Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
aslında bir ‘demokrasi Babacan, Barosso savaşçısı’nın değil, bizatihi ve Rehn Anıtkabir’de... küresel güçlerin ‘sömürge valisi’nin psikolojisini taşıdığını açıkça göstermiştir. Nitekim bu ziyaret sırasında bir taraftan Avrupalı Barosso ki hatırlatalım o aslında bir Portekizlidir Avrupa’yı yüceltmeye çalışırken, Türkiye’de ‘Türklüğe’ karşı açılan çirkin cephenin mücadelesini başarıya kavuşturmak isteyenler, Barosso’ya ‘301 değişikliğini’ hediye etmeye çalışırken ellerini ayaklarına dolaştırmıştır. Elbette, bu ziyaret bir derstir. Belki bugünkü siyasi iktidarın hedefi Avrupa Birliği’nin siyasi ve ekonomik kriterlerini yerine getirmiş bir Türkiye olabilir. Ama Barosso’nun hedefi ve isteği bu değildir. Türkiye’nin ‘ağzıyla kuş tutsa’ AB’ye alınmayacağı bilinmektedir. "Türkiye'nin Avrupa'da yeri olmadığını ve Danimarkalılara bu konunun danışılmamasının kabul edilemez olduğunu" söyleyen koalisyon ortağı Danimarka Halk Partisi Başkanı Pia Kjaersgaard’ın bu sözlerini hafızası ‘nisyan ile malul’ olanlar hatırlamalıdır. Avrupa’nın gerçek niyetini öğrenmek isteyenler için yukarıdaki paragrafta Danimarka yazılı yerlere Avrupa sözcüğünü eklemek yeterli olacaktır. Bundan yaklaşık 4 yıl önce Stern Dergisi’nde (23Eylül 2004) yayınlanan karikatür herhalde hatırlanacaktır… Gözümüzde canlandırmaya çalışalım: C S TRATEJİ 5 söyleyince kendisinin kim olduğu da zaten anlaşılacaktır. Biz Barosso’yu da arkadaşları Olli Rehn, Romanı Prodi, Karen Fogg, Verheugen’i de iyi biliriz… Ama bilmesi gerekenler hala ‘aşağılık kompleksi’ içinde Türk Milleti ile Türklük ile kavgaya devam ediyor… Bizim içimizi acıtan esas mesele bu… Yoksa Barosso’nun şahsında, eline kamçıyı alıp bizi terbiye etmeye çalışan, ama demokrasi, hukuk ve insan hakları konusunda bir türlü ‘terbiyeli’ olmayı beceremeyen, iki yüzlü, kötü niyetli Avrupalı onu söylemiş, bunu demiş umurumuzda değil… Ahhhhh…Ahh.. Keşke bu güzel ülkenin, bu aziz milletin umurunda olanlar, biraz da bu ülkeyi yönetenlerin umurunda olsa… Mesela işsizlik… Mesela pahalılık.. Mesela yoksulluk… Mesela sosyal devlet… Mesela hukuk… Mesela sağlık… Mesela eğitim… Mesela Türkiye’nin refahı… Mesela Türkiye’nin huzuru… Mesela Türkiye’nin bağımsızlığı… Bunlar değil mi bizim ana sorunlarımız?.. Keşke Türkiye’yi yönetenler bu gaflet uykusundan uyansa, keşke yönetenler, Türkiye’nin sınırları dışındakiler kadar, içerdeki insanlarımıza da kendini adasa… O sonra… Bu sonra… Peki ama söyler misiniz?.. Türkiye kimin umurunda?... Avrupa Birliği’nin kapısı… Kapının altında fare deliği gibi küçük bir yerden, bıyıklı, saçları arkaya taralı biri içeri doğru bakıyor… Yanında duran çantanın üzerine iliştirilen Türk bayrağından adamın Türk olduğu anlaşılıyor… Kapının üzerinde ‘Türkçe’ değil ‘Arapça’ olarak ‘Özel Giriş’ yazıyor… Sonuçta karikatürün altında genel bir değerlendirme: "İçeri girecek kadar olgun değilsin" Türkiye’yi aşağılayan bu ‘aşağılık’ karikatür, AB çetesi içinde söz sahibi her kişi ve kuruluşun aklındadır, fikrindedir… Barosso, işte bu zihniyete sahip Avrupalı siyasetçilerden sadece birisidir. Sakın bizi aldatmaya, kendisinin ‘farklı’ olduğunu söylemeye kalkışmasın… Bize arkadaşlarını söylesin, bu yeter… Bunu