Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BATMAN 5 1301 yılında Moğollar bu şehri zaptederek yağma ve tahrip ettiler. Bu tahrip o derece ağır oldu ki, Hasankeyf bir daha eski halini bulamadı. Kısa bir zaman14611482 yıllarında Akkoyunlu egemenliğine girdi. Bu gün Hasankeyf’te bulunan Zeynel Bey Türbesi Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e aittir. 1516 yılında şehir Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlılar şehri, kısmen harap olmuş ve eski önemini kaybetmiş halde buldular. Kültürel yok oluş Güneydoğu’da Ilısu Barajı ile birlikte Zeugma’dan sonra ikinci bir kültürel yok oluşa tanık oluyoruz. Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak başta Hasankeyf olmak üzere çevresindeki höyükler, tarihi yerleşimlerin geçmişi 10.000 yılı aşkın... Öte yanda Ilısu Barajı’nın ömrü ise yalnızca 60 yıl... Hasankeyf ve çevresi barajın temeli atıldığı halde halen sit alanı kapsamında bulunuyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3. maddesi sit alanlarının tanımını yapmış: ‘‘Sit; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent kalıntıları, önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış özellikleri ile korunası gerekli alanlardır.’’ Aynı kanunun 6. maddesinin c fık rası, korunması gereken gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları arasında sit alanları olduğunu da vurgulamıştır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun altıncı bölümünün 65. maddesine göre; ‘‘Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine yok olmasına veya her ne surette olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve elli bin liradan iki yüz bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.’’ Temelleri törenle atıldığından artık yapacak bir şey yok. Bu durumda Ilısu Barajı’na hoş geldin demek ne kadar zor. Şu aşamadan sonra sanırım Zeugma’da olduğu gibi burada da yetkililer ce göstermelik olarak bazı yapıların başka yere taşınması sağlanarak kültür varlığı sorununun çözümleneceği sanılıyor. Açıklamalara göre buradaki eserler özel bir köpükle kaplanıp taşınacak ve sonra çelik halatlarla sarılacakmış. Eserler parçalara ayrılmadan taşınacak, arkeolojik park ve açık hava müzesi olarak isimlendirilen yeni yerlerine götürülecekmiş. Ancak ortada Zeugma, Allionai gibi örnekler varken, ne söylenirse söylensin bir tarihi geçmişin ortadan kalkacağı da açıktır. Sizlere kalan da eğer daha önce hiç görmediyseniz bir an önce bu tarihi doku sular altında kalıp tarihe karışmadan oraya gidip bölge tarihine son tanıklık eden kişilerden biri olmanızdır. mustafaandic@hotmail.com