Katalog

14 GEZGİN AİLESİ TIRIŞIK Nabi Tırışık [email protected] ANTİK KENTLER Efendim, Bugün, memleketin dağı tepesi, “asarı atika” sınıfında kabul edildiği için vatandaşın üstüne basmaya bile imtina ettiği eski devirlerden kalma bir taş terakümünün işgali altındadır. Evet! Yanlış okumadınız? Dağlarımızın özellikle de o güzelim Toroslarımızın en müstesna yerleri, en manzaralı zirveleri, kimin istihsal ettiğini dahi, doğru dürüst bilmediğimiz, isimleri dahi eski kefere lisanından bihakkın tercüme edilememiş, Kremna’sından Perge’sine, Sillion’undan Termessos’una garaip bir isim silsilesi ile donatılmış, birbiri üzerine yığılı bir moloz topağının esareti altında, asırlardır inim inim inlemektedir. Nedir bu vatan toprağının dört bir yanını adeta yıkık dökük bir mezbelelik haline çeviren taşcuruf kıyameti? Neden bir vatan evladı bu meseleye bir çözüm bulalım, şu enkazı ortadan kaldırıp hiç olmazsa mıcır yapalım, altındaki vatan toprağına bir nefes aldıralım, yerine çayır çimen ekelim, varsın üstünde keklikler seksin, tavşanlar zıpırdaşsın diye teşebbüste bulunmaz? İlla ki adına her “antik kent” denilen yıkıntının, döküntünün bulunduğu beldeye Sayın “Koçbaş” gibi bir belediye reisi mi icat edelim? Dev semazen heykelinden, Haliç’in ortasına boynuz dikme projesine kadar turizm camiasında birçok projeye isim babalığı yapmış naçizane bir turizm muharriri olarak sayın Kültür ve Turizm Bakanımızdan istirham ediyorum. Sayın Bakanım! Bitirin bu eziyeti. Döktürün şu kaya yığınını Güver kanyonu mu olur Varla’mı olur vatanın müsait bir çatlağına. Hem Toroslar nefes alsın, hem de memleket tabii bir boşluğunu doldursun, bir derdine daha derman bulsun. GİTTİM, GÖRDÜM Gizemli Likya turu enizi, kumsalı, yeşili ören yerleri D ile Fethiye ve çevresi doğal ve kültür güzellikleriyle göz kamaştıran bir beldemiz. Bu bölgede Saklıkent içinden dağlardan eriyen kar sularının buz gibi aktığı derin ve uzun bir kanyon... Kelebekler vadisi; denizle biten yemyeşil bir vadi ve sonunda küçük bir şelale bulunuyor. Yine Fethiye körfezi içinde 12 ada; bu birbirinden sevimli adalar ve doğayla denizin öpüştüğü, pırıl pırıl sularıyla ıssız ve sessiz koylar. Doğanın insanlara bir armağanı Ölüdeniz. Batık şehir; ilk çağlardan kalma bir ada şehir, büyük olasılıkla depremle çöküp sulara gömülmüş eski çağlardan kalma taş evler cumhuriyet dönemin de Yunanistan’la yapılan nüfus değişimiyle boşalan, 3 bin taş evli gizemli, boş eski bir Rum köyü, Kayaköy... Demre’deki Noel Baba Kilisesi; Myna Antik Kenti içindeki kaya mezarları ve görkemli tiyatrosu ile birbirinden güzel tarihi, kültürel ve doğal doku... Bu güzelliklerden sonra Hisarönü denen yerde; gözleri rahatsız eden ışıkları ve kulakları tırmalayan gürültüsüyle yoz bir kültürün içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu yörede özellikle İngilizler ev almış ve yerleşmişler... Yabancılara mülk satılmış! Bu yoz kültürü yaratan onlar... Eğlenceyi, müziği, sonuna kadar açıp, sokaklarda tepinenler de onlar. Asil İngiliz kültüründen kısmetlerine az pay düşmüş. Sonuç; bir kültür ve eğlence yozlaşması yaşanıyor. Saim Canatan İpuçları: Karşısında ve arkasında da adalar var. Fotoğraftaki tarihi yapı eski bir Rum okuluydu. Hüseyin Rahmi Gürpınar bu adada yaşadı ve öldü; şimdi evi müze. Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekilişle üç kişiye Cumhuriyet Kitap Kulübü’nden kitap armağan ediyoruz. Yanıtları 10 Ekim 2005 Pazartesi saat 18.00’e kadar faks veya eposta ile bekliyoruz. GEÇEN SAYI: Yanıt: Bafa Gölü, Söke Aydın. Kitap kazananlar: Hasan Ayyıldız (Edremit), Gülten Özkalalı (Konya), Aysu Bilgin (Ankara) GÖRSEL BULMACA Burası bir ada; bu adanın adı ne?