Katalog

KAPAK 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr GÜVENDİK’TE ESİNTİLER Bunaltan sıcakların ardından klimaları dindirip, pencereyi açınca, taze bir Eylül esintisiyle merhabalaştık. Birden aklıma Çeşmeatı’ndaki Güvendik tepeleri geldi. İzmir’in dibinde, Urla iskeleyi geçince, bu sapa, pek de turistik olmayan, daha çok yazlıkçıların ilgi gösterdiği coğrafyada, adalar ve İzmir Körfezi’nin o doyumsuz güzelliğini anımsadım... Güneşin doğuşu ve mehtaplı gecelerdeki inanılmaz görüntüler düştü önüme... Güvendik... Huzur dolu, seyirlik, adı kadar korunaklı... Sırtını dayadığı kızıl çam ormanından, denize, uçuşmasın diye eteklerini tutan genç bir kadının zarafetiyle uzanıyor. Kekik, ardıç ve lavanta koruları birbirine karışıyor. Çiçeklerin, dalların rüzgarla dansı, henüz yazılmadık şiirleri zorluyor. Yamaçta eski, yıkık, kimsesiz taş evler, hüzünlü... Bazılarını onarıp, doğaya saygılı anlayışla ‘‘başka’’ ve ‘‘mümkün’’ yeni hayatlar inşa etmişler. Bir çift, bahçelerinde çapa yapıyor. Hüzün gitmiş, can gelmiş böylece. Eski CHP Parti Meclisi üyesi Gülseren Alçı’nın dört yıl önce armağan ettiği, Güvendik’in bereketli toprağında, rüzgarlı tepelerinde filizlenen çiçeği, karşımda gülümsüyor. Hayret, ne kadar serpilmiş, büyümüş! Hindistan anılarını yazan Alçı’nın kaleminden, işte Güvendik’den ayrılık vakti: ‘‘Dans edince Güvendik yeli, Ganj’ın gürleyen sesi sarar, özlemler ok atar... Güz koparınca Güvendik’ten, yel ıslık çalar, dağlar uğuldar... Hoşçakal derken; taşlarına dokunur, köpekler ‘Ferhat ile Şirin’i okşar, çiçekleri öper, ağaçlarına sarılırım. Kimsesiz yıkık evler ağlar, aslanlı pınar, inler kükreyemez. Damsız eski köy kahvesindeki suskun şömine, bağrı yanıkları arar... Köye, denize, dağ ormanlarına el sallarken içimi üzünç kaplar.. Dağılırım..’’ Derken yazının burasında, dostum Muzaffer Kutlusan odama girdi. Bu coğrafyanın güzelliklerini onunla paylaşmaya kalktım ki, yüzünde kara bulutlar. Anlattı. Eylül başı Çeşmealtı’na gitmiş, yüzmeye. O sahilde, denizin dibindeki apartmanın çirkinliğine bakmış da ‘‘yuh’’ demiş yapanlara içinden. Kıyıdaki diğer evleri de anlatıyor denize iki üç metre yakın. Denize saldıran evlerin önünden atlamış suya, bir kaç kulaç, bakmış olmuyor, sonra çıkmış keyifsiz. ‘‘O evlerden birisinin sahibi olmak istemezdim’’ diyor... Güvendik’in naifliği, Çeşmealtı kıyısının çirkinliği. Tıpkı hayat gibi... ulaşılıyor. Bandırma’dan Erdek 22 kilometre. Tarihi eserleri, ören yerleri, plajları ve doğası ile Erdek vazgeçilmez bir turizm merkezi. Yemekkonaklama Türkiye’nin Akdeniz ve Ege sahilleri bu kadar yoğun değilken, Erdek ilk turizm merkezlerindendi. İstanbulluların yoğun ilgi gösterdikleri gözde tatil beldesi Erdek’te her keseye uygun konaklama tesisleri var. Bunlardan bir kaçı: Toronto Hotel (0.266. 835 14 21), Demirbağ Otel (0.266. 845 61 88), Agridark İnci Motel (0.266. 835 22 41), Hotel Çizenel (0.266. 835 12 02), Hotel Yağcı (0.266. 835 16 77), Yücel Otel (0.266. 835 13 07). Erdek’te ne yesek diye fazla düşünmeye gerek yok. Balık, sebze ve meyve bol. Zeytinin ise cenneti diyebiliriz Erdek’e. Bölgenin kırmızı soğanı meşhur. Salatalara konan ve balığın yanına eşlik eden kırmızı soğan çok lezzetli. Erdek’te, balık tavanızı kırmızı soğansız yememelisiniz.