Katalog

KAPAK 5 üzerinde eskiyi yaşatan sokaklar oluşturmuş. Uğruna türküler yakılan ve eski zaman sevdalarında yare kavuşulan bu sokakları gezmeden, her an bir misafiri tüm içtenliğiyle ağırlayabilecek evlerden birinde mistik ortamı teneffüs etmeden sakın ola Urfa’dan dönmeyin... Mistik yolculuk Gelenin de, gidenin de ağladığı bu tarih, kültür ve folklor diyarındaki gezinize Sarayönü Caddesi’nden eski Urfa’nın egemen olduğu Yıldız Meydanı’na inerek başlayabilirsiniz. Burada eski Urfa evlerinin avuçlarında duran heybetli minaresiyle Ulu Cami’yi gezmeden geçmeyin. Haşimiye Meydanı’na geldiğinizde eski Urfa’nın tam merkezinde olduğunu anlayacaksınız. Zamanın burada tamamen değiştiğini, eskiye özgü ne varsa, geçmişi ne anımsatıyorsa bu meydanda gözlemleyebilirsiniz. Balıklıgöl’e yönelmek isterseniz fazla bir çaba harcamayın. Ulu Camii’nin gölgesinin düştüğü Yıldız Meydanı yolundan aşağıya doğru inerseniz, tarihin ve kültürün bağrına geldiğinizi anlarsınız. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı varsayılan Balıklıgöl ile tam yanındaki Ayn Züleyha gölüne ulaşmak için her biri birbirinden çekici ve otantik çok sayıda güzergahınız vardır. Ancak size tavsiyemiz baharat kokularının egemen olduğu İsotçu Pazarı’ndan Gümrük Hanı’na, Bakırcılar Çarşısı’ndan, Tenekeci Pazarı’na sonra da Sipahı Pazarı’na URFA KALESİ’NDEN KENTİN GENEL GÖRÜNTÜSÜ (ÜSTTE) VE BALIKLIGÖL (SAĞDA) ulaşın. Abalar içinde, tahta zeminde, kök boyalı halılara uzanmış, demli çayın buharında müşteri bekleyen esnaf size tüm konukseverliğiyle yardımcı olacaktır. Kendinizi 19. yüzyıl çarşılarından birinde hissedeceğiniz sokakları gezdiğinizde, geçmişin eskiliğinde otantizmin doruklarına çıkacaksınız. Urfa’nın hanları Dar ve köhne sokakların birbirlerine bağladığı çarşılar ve hanlarda, yok olmaya yüz tutmuş mesleklerin son icracılarının, insan üstü bir çaba ve tarihsel bir sorumlulukla ortaya çıkardığı el emeği göz nuru ürünler göreceksiniz. Tahta kürsülere sığınmış eski zaman insanları fotoğraf makinenizin objektifine birer sürpriz nakşettiğinde, burnunuza kaçak tütünden sarılmış ? Ahmet Paşa tarafından yaptırılan Rızvaniye Camisi ve az ötede bugün Selahaddin Eyyubi Camisi’ne dönüştürülen Hıristiyanlığın ilk ve büyük kiliselerinden Saint Jean Kilisesi’yle yine camiye dönüştürülen Oniki Havari Kilisesi ya da Fırfırlı Kilise bulunur. Birkaç yüz metre ilerideki Ulu Cami (Saint Stefanos Kilisesi) , Saint PetrusSaint Paulus kilisesini gezmek sizi zaman tünelinden büyülü bir dünyaya götürür. Sıra gecelerinde yanık sesleriyle hoyrat okuyan gençler size derin bir musåki kültürünün ipuçlarını verir. Okunan gazeller kulaklara bazen bir kilise ilahisini, bazen Bach’ın bir ezgisini bazen de Urfa’ya özgü Rehavi makamını fısıldar gibi olur. Dinler tarihinin bu ünlü şehri gezildiğinde insan ruhuna dolan gizem, İbrahim, Yakup, Musa, Eyyup, Elyesa, Şu’ayb peygamberlerin bıraktıkları söylencelerle beslenir. Hıristiyanlarca Urfa’ya verilen “kutsanmış şehir” unvanında ünlü “İsa’nın mendili” söylencesinin büyük rolü vardır. Urfa’dan güneye doğru 40 kilometre kadar giderseniz Harran harabeleriyle karşılaşırsınız. Paganizmin , Sabiiğin, çoktanrılı dinden tektanrılı dine evrilen insanların izini süreceğiniz bu kalıntılar, Moğol talanından arta kalabilmiş kalesiyle, Sin mabedi ve surlarıyla, üniversitesiyle, Firdevs Camisi’yle, ilginç ?