26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 YUNANİSTAN Selanik’ten Kavala’ya münde 29 Ekim 1933’te konulmuştur.’’ Atatürk’ün Evi’nden sonra Aya Dimitri Kilisesi’ne gidiyoruz. İçerisi çok kalabalık. Bir çok öğrenci grubu kiliseyi görmeye gelmiş. İkonalar gerçekten görülmeye değer. Selanik’ten Kavala’ya doğru yola çıkıyoruz. Kavala yolunda Giorgia Kilisesi’ne uğruyoruz. Diğer kiliselerden yerleşim konumu olarak çok farklı. Asma köprüden geçerek epeyce yürüyoruz. Kilise bir tepenin yamacına yapılmış ve önünden nehir akıyor. Nehir kenarındaki bir kaynaktan su içen hamile kadınların çocuklarının gözü mavi olurmuş. Kendileri için olmasa da yakınları için su alanlar oldu. Kavala girişindeki bir Kıbrıs haritası dikkatimizi çekiyor. Kuzey Kıbrıs’tan Güney Kıbrıs’a doğru kan akıyor. Rehberimizden bu tabeladan Kavala içinde de bulunduğunu ve ayrıca Kavala Belediyesi ile Eminönü Belediyesi’nin kardeş belediye olduğunu öğreniyoruz. Tarih boyunca aynı topraklarda yaşamış, aynı toprağı işlemiş, aynı zeybeği oynamış, aynı türküleri söylemiş insanlar arasında bu düşmanlığın nereden geldiğini anlayamıyorum. Nihayet, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evine gidiyoruz adını verdiği sokağı geçerek. Tipik Osmanlı evleri var bu sokakta. Safranbolu evlerini görür gibi oluyoruz. Paşanın evinin yanında bir heykeli var. Kavalalı’nın evinden sonra akşam yemeğini yemek için Kavala’da limanında bir restorana gidiyoruz. Restoranın adı ‘‘Oppa’’ hani biz ‘‘hoppa’’ deriz ya hadi falan anlamında. Onlar alkış zamanında ve kadeh tokuşturma zamanında ‘‘oppa’’ diyorlar. Kavala’da bir çok Yunan, Türkçe biliyor. Restoran sahibi Türkçe, Yunanca şarkılar dinletiyor bizlere. Bu şarkıların üzerine ‘‘oppa’’ deyip uzolarımızı yudumluyoruz, kavgasız, yaşanası bir dünya için. [email protected] ATATÜRK’ÜN DOĞDUĞU EV Yazı ve fotoğraflar İkbal Kaynar elanik’i gördüğümde kenS dimi sanki Türkiye’nin bir kentindeymiş gibi hissettim. Gibisi fazla İzmir’deydim adeta. Kordonda gezerken birileri gelip Beyaz Kule’yi ve Büyük İskender’in heykelini dikmişler sadece. Beyaz Kule önceleri deniz feneri olarak kullanılmış, daha sonra ağır mahkumlara ağır işkencelerin yapıldığı bir hapishane olmuş. Beyaz Kule’nin tam önündeki Büyük İskender’in heykelini kuleyi iyi korusun diye bırakarak Atatürk’ün evini ziyarete gidiyoruz. Atatürk’ün büyüdüğü ve çocukluğunun geçtiği bu tarihi pembe ev, şimdi müze olarak hizmet veriyor. Aynı binanın bitişiğinde Türkiye’nin Selanik Konsolosluğu var. Pembe ev, Atatürk’ün 1906’da kurduğu ‘‘Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’’nin bir çok gizli toplantısına tanıklık ediyor. 1912’de Balkanlar’da savaş kaybedilince annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım İs tanbul’a taşınıyor. Pembe eve Yunanlı bir aile yerleşiyor. Aradan uzun yıllar geçiyor ve bir Türkiye Büyükelçisi, Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı tarafından Pembe Ev’in girişine törenli bir plaket çakılıyor: ‘‘Türk ulusunun ve Balkan İttifakı’nın yenilikçi mimarı Gazi Mustafa Kemal bu evde doğdu. Bu plaket Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yıldönü KAVALA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle