Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZONGULDAK 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr KOZAK’TA ALTIN OYUNU Şimdi sıra, olağanüstü güzellikteki Kozak Yaylası’na geldi anlaşılan. Kazdağları’na üşüşen altıncılar, fıstık çamı diyarı Kozak’ı yağmalayacak şimdi. O olağanüstü coğrafya, devasa iş makineleriyle kazılacak, parça parça edilecek. Yine altın uğruna ağaç katliamı, yine doğa talanı... Oysa, Kozak’ın kimliğinde, fıstık çamı yatar. Doğal hazinedir. Yeryüzünün en verimli en güzel fıstıkları buradan yetişir abartısız. Bu özellik, havasından, suyundan ve toprağından gelir. Güzelim Yörükler, bölgelerinde Portekiz ve İtalya’nın toplamından bile yüksek üretim sağlar. Oysa, Bergama’da siyanür kullanarak altın üreten Koza, Kozak’ta 17 köyde sondaj yapıyor. Hem insan sondajı, hem de toprak... Toprağın bağrı, burgularla delinirken, köy kahvelerinde kulisler ve ikna çabaları. Verdikleri mesaj çok açık: “Güzellikle onaylayın, yoksa bizim arkamızda kimler var, biliyorsunuz” Yoksul Bergama köylerinde “iş ve para” vaadiyle başarmışlardı. Ama Kozak’ta, işi zor Koza’nın. Zor çünkü, Kozaklılar gerçek bir hazineye sahip olduklarının bilincinde. Bir kere ihraç ettikleri fıstıklarla yıllık çok önemli bir gelir sağlıyorlar. Gözleri tok, gönülleri zengin; altın yumurtlayan tavuklarını geçici karlara bırakmak niyetinde de değiller. Doğdukları toprakların doğasını, taşını toprağını, her türden zenginliğini, gelenekleri ve göreneklerini koruma mücadelesi veren Gülden Karabudak ve arkadaşları, öylesine kararlılar ki. Altın madenine kesinlikle ve sonuna kadar karşı olduklarını söylüyorlar. Geçen haziranda düzenlenen mitingde bir araya gelen yaklaşık 5 bin kişi de aynı kararlılığı yansıtmış zaten. Öyle kuru sloganlarla değil, içini doldurarak haklılıklarını gösteriyorlar. Fıstık çamlarına can veren sularının kirlenmesine, yaylalarının kurumasına karşılar. “Bu tepki, 1980’li yıllardan beri, yani daha ülkemizde ekoloji kelimesi dahi kullanılmazken, dünyanın dört bir tarafına ekolojik çam fıstığı ihraç eden bir yörenin hangi mantıkla bu kadar çabuk gözden çıkarılabildiğini anlama tepkisidir “ diyorlar. Daha o kadar çok haklı gerekçeleri var ki, kurdukları www.kozakyaylasi.com adlı internet sitesinde sıralanan. Ve haklı olarak soruyorlar: “Maden ocaklarının ülkeye getireceği döviz iyi bir ihracat kaynağı sayılıyor da, yıllık 50 trilyonu bulan çam fıstığı geliri nasıl göz ardı edilebiliyor, hem de dünyanın ekolojik ürünlere yüzünü döndüğü bu yüzyılda?” Kozaklı, girdiği uzun soluklu yolda, insan ve çevre için tarihsel önemde bir mücadele verecek anlaşılan. Desteklerinizi bekliyorlar, haberiniz ola. kadar kömür, ormancılık, tarım, balıkçılık, el sanatları, hayvancılık ve taşımacılık da yapılmaktadır. Son yıllarda bölgede yapılan geleneksel festivaller ve kültürsanat etkinlikleri, iç turizm patlamasına neden oluyor. Öte yandan dağcılık, yamaç paraşütü, yelken, yayla ve alternatif turizm tutkunlarının uğrak yeri haline gelen Karadeniz Ereğli, bildik 5 bin yıllık tarihi dokusu, mağara, manastır, kilise, cami ve köprü kalıntıları ile de yerli ve yabancı turistlerin geldiği, başta Cehennem Ağzı Mağarası ve Ereğli Müzesi olmak üzere, bölgede bulunan tarih, kültür ve inanç turizm zenginlikleri ile dolu. Gezginlerin, doğa meraklılarının ve keşfetme duyusu olanların mutlaka görmesi gerekli ilginç bir Batı Karadeniz kıyı kentidir Ereğli. Tipik Karadeniz evleri ve yaşam tarzının görüldüğü Ereğli’de; kışın lacivert akşamlardan arta kalan turkuaz denizin, güzün sararan ve tüm renklere bürünen ormanın, baharın cemre ile başkaldıran hırçın doğanın tan çiçeği görünümü, yazın ise çilek ve dilek toplayan kemençe kıvraklığındaki ince ve kusursuz güzelliğini örten doğanın altında gülümseyen al yanaklı emektar güzellerle horon tepmenin tam zamanı...