Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna tunaturgay?yahoo.fr 10 BURSA İNCİ PASTANESİ Profitrol tatlısının tapınağı olarak tanımlanan İnci, Beyoğlu ile özdeşleştirilmiş mekanlardan biridir. Profitrol Türkiye’ye, Türklere tanıtan adrestir. Ancak, hemen altını çizelim, kimilerinin atıp tuttuğu gibi, çoğumuzun afiyetle yediği profitrol İnci Pastanesi tarafından icat edilmiş bir tatlı değildir. Fransız mutfağının favori tatlıları arasında yer alan bu lezzetin, son dönem Osmanlı saray mutfağında da arzı endam ettiği bilinmektedir. Pastacı kreması, kremşantiyi, çikolata üçlüsünün verdiği kışkırtıcı görüntüyle birlikteleşen enerji ve nefaset bu tatlının özünde birleşmiştir. Neyse, lafı fazla uzatmadan, biz dönelim yine İnci Pastanesi’ne. 1944 yılının başlarıdır. İki arkadaş Lefter İliadis ile Luka Zigori, kafa kafaya verip Beyoğlu’nun ortasında bir pastane açmaya karar verirler. Atlas Sineması’nın tam karşısında, İstanbul sosyetesinin ünlü gömlekçilerinden, Atatürk için de gömlekler dikmiş olan Tataryan’ın dükkanını satın alırlar. Pastane 12 Şubat tarihinde açılır. Açılır ama, işleri o kadar kolay değildir. Çünkü bitişik komşuları, önceleri Rekor adıyla bilinen Kervan Pastanesi’dir. Yıllardan beri hizmet veren bu pastane ile boy ölçüşmek her baba yiğidin harcı değildir. Ancak, İnci, kısa dönemde çok iyi işler yapar. Kervan da, önceden beri profitrolü yapıp satan bir pastanedir ve 1940’lı yılların başlarında her iki pastanede profitrol porsiyonu 15 kuruştur. Bu boy ölçüşme süreci içinde, İnci, “Uludağ” adıyla kendine özgü yepyeni bir tatlı yaratır. Kakaolu pandispanya, ceviz, fındık, fıstık, incir, portakal konfisi gibi malzemelerin karışımından oluşan, çikolata soslu, deyim yerinde ise viagra gibi bir tatlıdır bu. Kısa zamanda da tanınır. Bir yandan profitrol, bir yandan uludağ ve palmiye… Sonunda Kervan pes eder, kapıyı kapatır… İnci, yıllardan beri profitrol satmaya devam ediyor. Yıllardan beri, birçok İstanbullu için adeta bağımlılık yaratmış olan bu pastane, Beyoğlu’na çıkanların, mutlak uğradıkları adreslerden biri haline gelmiştir. Öyle bir adres ki, hafta sonlarında, bayram gibi günlerde kasanın önünde kuyruklar oluşur.. İnci’de profitrol ve pastaya eşlik eden tek içecek buz gibi limonatadır. Günümüzde, artık pastanelerde zor bulunan, henüz kolalı meşrubatların ortaya çıkmamış olduğu çocukluk yıllarımızın limonatası. İnci’nin en büyük özelliklerinden biri de, nüfus sayımı günleri hariç, bütün bir yıl boyunca açık olmasıdır. Sinema, tiyatro çıkışlarında; İstiklal Caddesi gezintilerinde, İnci’de götürülen bir porsiyon profitrol, insanın damağından midesine doğru giden tatlı bir keyif ve hazdır. Mavi denizde kırmızı balık TRİLYE Yazı ve fotoğraflar Yıldız Çelik atince’de “Trilye” kırmıL zı balık barbunya anlamına geliyor. Dere ağzında da bol miktarda barbunya balığı bulunurmuş. Hatta buradan Doğu Roma İmparatorlarına barbunya balığı götürülürmüş. Trilyeli gönüllü rehber Hasan Bey böyle anlatıyor. 1330’lu yıllara kadar Bizans kasabası, daha sonra Osmanlı kasabası, 1900’ün başlarında Mahmut Şevket Paşa, 1963’ten bu yana da Zeytinbağı ismi ile tanınıyor, SİT alanı ilan edilen Trilye. Biz Trilye ismini daha çok sevdik ve aramızda da bu ismi ile ondan söz ediyoruz. Bir kısmı harap olmaya yüz tutmuş evlerin asıl sahipleri, 24 Temmuz 1923’te yapılan Lozan Antlaşması gereği mübadele yoluyla Yunan adala