Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 BATUM Doğu Karadeniz’deki komşu Yazı ve fotoğraflar: Doğan Hasol on aylarda iki kez yolum S Batum’a düştü. İstanbul’dan uçakla Trabzon’a, oradan da otomobille kıyı yolunu izleyerek önce sınır kapısı Sarp’a, sonra da Batum’a. Sınır kapısı her iki tarafta da karmaşık. Karadeniz’in bizim için bittiği noktada yer alan Sarp, bölünmüş bir köy; bir bölümü bizde, ötekisi Gürcülerde. Batum, sınırdan 20 kilometre uzakta. Sarp’tan hemen sonra, Çoruh Nehri’nin denize döküldüğü noktadan başlayarak topografya değişiyor. Kıyı şeridi genişleyip bir ovaya dönüşürken arkadaki dağlar alçalıyor. Batumlular bu nehrin Avrupa ile Asya arasında sınır oluşturduğunu söylüyorlar. Bu söyleyişe göre Türkiye Avrupa’da, Gürcistan Asya’da oluyor. Bana sorarsanız yaşam tarzı bakımından Gürcistan çok daha Avrupalı. Sarp’a kadar olan anarşik yapılaşma ve görsel kargaşa Batum’da yerini dinginliğe bırakıyor. 137 bin dolayındaki nüfusuyla Batum, bugünkü özgün adıyla Batumi, Gürcis tan’ın özerk iki cumhuriyetinden biri olan Acara’nın başkenti. 16.yüzyıldan başlayarak 1878’e kadar Osmanlı egemenliğinde kalmış. O tarihten sonra da Ruslara geçmiş. Nisan 1918’den Temmuz 1920’ye kadar yeniden Osmanlıların yönetimine girmiş, sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin. Batum’da turizm Batum bir liman kenti; Bakü’den gelen bir petrol boru hattı da burada son buluyor. Kentin girişinde Sovyetler Birliği döneminde yapılmış yüksek bloklar dikkati çekiyor. Tümü perişan görünüşlü. İçlerinde yaşanıyor ama çoğunun pencere camları bile eksik. Kentin tarihsel yapılaşmasıyla hiç mi hiç bağdaşmayan bu insan silolarının yakında yıkılmaları programa alınmış. Buna karşılık Karadeniz kıyısıyla dağlar arasındaki düzlükte yer alan kentin çok düzenli bir yerleşimi var. Özellikle, Ruslar döneminde yapılmış çoğu iki katlı yapılar, bugün biraz bakımsız olsalar bile çok tutarlı bir görünüm sergiliyorlar ve oldukları gibi korundukları için akıllıca yapılacak bir bakım,