Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 ZONGULDAK FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com ÜÇ GÜZELLER Doğu’ya on beş günlük fotoğraf gezisine çıkmadan önce, Ürgüp’te “üç güzeller”in geceleri aydınlatıldığını öğrendim. Kırşehir’i geçince Nevşehir sapağına dönüp Ürgüp’e yöneldim. Akşam saatleri yakındı Göremeden Ürgüp’e geçmeden önce biraz fotoğraf çalıştım. Son yapraklar da yere inmek üzereydi. Peri bacalarının çevresinde genellikle yabancı konuklar, dolaşıyorlardı. Ürgüp’e gelip, kentin arka bölümündeki üç güzellerin önüne çıktım. Oradaki satıcılara, ışıklandırmayı sordum, “akşam peri bacaları aydınlatılacak” dediler. Hava bulutluydu, ancak mavi saatte iyi fotoğraflar elde edeceğimi düşünüyordum. Sehpayı kurup beklemeye başladım. Güz soğuğu titretiyordu. Üç güzeller o akşam aydınlatılmadı. Üzüldüm; ancak fotoğra fımı yine de çektim. Sabah, balonlar yükselecekti, yörenin eşsiz değerlerini balonlarla birlikte fotoğraflayacaktım. Üzüntümü sabahın heyecanı ile bastırıp uyudum. Sabah erkenden balonların yükseleceği mekana ulaştım. Gökyüzü simsiyahtı rüzgar da sert esiyordu. Balonların uçuşuna da izin verilmedi. Sonra yağmur başladı. Fotoğrafta bunlar hep var. Kayseri’ye doğru yola çıktım. Makinem de bu fotoğraf kaldı. Eğer sehpa kurmasaydım bu fotoğrafı çekemezdim.Bu fotoğrafı Fuji S5 makine, 1770 objektif A8 çekim moduyla elde ettim. Son güz fotoğraflarında sararan görüntüler eşliğinde, asırlık ulu çınarların gölgesinde elpet bezi dokuyan sürmelialımlı güzellerin, Devrek bastonuna destan dizen hünerli ustaların, “On beşler”in türküsünü dilinden düşürmeyen sevdalı balıkçıların, bölgede ilk kömürü bulan karaelmasın babası Uzun Mehmet’ın öyküsünün geçtiği bu kara toprakların kara alın yazılı çilekeş dul kadınların, yerin derinliklerinde huzmesiz atlarla kazma sallayan ve çıkardıkları kömüre ömür diyeti ödeyen emektar madencilerin, demiri tavında döven, ateşe can ve çeliğe su veren Erdemir emekçilerinin, Belediye Başkanı Murat Sesli ve ekibinin, Zonguldak Karaelmas ÜniversitesiEreğli Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Coşkun yönetimindeki öğretim üyeleri ve öğrencilerin; “Atatürk Haftası” nedeniyle düzenledikleri etkinliklere katılmak ve onlarla “Yeniden Atatürk” bağlılığı, coşku ve kararlılığı için Karadeniz Ereğli’deyiz... Rehber arkadaşım Ayhan Bey, Eşim Neriman ve Faruk Hoca ile, Uçurtma Tepesi’nden Sivastopol’a geçiyoruz, oradan da Koca Yusuf Mağarası’ndan “dımdım” suyuna... Karadeniz Ereğli gezimizin son durağı Kale Tepe’den; yabancı gemilerin demirlediği limana ve üzerini bir duman bulutu örten kente son kuşbakışı fırlatmanın ayrıcalığı ve büyüsü, bu kente başka mevsimlerde yeniden gelmemizin gereğini çağrıştırdı. www.dursunozden.com