi ve dünyanın rekabetçi koşullarına ışık tutacak daha neler neler var dosyada. Ama ışık görmek isteyen içindir. Turizmi isteyen içindir. Son toplantının üzerinden dört mevsim geçti. Ama hiçbiri yapılmadı. “Şimdi biz bu zirvede neyi konuşacağız çok merak ediyorum” diyecek gibi oldum ama aslında ne yazık ki hiç de merak etmediğimi fark ettim. hem burgaz gelenlerin ilgisini çekiyor. Yemek ve ulaşım Kemerburgaz’a, TEM otoyolu Hasdal sapağından 10 kilometre sonra Kemerburgaz tabelasını izleyerek ulaşılıyor. Yazın yol boyunca dizilmiş, yörenin taze sebze ve meyveleri ve bütün yıl bu ürünlerden yapılan değişik turşuları tadıp satın alabilirsiniz. Belgrat ormanları ve Kemerburgaz yöresi İstanbul’un tek ve en doğal piknik ve yürüyüş merkezi. Köy meydanındaki lezzet lokantasında Recep Usta’nın ünlü kuru fasulye ve dönerini yemeyi ihmal etmeyin. Görülecek yerleri gezmeye su kemerlerinden başlayabilirsiniz. Bahçeköy, Mağlova, Uzun Kemer, Güzelce kemerlerini ve su bentlerini mutlaka gezmenizi öneririm. iaktekin@ttnet.net.tr