Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANTALYA’DAN 25 GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman yhacisuleyman?xanaduresort.com.tr Xanadu Resort Genel Müdürü ‘HER ŞEY DAHİL’DEN ‘HER ŞEYE KARŞI’YA Son yıllarda davranışlarımızda değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Belki de bunlar içimizde vardı da yeni yeni ortaya çıkıyor. Son zamanlarda turizmle ilgili neredeyse tüm karar ve uygulamalara karşı müthiş bir ‘‘sivil’’ toplum örgütü tepkisi var. Yeni arazi tahsisleri yapılıyor. Eskiden bedavaya verilen tahsisler şimdi ‘‘altyapı katılım bedeli’’ adıyla açık artırma yapılıp, 15 milyon dolarlara verildiği halde tepki var. Son derece önemli misafir kitlesini hareket ettirebilen ve dünyadaki turizm harcama payı 10 milyar doları bulan, kış turizmini besleyebilecek golf sporuyla ilgili arazi tahsisi yapılıyor. İptali için imza kampanyaları, pankartlı gösteriler dahil binbir türlü protesto var. Turist sayısının artışıyla ilgili hedeflerimize, yani 40 milyon turiste ve beraberinde akacak turizm gelirlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz ve duyacağımız dönem için yatak üretmeliyiz. Yeni destinasyonları planlamalıyız, yeni turizm bölgeleri yaratmalıyız. Önce altyapılar tamamlanmalı sonra farklı bölgelerde oteller yapılmalı. Bütün oteller aynı bölgeye yığılmamalı. O halde yeni kıyıları turizme açmak gerekecek, öyle değil mi? Evet öyle. Buraya kadar herkes evet demiştir diye düşünüyorum. O halde yeni araziler tahsis edilmeli. Nerede? Herhalde kıyılarımızda ve o güzelim doğa harikası koylarımızda, hani yalnızca resimlerden görüp ulaşımı olmadığı için gidemediğimiz koylarımızda. Son kıyılarımız, koylarımız elden gidiyor deniliyor ve karşı bir tepki gelişiyor. Kimin elinden gittiğini pek anlamış değilim, acaba bu kıyıların sonradan İtalya veya İspanya kıyıları olarak anılma riski mi var? Sanırım sorun burada. Bakanlık neyi, niçin yapmak istediğini, yararlarını ve zararlarını ortaya koyarak, sivil toplum örgütleriyle uzlaşacak formülleri uygulamada eksik kalıyor. Side/Sorgun golf tahsisi, Demre kıyı tahsisleri ve Antalya/Lara temalı park projesi bu ‘‘paylaşmama’’ ve ‘‘ben yaptım, oldu’’ tutumunun kurbanı olmak üzere. Oysa Türkiye’nin bu tip projelere ihtiyacı var, unutmayın her doğru yatırım turizm gelirimizi arttırıyor ve gençlerimize iş imkanını sağlıyor. Sivil toplum örgütlerine de büyük bir sorumluluk düşüyor, o da projenin tümünün reddedilmesi yerine yanlış ve eksiklerinin düzeltilmesi yönünde çaba sarf etmek. Günümüz sivil toplum örgütleri için ‘‘her şeye karşı olmak’’ çok eskilerde kalmış bir stratejidir. Aman dikkat! yerindeki insanların seyrettiğini unutmamak gerek. İngiltere’de Liverpool denince The Beatles akla gelirken, liman işçiliği ile hayat sürdürülen bir yerken futbol takımı sayesinde dünyanın en bilinen yerlerinden biri durumuna gelmemiş midir? Liverpool’a gidip, bir hatıra eşya almadan, stat görülmeden dönülür mü? İspanya’ya giden bir kişi Real Madrid’i veya Barcelona’yı izlemek ya da bir hatıra eşyası almak istemez mi? Dünya haritasında Türkiye’yi bulamayan insanlar Galatasaray veya Fenerbahçe denince merak edip haritaya bakmamış mıdır? Uluslararası bir organizasyonda rakip takım taraftarlarının o şehre bıraktığı döviz hiçbir turizm organizasyonu ile kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Futbol seyircisi yemek, içmek, eğlenmek, yeni yerler görmek, kısaca para harcamak ve takımını desteklemek için deplasmanlara gi der. Taraftar olduğu takımı için başka bir ülkeye giden kişi harcama standartları yüksek olan turist profilindedir. Yıllardır şikayet edilen ucuz turist kavramının dışındadır. Antalya deplasmanına gelen taraftar ülkesine dönmeden tatilini uzatmak isteyecek ve ya gördüğü iklim ve doğa nedeniyle tatil listesine mutlaka Antalya’yı koyacaktır. Antalya yılda 7 milyon turist ağırlayan, misafirin yıllar içinde defalarca geldiği, her seferinde küçük bir hatıra ile döndüğü bir kent. Son günlerde Antalya’yı sembolize etmek için bir dolu çalışma yapılıyor. Bu komitelerdeki çalışmalarda Antalyaspor’un geleceği de değerlendirilemez mi? Antalya Tanıtım Komitesi şehir tanıtımı materyalleri içine Antalyaspor’u katmanın bir yolunu bulamaz mı? Türkiye’de bu konuda en başarılı örnek olan Fenerbahçe’nin yaptığı gibi taraftar ürünleri çıkartılıp, misafirlerin kendi ülkelerine dönerken beraberinde (Avrupa’da bilinen) Antalyaspor forması taşımaları ya da bir kaşkol, bir şapka satın almaları ülkemize, bölgemize ve takımımıza büyük bir maddi katkı sağlayacaktır. Turizm çeşitliliği konusunda çalışmalar yaptığımız, denizkum güneş dışında alternatifler yaratma çabasında olduğumuz bölgemiz için Antalyaspor yeni bir şans oluşturmaktadır. Başarının devamını diliyoruz Antalyaspor... ysunal@sarayregency.com.tr