Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ANTALYA’DAN Parça parça belediyelerle turizm Nerede 2 bin kişi bulmuşsak belediye ilan etmişiz, ülkemiz açısından bölgenin ekonomik değerini düşünmeden. Her birinin vizyonu, turizme bakış açısı, uygulamaları farklı. Her biri turizm adına bir şeyler yapmaya veya yaptırmamaya çalışıyor. Turizm altyapısı kadar üst yapısının da başarılı olabilmesi için turizm alan ve merkezlerindeki küçük belediyeler, güçlü altyapısı olan büyük belediyeler meydana getirecek şekilde birleştirilmelidir. Yusuf Hacısüleyman Turizm uzmanı urizmi T çeşitlendirmede zorluk çekiyoruz yıllardır. Ülkemizin turistik cazibesi esasen deniz, kum, güneş üçlemesinin doğal sonucu olarak kıyı turizmine dayanmaktadır. Bu nedenle kıyılarımız bir çok kurum ve kuruluşun çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Kimi kurum ve kuruluşlar kıyıların yağmalandığından söz eder, kimisi doğanın yok edildiğinden. Kimileri kuşların, kaplumbağaların veya endemik bitkilerin korunması gerektiğinden, kimileri ise balık çiftliklerinin gerekliliğinden. Aslında bütün söylenenler doğru, bunlara katılmamak mümkün değil. Diğer taraftan turizmdeki ana cazibe unsurumuz kıyılar. Bu kıyılara yapılan turistik tesisler sayesinde ülkemize gelen 18 milyar dolar, 100 binlerce iş yeri, milyonlarca insanımıza iş imkanı. Hangisine karar vermeli? Neyi tercih etmeli? Akıllıca bir kullanım sorunu çözer. Korumakullanma prensibinden hareket edildiği sürece hem doğayı fazla tahrip etmeden ama hem de insanlarımızı iş imkanından yoksun bırakmadan da ülkemizin turizm yatırımları geliştirilebilir. Konunun yalnızca bir tarafından bakmak bizi yanlış yerlere götürür, ya doğa diye bir şey bırakmayız ya da gençlerimize iş imkanı yaratamayız ve işsizler ordusu genç bir nüfusa sahip oluruz. Turizm açısından doğanın korunmasını iki aşamada değerlendirmek gerek. Birincisi turizm yatırımının yapıldığı alanda doğanın korunması, ikincisi ise yatırımın çevresindeki doğanın korunmasıdır. Bugün turizm yatırımlarında karşı karşıya kaldığımız esas sorun turizm yatırımının yapıldığı arsadan ziyade etrafındaki doğanın bozulmasıdır. Bir otelin yapılabilmesi için neredeyse her resmi kurumdan görüş ve izin alınmaktadır, oysa ki otelin etrafındaki yapılaşma ve düzenlemeler ilgili belediyenin yetkisindedir. Özellikle 1999 seçimleri öncesinde bütün kıyı bölgelerimizde küçük küçük yeni belde belediyeleri yaratıldı. Örneğin Alanya hepimizin duymuş olduğu veya bazılarımızın gitmiş olduğu güzel bir turizm ilçemiz. Bu ilçemiz kaymakamlığına bağlı 17 belediyenin olduğunu düşünebiliyor musunuz; hiçbirinin adını dahi duymadığınız. Nerede 2 bin kişi bulmuşsak belediye ilan etmişiz, ülkemiz açısından bölgenin ekonomik değerini düşünmeden. Her birinin vizyonu, turizme bakış açısı, uygulamaları farklı. Her biri turizm adına bir şeyler yapmaya veya yaptırmamaya çalışıyor. Ancak hepsinin uluslararası turizm alanında pazarlandığı isim ‘‘Alanya’’dır. Manavgat’ta durum farklı mı? Tam 10 belediyede orada var. Belek’ten Manavgat’a giderken her iki kilometrede bir, yeni bir belediye tabelası görüyorsunuz kıyılarımızı ve arkasını emanet ettiğimiz. Bu sayıları belediyeleri eleştirmek için belirtmiyorum. Vurgulamak istediğim, buradaki parçalanmışlığın ülkemizin turizm doğasındaki korumakullanma dengesine getirdiği olumsuz etkiler, çünkü uygulamalarda ve vizyonda bir bütünlük yok. Turizm altyapısı kadar üst yapısının da başarılı olabilmesi için turizm alan ve merkezlerindeki küçük belediyeler, güçlü altyapısı olan büyük belediyeler meydana getirecek şekilde birleştirilmelidirler. Bu şekilde hem maddi kaynaklarımız, hem de doğal zenginliklerimiz korumakullanma dengesi içersinde daha ekonomik kullanılmış olur, yoksa otellerimizin beş yıldız ama çevresinin tek yıldız bile olamadığı gerçeğinden yakın zamanda kurtulmamız mümkün görünmemektedir. yhacisuleyman?yahoo.com