Katalog

EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr DUYARLI OLMAK Yaşamı çoğaltan Bigadiç yolculuğumuzun yankıları sevindirici oldu. Ege’nin İmbatı’nın ardından gazetemizin cumartesi ekinde yayınlanan Ozan Yayman’ın haberi de ses getirdi. Yurdun dört bir yanından yardım ve destekler yağdı. Bigadiç’te köyün yoksul kız çocuklarını tarikat çemberinden kurtarmak, aydınlatmak ve Mustafa Kemal’in rotasında bilinçli Cumhuriyet yurttaşları yaratma çabasıyla kurulan Bigadiç Kültür ve Eğitim Vakfı’nın (BİKEV) çabaları yankı buldu. 40’ı aşkın evladımızı aydınlatan BİKEV’e, yöneticilerine, destekçilerine yürekten teşekkür ediyoruz ülkemizin geleceği adına. Yazıların ardından Bigadiç’e uzanan, BİKEV’e ulaşan duyarlı arkadaşlarımız ve yurttaşlarımız da sağ olsunlar. İki yıldır Ege yollarında Ege’nin İmbatı yoluyla yurdumuzun insan ve doğa güzelliklerini yeniden keşfediyor, tanıyor, paylaşıyor, yaşamı çoğaltıyoruz birlikte. Kazdağları gibi Kozak Yaylası’nda da altıncı yerli ve yabancı şirketlere karşı, insanlık ve doğa adına verilen mücadeleyle ilgili dayanışma da umut verici. Ancak güzelliklerimizi, kültürel ve doğal hazinelerimizi yağmalamak, talan etmek için girişimlerin ardı arkası gelmiyor. Yabancı ve yandaş yatırım adına düzenlemeler yapılıyor, imar yetkileri değiştiriliyor, hükümet yerel yönetimlerin yetkilerine el atıyor. Bodrum Yarımadası’nda imar yetkilerini yerel yönetimlerden alıp, merkezi yönetime geçirme çabalarının ardından Çeşme Yarımadası’nda da benzer yaklaşımlar gündemde. Ne doğayı umursayan var ne de koruma altındaki kültür varlıklarını. SİT alanları sürekli daraltılıyor, koruma dereceleri düşürülüyor. Bu arada duyarlı yurttaşların koruma çabaları da sürüyor. Bu çabalar geleceğimiz adına çok önemli. Duyarlılık ne denli yüksek olursa, yağmacıların, talancıların işi de o denli güçleşecek. Bu nedenle yolculuklarımızın sürmesi, yol hikayelerimizin devamı için dayanışmamız da bir zorunluluk. Olan bitene sessiz ve seyirci kalamayız. Yeni yol hikayelerinde bulaşmak üzere... ve medreseler inşa edilmiştir. Selçuklu döneminde Horasan’dan bilgin ve sanatçılar Konya’ya göç etmişler ve kentte kalıcı kültürel değeri olan eserler yapmışlardır. Selçuklulardan sonra Karamanoğulları ve Osmanlı döneminde de önemli eserler yapılmıştır. Konya, geçmişine önem veriyor. Kentin dört bir yanında yer alan eserlerin çevreleri düzenleniyor, eserler restore ediliyor… Kentin merkezindeki Alaaddin tepesi ve çevresi tam bir açık hava müzesi… Alaaddin Camisi bu tepenin üzerinde. Cami en eski Selçuklu eserlerinden, I. Alaaddin Keykubat zamanında tamamlanmış. Alaadin Tepesi Konya ya gelenlerin kesinlikle gezdikleri oturup dinlendikleri bir mekan. Tepe üzerinde tarihi ?