23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 AFRİKA AFRİKA 9 Kayıp bir kıta: Madagaskar Yazı ve fotoğraflar: Turgay Tuna aris’ten 11 saatlik uzun bir uçak yolculuP ğundan sonra, sabahın erken saatlerinde Madagaskar’ın başkenti Antananarivo’ya inmenin ve Madagaskar’a gelen ilk Türk turist grubu olmanın heyecanını yaşıyorduk. 13 günlük seyahatimizin her gününde bu heyecan aynı hareketlilik içinde sürdü. Eğer esaslı bir doğa tutkunuysanız, hayvanlara, bitkilere karşı özel bir ilginiz ve bunun yanı sıra denize dalma merakınız varsa ve de bütün bunların yanında sakin, sessiz bir dünya köşesi arıyorsanız, sakın durmayın Madagaskar sizleri bekliyor. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Madagaskar’da, muhteşem bir doğa zenginliği var. Kayıp bir kıta Madagaskar. Dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan hayvan ve bitki türlerine ev sahipliği yapıyor. Örneğin komet adı verilen dünyanın en büyük kelebeği bu ülkede yaşıyor. Hayvanat bahçelerinde bile göremeyeceğiniz maymunların bir alt türü sayılan lemürler yalnızca bu ülkenin yağmur ormanlarında bulunuyorlar. Kelebekler, böcekler, resimlerde bile görülmeyen onlarca kuş türü, böcek yiyen etçil çiçekler dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan rengarenk boynuzlu bukalemunlar, mavi, kırmızı renkli kurbağalar, Madagaskar’a özgü endemik bitkile ri oluşturuyorlar. Bu fakir ülkenin en önemli gelir kaynakları arasında vanilya ve karanfil başı çekiyor. Aslında bir orkide türü olan vanilyanın en kalitelisi Madagaskar topraklarında bulunuyor. Tabii, bundan da anlaşıldığı gibi Madagaskar bir orkide ülkesi ve doğasında elliden fazla orkide türü yetişiyor. Madagaskarlılara Malgaş adı veriliyor, ülkede konuşulan dil de Malgaşça. Malgaş dili Afrika’nın Bantu dilleriyle, Borneo ve Malay dillerinin karışımından ortaya çıkmış değişik bir dil. Adada 18 değişik etnik toplum yaşıyor. Ve bu toplumları oluşturan insanlar geçmişte Afrika, Borneo, Komor Adaları, Hindistan gibi ülkelerden gelmiş insanların karışımından ortaya çıkmış. Gerçi ülke nüfusu içinde Arap, Çin, Pakistan kökenli Madagaskarlılar da var. Geçmişte Hindistan ve Çin’den getirilmiş pirinç ülkede yaşayan insanların en önemli besin kaynağı. Kuzeyden güneye ülkenin iç platoları pirinç tarlalarıyla kaplı. Pirinç unundan yapılan çok güzel bir ekmekleri olduğu gibi, yine pirinçten yapılan “Ranovola” adında ulusal bir meşrubatları var. Aslında Madagaskar’ın ikliminde muzdan şeftaliye, portakaldan mangoya, ekmek ağacı meyvesinden bezelyeye kadar hemen her çeşit meyve, sebze yetiştiriliyor ve batılıların parasıyla hemen hemen her şey oldukça ucuz. En ucuz olan şey de el sanatları. Bizim paramızla ikiüç yeni liraya birbirinden güzel, alışık olmadığımız ül keye özgü el sanatı çok güzel şeyler alınabiliyor ve çok ucuza yemek yenebiliyor. Bilhassa ada olmasından kaynaklanan bu ülkede deniz ürünlerinin çeşitliliği ve ucuzluğu insanın iştahını kabartacak nitelikte. 10 yeni lira karşılığında güzel bir ıstakoz ziyafeti verebiliyorsunuz kendinize. Hem de bu ıstakozla iki, üç kişi karnını doyurabiliyor. Balık ve tavuktan sonra ülkede tüketilen iki çeşit et var. Biri domuz, biri zebu adı verilen Afrika orijinli hörgüçlü sığır. Domuz etini Hıristiyanlar yiyor. Zebu ise en çok tüketilen kırmızı et. Şiş kebabından soteye, ızgara biftekten kavurmaya ka dar her bir şeyi yapılıyor ve oldukça lezzetli bir tat. On sekiz milyonluk ülke nüfusunun yüzde 45’ini Hıristiyanlar, yüzde 10’unu Müslümanlar, geri kalanını da atalardan gelen geleneksel animist inançlı insanlar oluşturuyor. İster Hıristiyan, ister Müslüman ya da animist, tüm ülke insanları ruhlara, cinlere ve büyüye inanıyorlar. Astrolog adı verilen büyücülerin çok yaygın bir yeri var ülkede. Evlilikten sünnete, ölen bir kişinin toprağa verilmesinden bir evin inşasına kadar, onların uygun gördükleri vakit ve verdikleri önerilere göre hareket ediliyor. Yoksa, astrologların dediklerinin tersini yapmak uğursuzluk ve lanetlerle karşı karşıya gelmek demek. Bir de kendilerinden uzak durdukları lanetler yağdırdıklarına inandıkları kötü büyücüler var. Malgaşlar kötü ruhlardan çok korkuyor, bu nedenle de yaşamlarında belirli ölçüler içinde uğursuzluklarına inandıkları şeylerden uzak durmaya çalışıyorlar. Ülkedeki ölü gömme adetleri oldukça ilginç. Ölen kişinin cesedi mezara yerleştirildikten ikiüç yıl sonra yerinden çıkartılıp tekrar eve getiriliyor ve ikiüç gün evde tutulup yeni baştan kefenlenerek defnediliyor. Bu ikiüç gün boyunca herkes, ölünün ruhunun şerefine rum şişelerini dikip sarhoş oluyor, danslar edilip şarkılar söyleniyor, zebular kurban ediliyor ve hemen bütün köy halkının katılımıyla ölü evinde büyük bir şenlik yaşanıyor. Evet, Madagaskar turizme yeni yeni açılan henüz ucuz, sakin ve oldukça şaşırtıcı bir ülke. Madagaskar, doğasıyla ve henüz gün ışığına çıkartılmamış toprak altı zenginlikleriyle geleceğini bekliyor. fest@festtravel.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle