Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KUZEY EGE 19 luğunuz sırasında yapacağınız sohbetlerde bu kimliğin farkına varabilirsiniz. GÖRÜŞ İsmail Aynur Altınoluk Belediye Başkanı sıralarına nasıl tırmandığı hala belleklerde olsa gerek. Şimdilerde ‘‘kayıp trilyon’’ davasından aldığı cezayı burada çekmesi tartışılan, dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın, Altınoluk’a ‘‘futbol sahası’’ büyüklüğünde yazlık kondurması, beldenin kimliği açısından tam bir dönüm noktası olmuş. O andan itibaren yol ayrımı çıkmış beldenin karşısına. Ya müritleri, hocalarının yolunu izleyip buralara taşınacaklar ve belde siyasal İslam’ın kalelerinden biri olacak, ya da Altınoluklular MIHLI IŞIKLAR SAHİLİ Mitolojide ‘‘Işıklar Sahili’’ denilen TruvaDikili arasında, Ege denizi kıyısında, efsanevi İda Dağı’nın, günümüzdeki adıyla Kazdağları’nın eteklerinde, yemyeşil kutsal zeytin ağaçlarının masmavi Ege’ye sevdalıymışçasına aktığı bir tabiat ve tarihi güzellikler beldesidir Altınoluk. İsviçre Alplerinden sonra dünyanın en yoğun oksijenini insanlığa sunan ve tüm yıl boyunca yeşil bir doğaya sahip olan Altınoluk’ta Şahinderesi Kanyonu bölgede hava değişimini sağlayan bir doğa harikasıdır. Uzunluğu 27 kilometreyi, yüksekliği 600 metreyi bulan kanyon, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizin iyot kokulu havasını dağa çıkartarak bir baca görevi üstlenmektedir. Altınoluk’tan 8 kilometre ilerdeki Mıhlı Çayı’ndan iç kısımlara doğru gidildiğinde Başdeğirmen mevkisine ulaşılır. Başdeğirmen Köprüsü, Roma mimarisi ile yapılmış ve tarihte Truva’ya giden tek ulaşım yoluydu. Bugün yöredeki zeytinliklere ve trekking yapanlara yol vermektedir. Başdeğirmen’deki küçük göletler ve şelaleler görülmeye değer cennetten köşelerdir. Eşsiz bir doğaya, tarihi bir geçmişe ve kentsel SİT alanına sahip Altınoluk’un en önemli kültürel zenginliği, antik Antandros kentidir. Yaklaşık 2 bin 800 yıllık tarihi olan bu arkeolojik zenginlik geçmişten geleceğe kent ve yaşam kültürümüze ışık tutan en önemli kaynaktır. Kazı alanından çıkan eserlerde özellikle antika siyah firnisil seramikler bulunmaktadır.Genç Roma dönemine ait bir zengin evi ortaya çıkartılmıştır. Evin tabanının mozaik döşemesine ve iki odanın duvar resimlerine sahip olduğu saptanmıştır. Görkemli taban mozaikleri ve duvar resimleri yüksek turizm potansiyeline sahiptir. 2005 yılı kazılarında bir şapelin varlığı belirlenmiştir. Tüm insanlığın ortak mirası olan bu doğal ve tarihi varlığımızın gelecek kuşaklara aktarılabilmesi, tarihi, kültürel, ekonomik ve ekolojik değerlerinin korunması ve sürdürülebilir anlayışla yönetilmesi ile olanaklıdır. Altınoluk Belediyesi olarak bizler, tüm olanaklarımızı bu amaca harcamaktan büyük zevk ve onur duymaktayız. Belediyemizce 12 yıldır her yıl düzenlenen, yeni dostlukların edinildiği, var olan dostlukların pekiştirildiği Antandros ‘‘Yaşama Saygı’’ Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri içinde yer alan Kırkyama yarışması sonunda ortaya çıkan Altınoluk Kardeşlik ve Barış Yorganı daha sonra her yöreden gelen parçalarla büyüyüp yurt sınırlarının dışına taşmıştır. Altınoluk sadece dinlenilecek bir yer değildir. Tatile mutlaka eğlence katılır. Gündüz masmavi plajlarda denize girilir, parlak güneşin yakıcılığına bırakılır bedenler. Gün batıp da yıldızlar gökyüzünü süslediğinde yeni bir hayatın çağrısı duyulur. Leziz zeytinyağının her yemekte kullanıldığı, taptaze balıkların mangallarda piştiği lokantalardan yükselen mis gibi kokular, eğlence merkezlerinden gelen neşeli seslere karışır. Sözümüz denizde balık, havada kuş olmaya özlenenlere, yaşamı her nefeste koca bir gülümseme ile tatmak isteyenlere: Gelin Altınoluk’a, karışın bu büyülü ortama. Sırtı sağlamda Belde, Edremit Körfezi’nin kuzeyinde, Akçay’la Küçükkuyu arasında. Sırtını, mitolojide ‘‘bin pınarlı İda’’ diye anılan Kazdağları’na yaslamış, onun oksijen deposu havasından nasipleniyor. O havayı soluyup, başlayalım Altınoluk’u dolaşmaya. Söz oksijenden açıldıysa, Çam Mahallesi’nin yolunu tutmalı ilkin. Burasının solunum rahatsızlı ŞAHİNDERESİ KANYONU cumhuriyet geleneklerine daha da sahip çıkıp kimlik dönüşümüne engel olacak... İkincisi baskın çıkmış Altınoluk’ta. Belde halkı kenetlenmiş, ‘‘tek bir oy’’un bile ne kadar değerli olduğunu fark eden yazlıkçılar dahi, nüfus sayımında buranın yolunu tutmuş. Siz de Altınoluk’un yolunu tuttuğunuzda, beldedeki konuk ğı çekenlerin tercih ettiği başlıca yerlerden biri olmasına şaşmamalı. Mahalledeki tescilli yapılar da, meraklılarının ilgisini çekebilir. Zaten bir belde gerçekten keşfedilmek isteniyorsa, bir başka gözle bakınmak gerekmez mi çevreye? Ne kadar zorsa bir insanı tanımak, aynı oranda ‘‘emek’’ ister bir kenti keşfetmek... Ne ölçüde çaba gösterirseniz, o oranda kendini sunar size o kent. Yılmamak gerekir o tarifsiz çabada. Çünkü dışarıdan gelen konukların gözündeki gibi değildir orası, siz gittikten sonra ‘‘orada’’ kalmayı sürdürecek olanlar için. ?